Örgütsüz ve kuralsız çalışma işyerinde taciz ve şiddeti artırıyor
KEİG’in düzenlediği ‘İşyerleri kadınlar için ne kadar güvenli’ başlıklı panelde işçi kadınların işyerlerinde yaşadığı taciz, cinsel saldırı, şiddet ve mobbinge dikkat çekildi.

Kadın Emeği ve İstihdamı Girişimi Platformu (KEİG) tarafından düzenlenen “İşyerleri kadınlar için ne kadar güvenli” başlıklı panelde işçi kadınların işyerlerinde karşı karşıya kaldığı şiddet, taciz ve işçi sağlığı sorunları konuşuldu. İşçi sağlığı iş güvenliği önlemlerinin işçi kadınlar gözetilmeden düzenlendiğine dikkat çekilen panelde örgütlülüğün önemi vurgulandı.

İŞÇİ SAĞLIĞI İŞ GÜVENLİĞİ KRİTERLERİ KADIN İŞÇİLERİ GÖZETMİYOR

Necla Akgökçe, işyerinde kadın ve erkek işçiler için tehlike ve risklerin farklı olduğuna ancak işçi sağlığı iş güvenliği kriterleri belirlenirken bu noktanın dikkate alınmadığını aksine yalnızca erkek işçilerin deneyimlerinin esas alındığına vurgu yaptı. Kadınların çalıştığı, “kadın işi” olarak görülen iş ve mesleklerin “kolay” ve “güvenli” olarak değerlendirildiğine dikkat çeken Akgökçe şöyle konuştu: “İşçi sağlığı iş güvenliği kriterlerinin öngörülebilir ve hesaplanabilir risklere dayanması, uzun vadeli etkileri kapsamaması kadınları etkiliyor. Kadınlar çalışma koşulları gereği daha uzun vadeli etkileri daha fazla yaşıyor. Kadınlar erkeklerle aynı tehlikelerle karşı karşıya olmayabilir ama erkeklerin çalıştığı iş kolları ‘riskli’ kadınların çalıştığı iş kollarının ise ‘güvenli’ olduğu algısı kadınlar için özel önlemler almayı geride bırakıyor.”
Öte yandan işlerlerinde yaşanan taciz, cinsel saldırı ve şiddetin de işçi sağlığı iş güvenliği kapsamında değerlendirilmediğine dikkat çeken Akgökçe, kadınların üzerine bırakılan ev işleri ve bakım yükümlülüklerinin de işçi sağlığı iş güvenliğini etkilediğini ama bunun da göz önünde bulundurulmadığını söyledi. Necla Akgökçe işçi sağlığı iş güvenliği konusunda tehlike/risk raporlarının toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve kadın işçiler gözetilerek yeniden ele alınması gerektiğine dikkat çekti.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ İŞYERİNDEKİ ŞİDDETİ DE KAPSIYOR
“Hukuksal boyutuyla işyerinde şiddet, mobbing ve taciz” başlıklı konuşmasında Prof. Dr. Kadriye Bakırcı, İstanbul Sözleşmesinin çalışma yaşamındaki kadınları korumak için de önemli olduğuna dikkat çekti. İstanbul Sözleşmesini referans alan ve işyerlerinde kadınların karşı karşıya kaldığı şiddet ve ayrımcılığı ele alan bir İLO sözleşmesi de hazırlandığını ancak bunun henüz hiçbir ülke tarafından imzalanmadığını dile getiren Bakırcı, İstanbul Sözleşmesinin olumlu yönleri konusunda şunları söyledi: “İstanbul Sözleşmesi yalnızca hane işindeki şiddeti değil kamusal alanda yani dolayısıyla işyerinde de kadınların maruz kaldığı şiddeti kapsıyor, buna mobbing de dahil, ücret eşitsizliği de dahil.”


İŞÇİ KOMİTELERİ ÇOK ÖNEMLİ

Sendika Uzmanı Nuran Gülenç de “İşyerlerinde kadına yönelik şiddet ve tacizin önlenmesinde sendikaların rolü” başlığında yaptığı konuşmada örgütlenmenin ve işçi komitelerinin önemine vurgu yaptı.
Sendikal mekanizmalardaki eksikliğe de dikkat çeken Gülenç, işyerlerindeki taciz ve şiddetin görünür olabilmesi için sendikaların kadın politikası olması gerektiğini söyledi. Örgütsüz işyerlerinde kadın işçilere yönelik şiddet, taciz ve mobbingin daha yaygın ve rahat yapıldığını ifade eden Gülenç, sendikalı işyerlerinde kadınların daha güçlendiğini, taciz ve şiddetin daha görünür hale getirildiğini, cezasızlığın daha az yaşandığını ve bilinçlenmenin arttığını dile getirdi. İşyerlerinde işçi komitelerinin varlığının hem doğru olmayan ve kendiliğinden yöntemlerin önüne geçmek hem de taciz ve şiddetin önüne geçmek için oldukça önemli olduğunu vurguladı.

GÖÇMEN İŞÇİLER ŞİDDET VE TACİZE DAHA FAZLA MARUZ KALIYOR
Tekstil işçisi Fikriye Sarıgül de işyerlerinden deneyimler paylaştığı konuşmasında ev işleri, çocuk, hasta, yaşlı bakım yükümlülüklerinin kadınların üzerine bırakılmasının ve toplumsallaştırılmamasının kadınların yükünü artırdığını ve işyerlerinde tehlike yarattığını dile getirdi.
Sendikasız, örgütsüz, kuralsız, merdiven altı işyerlerinde kadın işçilere yönelik taciz, şiddet ve mobbingin arttığının altını çizen Sarıgül, işçi komitelerinin yanı sıra kadın işçi komitelerinin de önemine vurgu yaptı. Sarıgül, özellikle göçmen kadın işçilerin ve hatta çocuk işçilerin taciz ve şiddete daha fazla maruz kaldığına ve buna karşı koyamadıklarına dikkat çekti.
İlgili haberler
GÜNÜN BİLGİSİ: Cibali tütün fabrikası ve kadın işç...

Cibali Fabrikası kadınların tütün kokan elleri üzerinde yükselir. Ancak aynı şartlar ve zorluklarda...

Sovyetlerde işçi sağlığı ve iş güvenliği: Çalışırk...

Ne yani çalışma yaşamı insan hayatı merkezli inşa edilemez mi? Burada kadın ve çocuklar ayrıca gözet...

Fabrikadan eve, bitmeyen çile…

Bir araştırmada; depresyonun kadınlaştığı, kadınların erkeklerden 2 kat daha fazla depresyona yakala...

İşten atılan kadın işçiler kendi talepleriyle fabr...

Kocaeli’de VİP Tekstil firmasında çalışan işçiler sendikalaştıkları için işten atıldı. İşten atılan...

Fabrikada çalışma yükü, evde şiddet artıyor

Çorlu’da plastik fabrikasında çalışan bir grup kadın işçi krizin çalışma koşullarına yansımasını anl...

Krizde işçi sağlığı iş güvenliği: Canımız birliğim...

Kadın işçilere koruma ayakkabıları verilmiyor. Makinelerdeki sensörler devre dışı bırakılıyor. Yemek...