Direnişteki Kızılcaköylü kadınlar tiyatro ile mücadelelerini anlattılar
Daha önce hiç tiyatro görmeyen, tiyatroya gitmeyen, oyunculuk deneyimi olmayan kadınlar; mücadelelerini duyurmak için sahneye çıktı. Kendi direnişlerini hazırladıkları oyunla anlattılar.

Aydın Efeler Kızılcaköy’de, köylerine yapılmak istenen Jeotermal Enerji Santrallerine (JES) karşı 11 aydır direnişini sürdüren, mücadelenin öznesi Kızılcaköylü kadınlar, Seher Çenesiz’in yazıp yönettiği, Hilal Yılmaz’ın reji asistanlığını yaptığı “Neymiş Bu Jeotermal” oyunu ile seyircilerle buluştu. Mücadelenin sanatla buluştuğu sahnenin kadınları, “Gerçek hayatımızı sahneye taşıdık, ne yaşadıysak onu oynadık” dedi. Daha önce tiyatro ile hiçbir ilgilerinin olmadığını dile getiren Kızılcaköylü kadınlar, “Bu tiyatro oyunuyla sesimizi daha fazla duyurmak istedik. Havamızı, suyumuzu, toprağımızı zehirlemesinler diye mücadeleye ve sesimizi duyurmaya devam edeceğiz” dedi.


Oyun sonrası konuşan, oyunun yazarı ve yönetmeni Seher Çenesiz, ”Bu tiyatro fikri çıktığında bir 8 Mart günüydü. Yıllarını kadın mücadelesine ve naçizane tiyatroya adamış biriyim. Bizler Kızılcaköylü kadınların mücadelesi için ‘Ne yapabiliriz?’ diye düşündük ve bu tiyatro oyununu hazırlamaya karar verdik. Gönüllülük esasıyla ve emeğimizle bir araya geldik. Gerçekten kadınlarımıza çok teşekkür ediyorum; önce kendilerine inandıkları, sonra bana inandıkları için. Bu kadınlar bu çadırda her gün bu hayatı yaşıyorlar. Hem evlerine hem işlerine yetişiyorlar hem de topraklarını, sularını savunuyorlar. Dayanışma önemli. Umarım hayatın her alanında, kadın alanında, çevre alanında, birçok alanda hep birlikte olmaya, sorunlarımızı sanatla buluşturmaya, naçizane devam edebiliriz” dedi.

‘BURADA GERÇEK HAYATIMIZI ANLATTIK’
Oyun sonrası reji asistanı Hilal Yılmaz ve oyuncular Melahat Yavuz, Hatice Barlas ve Ayşe Ayan ile ufak bir sohbet ettik.

Kızılcaköylü, üç çocuk annesi Melahat Yavuz, “Daha önce tiyatroya hiç ilgim yoktu, hiç tiyatroya bile gitmedim ben. Ama işte bu jeotermaller yüzünden, havamızı, suyumuzu, toprağımızı koruyalım, bir faydamız olsun diye mücadele ederken, sesimizi daha fazla duyuralım diye tiyatromuzu oynadık. Ne mutlu sesimizi duyurabildi isek, bir faydamız olduysa... Gerçek hayatımızı, günlük hayatımızı anlattık burada. Hayatımızı çok etkiledi böyle bir tiyatro için çalışmak. Çok güzel bir renk kattı hayatımıza, mücadelemize” dedi.

‘OYUNDA AĞAÇLARIMIZIN O KUPKURU HALİNİ HATIRLADIM’
“Köyün tiyatrocusu oldum bu yaştan sonra” diyen Hatice Barlas, “Ben daha önce hiç tiyatro görmedim. Jeotermal kurulacak dediler. ‘Biz bu jeotermalleri istemiyoruz, yaptırmayacağız’ dedik. Tiyatro fikri Hilal ve Seher kızımdan çıktı ortaya. Çok hoşumuza gitti. Hayatımızı çok güzel etkiledi. Ben hep ağladım oyunlarda. O ağaçlarımızın o kupkuru halini hatırladım hep gözümden yaşlar geldi. Biz gerçekleri oynadık çünkü. İstemiyoruz biz jeotermal, dozerlerin önüne yatacağız, yaptırmayacağız. Ben yaşayacağımı yaşamışım zaten, çocuklarımız, torunlarımız için mücadele ediyorum. Kendimizi insanlara tiyatroyla anlattık. Tiyatroya devam edeceğiz” dedi.

Köyün bir diğer tiyatrocu teyzesi Ayşe Ayan, “Kızlarımız direniş çadırımıza geldiler. ‘Böyle bir tiyatro yapabilir miyiz’ dediler, ‘Yaparız’ dedik, başardık. Tiyatromuzu oynadık, mutluyuz. İyi ki böyle bir oyun hazırlamışız. İnşallah devamı da olur başka tiyatrolarımız da olur” dedi.

‘BİZİ GÖREN HERKES GÖRMEYENLERE DE ANLATSIN’
Kızılcaköylü tiyatrocu kadınların mesajları şu oldu: “Biz köyümüze jeotermal istemiyoruz. Havamızı, suyumuzu, toprağımızı kirletmesinler, zeytinimizi, incirimizi kurutmasınlar. Sesimizi duyurmaya devam edeceğiz. Bizi seyreden, gören herkes görmeyenlere de anlatsın, yaysın mücadelemizi. Bütün Aydın halkının desteğini bekliyoruz.'”

‘SAHNEYLE MÜCADELEYİ BİRLEŞTİRDİK’
Kızılcaköy’de tiyatro fikrini hayata geçirenlerden, reji asistanı Hilal Yılmaz, “Sosyal hizmet uzmanıydım ben. 6 ay önce emekli oldum. Yıllardır sendika mücadelesi, çevre mücadelesi içerisindeyim. 25 yıldır Aydın’dayım. Son zamanlarda JES’lerle ilgili süreci yakından takip ediyorum. Kızılcaköy’de yaşanan ilk müdahaleden sonra, bir kış gününde Kadın Dayanışma Platformu ile beraber gittik direnişe destek vermek için. Girdiğim anda ilk aklıma gelen bir tiyatro sahnesiydi. Daha önce de sendikada, 8 Mart’la ilgili kendimiz bir sahne deneyimi yaşamıştık. Onun çok önemli bir katkısı olduğunu düşünüyorum, mücadelede, savunuculukta. Sahneyle mücadeleyi birleştirdik. 4 aydır gidiyoruz geliyoruz, çalışıyoruz. Kadınlar kaygılıydılar. Hiç tiyatro görmemişlerdi hayatlarında. Sahneye çıkmak onlar için tabii ki endişe vericiydi. Ama onlarda bir mücadele yüreği vardı. Sahneyle ilgili kaygılarını da aştılar, gördüğünüz gibi başardılar. Kızılcaköy’e ilk girdiğimiz anda o kadınların mücadeleden vazgeçmeyeceklerini anlamıştık. Kararlı ve cesurlardı” dedi.

İlgili haberler
Yaşam alanlarını savunan Kızılcaköylülere TOMA ve...

JES’e karşı çıkan Aydın Kızılcaköylülere TOMA ve gazla saldırdılar. Köylü kadınlar jandarmaya ‘Yazık...

Kızılcaköylü kadınlar yeni yılda JES istemiyor

5 aydır JES için gelen ekipleri köye sokmayan Kızılcaköylü kadınlar her türlü müdahaleye rağmen müca...

GÜNÜN OYUNU: Kızılcaköylü kadınlardan ‘Neymiş Bu J...

Jeotermal’e direnen Kızılcaköylü kadınlar ‘Neymiş Bu Jeotermal?’ oyunu ile direnişlerini anlatacak.