47 yaşında emekli ve asgari ücretle çalışmaya devam eden bir kadınım. Lise ve ortaokulda okuyan 2 çocuğum var. Asgari ücretin 11 bin 402, bir ekmeğin 10 lira olduğu bir dönemde yaşıyoruz. Lisedeki oğlum hatırı sayılır bir okulda tam burslu okuyor, bana hiçbir masrafı yok. Yine de ay sonunu getiremiyorum. 5 kardeşimle aynı anda okuyan ve sadece babamın çalıştığı bir ailede yetiştim, şimdi bulunduğumuz durumu düşününce kafayı yememek elde değil. Kadınların sabahları ilk işi, adları sürekli reklamlarda çıkan zincir marketlerde kuyruğa girip indirimli ama az getirilen ürünlerden alabilmek. 3 tane ürün alacak ise 4 ya da 5 tane market gezip en ucuzu hangisiyse onu almaya çalışıyor.
Çocuklar da yetişkinler gibi şartların farkında ve etkileniyorlar. Lisedeki oğlum hafta sonu arkadaşlarıyla dışarı çıktı, marketten içecek ve atıştırmalık alıp parkta vakit geçirmişler. Neden kız arkadaşlarının olmadığını sordum, “Kızlar gelirse mutlaka bir kafe ya da alışveriş merkezine gitmemiz gerekir oralar da çok pahalı” dedi. Bunu duyarsız dediğimiz Z kuşağı söylüyor. Bu ekonomik şartlarda psikolojisi sağlam kimse kalmayacak.
Gelecek beni her zamankinden daha çok endişelendiriyor. Bir an önce bir şeyler değişmezse umutsuz insanlara bir de psikolojisi bozuk insanlar eklenecek. İşte o zaman ayıkla pirincin taşını.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Malunen emekli olsa da yaşamak için çalışmak zorun...
Türk-İş’in açıkladığı eylül ayı verilerinde açlık sınırı 13 bin lira olmuşken malunen emekli olmuş,...
Işıltılı caddelerin arka sokakları: Çöpten yemek t...
Ortaköy'de 70 lirayı geçen kumpir fiyatları, pahalı kafeler ve ışıltılı caddelerinin arkasındaki yaş...
'Emekli olup rahat etmek yok bize'
'Çalışan biz, üreten biz, geçinemeyen, faturasını ödemeye uğraşan ve markete korkarak giren biz; hal...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.