Geçen hafta Google’ın bir erkek programcısının, cinsiyetçi ‘manifestosu’ nedeniyle işten atıldığını okuduk her yerde.
Bu programcı, teknoloji alanında çok az sayıda kadının çalışmasını ve yönetici olmasını kadınların biyolojik yapılarına bağlı olarak açıkladığı 3000 sözcükten oluşan bir ‘manifesto’ yayınlamıştı. Bu ‘manifestoda’ diyor ki “Kadınlar duygu ve estetik açısından duyarlı oldukları için sanat alanında ve toplumsal mesleklerde başarılı olurlar. Erkekler ise onları daha iyi programcı yapan doğal yeteneklere sahipler.”
Yazının kamuoyuna yansıması ve tartışması sonrası bu mühendis işten atıldı. Google bu nedenle alkışlandı, falan...
Bu alanda dişiyle tırnağıyla var olma mücadelesi bakımından ise şaşıracak da alkışlanacak da bir şey yok gibi görünüyor.
Bu ‘manifestonun’ ardından Huffington Post gazetesinde yayımlanan bir yazı kadınların bu ‘şaşıramama ve sevinememe’ halinin aslında bizce ‘trajik’ nedenlerini ortaya koyan bir yazı yayınladı. Kendisi de bu alanda varolma mücadelesi veren mühendis arkadaşımız Canan Ertürk’ün çevirisiyle sizinle paylaşıyoruz...
Mühendislik alanında çalışan kadınlar... Siz de hikayelerinizi bizimle paylaşır mısınız?
Hadi öptük :)

TEKNOLOJİ ALANINDA ÇALIŞAN KADINLAR GOOGLE'IN 'ŞOK EDİCİ' MANİFESTOSUNA HİÇ DE ŞAŞIRMADILAR

Şu an ‘eski’ çalışan haline gelmiş bir Google yazılım mühendisi tarafından kaleme alınan ve 3 bin küsur kelime içeren "manifesto" bu hafta İnternet'i ayağa kaldırdı. Diğer birçok şeyin yanı sıra, teknoloji firmalarındaki cinsiyet ayrımının geçerli sebebi olarak kadınların biyolojik olarak farklı, güçlü pozisyonlar içinse çok nevrotik olduklarını iddia etti.
Manşetler haberi "şok edici" olarak nitelendirdi. Köşe yazarları, bu manifestonun insanların "teknolojik- bro" ** kültürüyle ilgili en büyük korkularını doğruladığını söyledi. Fakat teknolojide -farklı firmalarda ve farklı rollerde- çalışan kadınlar bunun yeni bir şey olmadığını söylüyor.
(*Tech- bro: Teknik alanda çalışan, genellikle sosyal becerilerden yoksun olan erkek çalışan)
28 yaşındaki Caitlin, HuffPost’a şunları söylüyor: "Büyük bir medya reyting firmasının analitik çözüm ekibinde teknik bir proje yöneticisiyim. Kod yazıyor, veritabanı sorguluyor ve karmaşık algoritmalar tasarlıyorum. Aynı zamanda iş yerinde saygınlık beklentisi olmayan bir kadınım."
Caitlin, toplantılarında konuşma sırası için her gün nasıl da savaşması gerektiğini anlatıyor. Patronu Caitlin’e övgüler yağdırırken, aynı anda tam bir yıl boyunca terfi beklememesini de söylemiş, üstelik Caitlin’in altında çalışan erkekler birden fazla kez terfi almışken. Caitlin’e göre, manifesto beyaz ve erkek olmayanların deneyimledikleri karşısında sektördeki pek çok kişinin ne kadar kör olduğunun açık bir kanıtı.
"Google'da bu manifestoyu yazan kişi bir şeyi açıkça ortaya koyuyor: Kahrolasının hiç bir fikri yok. Her gün kendini kanıtlamak zorunda hissetmenin neye benzediği ve böylesi bir ortamda ne kadar da güçlü görünmek zorunda kaldığımız hakkında tek bir fikri bile yok..."
Sosyal medyada, teknoloji alanında çalışan birçok kadın bu manifestonun hiç de sürpriz olmadığını dile getirdi ve Google'ı bu olay sonucunda çalışanını hızlı bir şekilde işten çıkardığı için alkışladı.
Teknoloji alanında çeşitlilik eksikliği büyük bir sorun olmayı sürdürüyor, üstelik tek bir değişim emaresi bile göstermeksizin. 2015 yılındaki bir araştırma, ABD’de teknoloji firmalarında çalışan kadınların oranının 1990'lardan bugüne oldukça düştüğünü tespit ediyor. Teknolojide çeşitliliği teşvik etmeyi amaçlayan ve kar amacı gütmeyen Open Mic firması, Adobe, Microsoft ve Google gibi büyük teknoloji firmalarında çalışanların yüzde 56 ile 69 arasında “beyaz” çalışanlar olduğunu tahmin ediyor. Araştırmalar gösteriyor ki; teknoloji alanında çalışan ve olması gerekenden düşük seviyede temsil edilen kadınların üçte birinin terfileri gözardı ediliyor, böylesi bir oran başka hiçbir grupta yok.
Ancak manifestonun iddialarına rağmen, çeşitliliğin firmaların sonuçlarını düzelteceğinin açık kanıtları var. Morgan Stanley tarafından yayınlanan yakın tarihli bir rapor, örneğin; daha fazla cinsiyet farklılığına sahip teknoloji firmalarının kazancının, daha az farklılık gösteren firmalardan yüzde 5,4 daha fazla olduğunu tespit etti.
Buna rağmen, birçok kadın için toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılık, iş başvuru sürecinden bile önce başlıyor.
Yakın zamanda bilgisayar bilimlerinde derece almak için okula geri dönen 34 yaşındaki Chryssy Joski, daha önce garson, bar görevlisi ve banka memuru olarak çalışmış. Bölümünde erkeklerle kadınların eşit sayıda olmasını umuyordu ama 16 erkek ve sadece dört kadın vardı. Hiçbir zaman açık bir ayrımcılığa maruz kalmasa da, Google manifesto yazarının “kadınlar sosyal ya da sanatsal alanlardaki işleri tercih etmeli ve daha az iddialı olmalılar” gibi önyargıları deneyimlemiş.
Chryssy “Erkek sınıf arkadaşlarımız, grup projelerinde dokümantasyon, tasarım ve test etme gibi programlamanın daha ‘kolay’ taraflarından sıklıkla sıyrılıyorlardı” diyor. "Sınıf arkadaşlarım hiçbir zaman aşırı kadın düşmanı olmadı ve kadın öğrenciler ile her zaman iyiydiler…Fakat bu bilinçaltı, açık bir kadın düşmanlığı ortamını besliyor." Aslında son zamanlarda yapılan bir araştırma sonucuna göre, kadınların işyerinde başarılı olabilmesi için kibar olması ve toplumsal cinsiyet rollerine uyması bekleniyor.
Joski, küçük kızı çalışmaya başlayana kadar bazı şeylerin zamanla gelişeceğini umduğunu, ancak yine de kızını eşitliğin uzakta olma ihtimaline de hazırlandığını anlatıyor.
"Kızım teknoloji kariyerini seçerse umarım benim karşılaştığım ayrımcılıkla ve kadın düşmanlığı ile karşılaşmaz. Benim görevim, onu bazı erkeklerin -hatta kadınların da- gerici tutum ve davranışlarının üstesinden gelebilecek kadar dayanıklı şekilde yetiştirmek."
Diğerleri gibi Elisabeth Yarrow da manifestoyu ilerlemenin bir işareti olarak görüyor - karmakarışık olsa da. 45 yaşında bir yazar ve pazarlama müdürü olan Yarrow, 2004 yılından bu yana teknoloi alanında çalışıyor ve bugüne kadar sadece işini yapmaya çalışırken “evli, niteliksiz erkekler tarafından taciz edildim” diyor.
Yarrow, "Google 'mağara adamının’ tepki vermesinin sebebini biliyorum çünkü erkekler kadınlardan korkuyorlar" diyor. "Kültürel bir değişime uğramak zorundayız."

İlk kadın inşaat mühendisi Sabiha Rıfat Gürayman’ın hikayesini de şuraya koyalım… 1910 doğumlu bir kadının yaşadıklarının 2007 yılında hala kadınlara tanıdık gelmesi ise… Tek kelimeyle söyleyelim: BIK-TIK!