Mesele çocuk bakımını kolaylaştırmak adı altında atılan adımlar olunca biliyorsunuz ki akla Ege Üniversitesi Hastanesinin kreşi geliyor. Hükümetin gülünç ve samimiyetsiz halleri her seferinde daha fazla kanıt ile karşımıza çıkıyor.

Bundan bir yıl önce tasarruf tedbirleri adı altında Ege Üniversitesinin kreşi kapatılmak istenmişti.  Emekçilerin mücadeleleri ile kapatma kararı geri çekilmişti. Fakat kreş taşerona devredilmişti. Kreş ücreti fahiş fiyatla işletilmeye devam ediyor. 25-30 bin civarında fahiş fiyatlar biçen bu durum karşısında ne oldu biliyor musunuz? İşten ayrılan ve ücretsiz izne çıkan kadın emekçiler oldu. Yani sözde çocuk bakımını kolaylaştıran kreş, kadınları eve hapsetti.

Peki ya şimdi ne oluyor? Yarı zamanlı çalışma ile sözde çocuk bakımını kolaylaştıracağını söyleyen hükümet bir yandan kreşleri kapatırken bir yandan da daha fazla açlığa sürüklüyor. Açık bir şekilde kadınları eve hapsedip çalışma hayatından uzaklaştırıyor. Ege Üniversitesi Hastanesinde ve hatta tüm kamu kuruluşlarında personel eksikliği had safhada iken zaten iş yükü çok olan emekçinin sırtına daha fazla yük binmiş olacak. Yarı zamanlı çalışıldığı için yarı ücret ödenecek, bu durum zaten ücretleri geç ve eksik ödeyen bir kurumda emekçiler için sefalet daha katmerli hale gelecek. Hizmet süresi derecelendirmemiz yarım süre olarak yansıyacak, derecelendirmeden kaynaklı üç beş lira fazla ücretimizden de olacağız. Emekli olma süremiz uzayacak ve muhtemelen bastonla, dişlerimizi arayarak işe gidecek, emekli olmadan öleceğiz.

Biz kadınlar kreşimizi kapatmaya çalıştığınız ilk anda bizleri evlere hapsedip çalışma hayatından uzaklaştırmaya çalıştığınızı biliyorduk, mücadelemizden ve birlikteliğimizden o zaman nasıl vazgeçmediysek şimdi de vazgeçmeyeceğiz.

Tasarruf tedbirleriniz de aile on yılınız da yarı zamanlı çalışmanız da yerin dibine batsın. Bizi emeğimizden, birliğimizden ve mücadelemizden alıkoyamayacaksınız.

Fotoğraf: Evrensel