Merhaba Ekmek ve Gül okurları,
Ben İstanbul'un Ortaköy mahallesinde oturan Türkiye şartlarında ortalama bir gelir düzeyine sahip bir kadınım. Aslında buraya taşınana kadar bu bölgede İstanbul’un yüksek gelirli kesimlerinin yaşadığını düşünürdüm ve çoğu İstanbullunun da bu şekilde düşündüğünü biliyorum. Ancak bir süre geçtikten sonra burada yaşayan insanların, bu bölge henüz yapılaşmamışken Anadolu’nun çeşitli yerlerinden göç ederek yerleştiklerini, çok uzun yıllardır burada yaşayan aileler olduklarını ve sıkı bağları bulunan bir komşuluk ilişkilerinin bulunduğunu fark ettim. Kısacası bu bölgede herkes birbirini tanıyor. Ve dediğim gibi burada yaşayan insanları yüksek gelirli zannederken aslında gerçeğin hiç de böyle olmadığını fark etmem çok zamanımı almadı.
Kocası çok önceden vefat etmiş olan üst komşumun, çalışmayan ve bir takım sağlık problemleri olan kızıyla mahalledeki çöplerden pazar arabasını doldurduğunu ilk günlerde fark ettim fakat utanmasın diye görmemişim gibi davranarak yanından geçtim. Yine çalışmayan yaşlı insanların ise market market dolaşarak daha uygununu bulmaya çalıştıklarını ise ayakta zor durabilen çok yaşlı bir kadının indirime giren ıslak mendil paketinde kaç adet olduğunu sorması ile belki sonra tekrar gelip alırım bitmez ise demesiyle karşılaşmam da çok uzun sürmedi.
Özellikle yaşlı insanların, şu anki ekonomik koşullarda üç kuruş emekli maaşıyla market market dolaşarak veya çöpleri karıştırarak geçinmeye çalıştığına bu mahallede sürekli tanık oluyorum. Ben, insanların emekli olmasındaki amacı çalıştıkları onca yılın ardından rahatça yaşlılıklarını geçirebilmek için kazanılmış bir hak olarak düşünürdüm eskiden. Ama Türkiye’de emekliliğin ne demek olduğunu bariz bir şekilde görmek istersek eğer Google’a emekli insanların Türkçesi ve İngilizcesini yazarak görsellerini aratmamız yeterli olacaktır. Geçinemeyeceğini söyleyerek emekli olmak istemeyen çok fazla insanla karşılaşmamız anormal bir durum değil artık. Buna 50 senelik tecrübesi bulunan meslektaşım da dahil. Buna, hayatta tek hayali emekliliğini geçirebileceği sakin bir yerde ev almak olan fakat bu hayalden her geçen gün biraz daha uzaklaşan, artık sadece emekli olduğunda geçimi çok daha zorlaşacağından yorulduğu halde çalışmaya devam eden biricik öğretmen annem de dahil.
Umarım yakın gelecek herkes için çok daha umut dolu olur. Umarım bu ülkede bir gün emeklilik denilince sıcak bir yuvada torun sevmek gelir insanlarımızın aklına.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
İstanbul araştırması: Gıdaya erişim zorlaşıyor, ge...
İstanbul Planlama Ajansı'nın açıkladığı Eylül verileri İstanbullu'ların geçim sıkıntısının arttığını...
Zengine hazineden para, emekliye zırnık!
Cumhurbaşkanı’na sefalet içinde yaşam savaşı veren emeklilerin tepkisi büyük. Emekli olabilmek için...
Emekli olunca kadınların yükü bitmiyor: Geçim sıkı...
Kadınlar emekli olunca rahat bir nefes almıyor! Bu sefer de torunun bakımını üstleniyor, azıcık emek...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.