Ataerkilliğe verilmiş nüktedan bir yanıt: Kadınlar Ülkesi
Kadınlar Ülkesi 1915’te yazıldı; kitap olarak 1979 yılında yayımlandı. Ataerkinin ağırlıkta olduğu ütopya yazını, Charlotte Perkins Gilman’ın ütopyasıyla yeni bir bakış açısı kazandı.

Yaşadığı dönemin önde gelen hümanistlerinden ve kadın hakları savunucularından biri olan Charlotte Perkins Gilman’ın yazdığı Kadınlar Ülkesi, 1915 yılında kaleme alınmasına rağmen yayımlanması 1979 yılını bulan feminist bir ütopya.
Dünyayı keşfetme hevesiyle yanıp tutuşan Vandyck, Terry ve Jeff, karakterleri birbirinden oldukça farklı üç Amerikalı erkek. Varlığı sadece bir efsane gibi anlatılan, giden erkeklerin asla geri dönemediği söylenen Kadınlar Ülkesi’nden tesadüfen haberdar olduktan sonra oraya bir keşif gezisine çıkıyorlar. Sadece kadınlardan oluşan bir toplumun yapısıyla ilgili yürüttükleri tahminler ve hâlihazırda kafalarında bulunan eril kalıplar, gördükleri manzara karşısında yerle bir olan bu üçlü, Kadınlar Ülkesi’nde geçirdikleri bir yılı aşkın süre boyunca kafalarında yaratılan kadınlar hakkındaki ön yargıların ne kadar gerçek dışı olduğunu idrak ediyorlar. Bu kadar iyi organize edilmiş, güzelliklerle dolu, temiz, bakımlı ve gelişkin bu ülkenin sadece kadınlar tarafından kurulduğuna başta inanmak istemeseler de orada bizzat yaşadıkça gördüklerinin gerçek olduğunun ayırdına varıyorlar.

Gilman bu kitapta “Toplumsal roller cinsiyete göre belirlenebilir mi? Kadınlık ve erkeklik değişmez kavramlar mıdır?” gibi sorulara yanıt ararken kadınların kurduğu bu ülkenin mantık, eşitlik ve sevgi üstüne inşa edildiğini vurguluyor. Kahramanlarımız ise Kadınlar Ülkesi’nin yönetim biçiminden inançlarına, eğitim anlayışından kültürüne, üretim ilişkilerinden ekonomisine kadar her konuda ne kadar bizim dünyamızdan farklı olduğunu orada kaldıkları süre boyunca deneyimliyorlar. Yeryüzünde bir cennet bahçesi gibi tasvir edilen, dağların arasında sıkışıp kalmış bu ülkede kurulan düzene hayranlık beslememek mümkün değil. Her ne kadar yazar bu ülkenin güzelliğini sadece kadınlardan kurulu bir toplum olmasına bağlamış olsa da dikkat çeken noktalardan biri de ülke toplumunun tamamen eşitlikçi oluşu ve üretimin tüm toplumca ortak bir biçimde yapılıp yönetilmesi. Bu ülkeye siyasi bir tanım yapılmak istenseydi, komünist bir ülke olduğu söylenebilirdi sanırım.

KUTSANAN ANNELİK…

Öte yandan kitapta mevcut düzendeki kadınlar konusunda yapılan tespitlerin ve anlatımların yazıldığı dönem itibarıyla değerlendirilmesine ihtiyaç var. Örneğin ülkeyi keşfe gelen üç Amerikalı erkek, kendi dünyalarını anlatırken kadınların tek işinin ev ile ilgilenmek ve çocuk bakmak olduğunu söylüyorlar. Her ne kadar şimdilerde de kadına biçilen görevler arasında bunlar ilk sıralarda yer alsa da kadının da çalışma hayatına katılması artık yadırganamaz bir durumda. Kadınlar Ülkesi’nde anneliğin bu kadar kutsanması; hatta kendilerini bir anneler toplumu olarak ifade etmeleri ise bana şaşırtıcı geldi. Kadınların kurduğu ütopik bir ülkede kadınla anneliğin özdeşleştirilmemesini beklerdim. Bu durumun da kitabın yazıldığı dönemin bilinç düzeyi ile ilintili olduğunu tahmin ediyorum.

Yazıldığı döneme göre oldukça ilerici, sorgulayan ve sorgulatan bu roman için “ataerkilliğe verilmiş nüktedan bir yanıt” değerlendirmesi de yapılmış. 2018 yılında İthaki Yayınları tarafından Türkçe yayımlanan roman, bu yıl yeniden İş Bankası Kültür Yayınları tarafından basılmış. Okuyacakları bol düşünmeli, sorgulamalı, yaşadığımız dünyadan, içine sıkıştırıldığımız düzenden ve kalıplardan soğutmalı bir yolculuk bekliyor.

KÜNYE
Yazar: Charlotte Perkins Gilman
Çevirmen: Sevda Deniz Karali
Yayınevi: İthaki Yayınları
İlk Baskı Yılı: 2018
209 sayfa
İlgili haberler
KİRKE: Had bildirmeyi seven erkek ozanlara karşı k...

Kirke, yalnızlığa mahkûm edilmiş bir kadının kendi gücünün farkına varmasının, çalışarak büyütmesini...

Kız çocukları için cinsiyetçi izleri aşan bir kita...

Amerikalı Psikolog Stephanie Tabashneck hazırladığı boyama kitabıyla kız ve oğlan çocuklarına yöneli...

Yeniden üretim ve Ari Venüs

Kadınların faşizmde doğurganlığa hapsedilerek, ‘milletin yeniden üretilmesinde’ nesne haline getiril...