İşçiler Yıldız’a kol kanat gerdi
İşçiler birbirine güvenmeyi seçtiğinde güçleniyor. Ancak şiddete karşı mekanizmaları işletmeyenin, Yıldız’ı korumayanın devlet olduğunu da tartışmaya çalışıyor.

Uzun yıllardır AKP iktidarının gölgesinde yaşayan işçi ve emekçi kadınlar; işte, evde, sokakta yani bulundukları her alanda şiddetle burun buruna yaşam sürdürüyor. Ancak AKP iktidarının kadınlar için, işçi ve emekçiler için örgütlemeye çalıştığı ve hatta belli oranda başardığı şey güvensizlik hissiydi. İşçinin işçiye güvenmemesi, kadının kadına güvenmemesi, AKP iktidarının işçilerin örgütlenme mekanizmalarını baskıyla köreltmeye çalışmasının bir sonucu olarak ortaya çıkıyor. Ancak bunu aşan çokça örnek de var. Size Esma ve Yıldız’dan bahsetmek isterim.

Esma ile Yıldız İstanbul’da plastik üretimi yapan bir fabrikada çalışıyorlar. Esma üretimde, Yıldız ise taşeronda temizlik işçisi. İkisi de kendi çocuklarıyla yaşamaya çalışan iki kadın. Bu iki işi kadının dayanışma hikayesini sizinle paylaşalım…

Bir gece vakti Yıldız’ı imam nikahlı olduğu eşi, 3 çocuğuyla beraber evden kovuyor. Yıldız ne yapacağını bilemiyor ve Esma’yı arıyor. Esma da kapısını açıyor Yıldız’a. Artık kış gelmiş, hava soğuk. Çocuklar sabah okula gidecek, Yıldız ve Esma da işe. Ama o gece bir türlü sabah olmuyor. Oturuyorlar iki arkadaş ve ne yapabilirler diye düşünmeye başlıyorlar. Esma sabah işe gidiyor ve kendi bölüm temsilcisine durumu anlatıyor ama arkadaşını da incitmeden ona nasıl destek olabileceğinin yollarını arıyor. Esma bu durumu şöyle anlatıyordu; “Bana deseler ki bir arkadaşın düğünü var haydi para toplayalım, asla yapamam. Ama Yıldız’ın yaşadıkları bende bir şeyleri harekete geçirdi. Bir şeyler yapmalıydım, elimden bir şeyler gelmeliydi. Bir güç geldi birden, gittim bölüm temsilcim ile görüştüm.”

Temsilcisi ile görüştükten sonra, temsilcilerin olduğu bir grupta bu mesele paylaşılıyor ve işçiler Yıldız’ı hiç tanımamalarına, bilmemelerine rağmen aralarında bir dayanışma örmeye, Yıldız’a yeni bir hayat kurmaya başlıyorlar. Yıldız için fabrikada herkes el uzatıyor ve önce toplanan parayla bir ev tutuluyor. Esma, Yıldız’ı yanından ayırmıyor, evi de kendi binasında tutuyor.

Ev tutuldu ama ya eşyalar? Ya çocukların ihtiyaçları? Fabrikadaki fikir alışverişiyle Yıldız için nerelere başvuru yapabileceklerini, nelerden faydalanabileceklerini konuşuyorlar. Başvuruları yapıyorlar, aynı zamanda eşya arayışına da giriyorlar. Yıldız bir yandan yavaş yavaş güvende hissetmeye başlıyor, “Kapımı kapatayım, çocuklarım yanımda olsun, gecenin köründe uyandırılıp şiddete uğramayayım, başka bir şey istemiyorum. Zaten çalışıyorum ben, bakarım çocuklarıma” diyordu Yıldız. İşçilerin dayanışmasıyla Yıldız’a önce buzdolabı bulunuyor, sonra koltuklar, bir baza, yorgan, battaniye…

Hem çocuklar hem de Yıldız, şiddetsiz bir yuvaları olduğu için artık daha mutlular. Ama kaygı devam ediyor. Çünkü hem uzun yıllar maruz kaldıkları şiddetin travmasını atlatmak kolay değil hem de hâlâ tam olarak güvende hissetmiyorlar. Esma’nın ve işçilerin dayanışması ise sürüyor çünkü dayanışma yaşatıyor.

İşçiler birbirine güvenmeyi seçiyor, ancak mekanizmaları işletmeyenin, Yıldız’ı korumayanın devlet olduğunu da tartışmaya çalışıyor.

Görsel: Canva Pro yapay zeka görsel oluşturma aracı

İlgili haberler
Şiddet güvencesizliği, güvencesizlik şiddeti doğur...

Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir: 'Esnek çalışma kadın emekçilerin yeniden üretim alanındaki yükünü v...

Emek Partisi GYK üyesi Sema Barbaros: ‘Haklarımız...

Artan şiddet karşısında kadınların mücadele olanaklarını, iktidarın politikalarının kadına yönelik ş...

‘Yaralarımızı gizlememeliyiz’

'Biz aynı fabrikada çalışan ve şiddet gören iki kadınız. Kim bilir yara izlerini fondötenle kapatan...