Eyüp ilçesi Akşemsettin Mahallesi muhtar adayı Hülya Zabun hem ev ziyaretleri/toplantılar gerçekleştirirken mahalle halkının sorunlarını dinliyor, hem de seçime sayılı günler kala nasıl bir muhtar olunmalı ve mahalle halkının talepleri neler sorusu üzerinde duruyor.

60 bin nüfuslu mahalleye “neden bir kadın muhtar gerekli” sorularını da sık sık tartışıyor. Mahallede muhtarlık adayı için iki tercih var. Birincisi eski muhtar adayı ikincisi Hülya Zabun. Önceki muhtarlığın durumu mahellelinin deyimiyle; “babadan oğula geçen adeta saltanatlık”. Mahalleliyle sohbet ettiğimiz, tartıştığımız bir seçim çalışması yaparken gözlemlerimizi de paylaşmak istedik sizlerle.

BABADAN OĞULA MAHALLE SALTANATI

298 gecekondunun olduğu bu mahallede bir evde Hülya Zabun’un katıldığı bir seçim toplantısı yapıldı. Mahalleli “yıllardır gecekondular da yaşayan evleri ziyaret etmeyen muhtarı istemiyoruz” diyor. Nedeninin ise babadan oğula geçen muhtarlık olduğunu söylüyorlar. 1980’de şimdiki muhtarın babası mahallenin başına gelmiş, ardından oğlu muhtarlığı almış. O yıllardan bu yana bu saltanatlık hakim. Gecekondularda yaşayanlar; “tek kat evi yaparken tırnaklarımızla kazıdık. Muhtarın babası bize tapu çıkaracaktı, çıkarmadı. ‘Heyelan bölgesi’ deyip başlarından saldı. Ne bir kömür yardımı, ne yollar, ne de durak var” diyor.

MUHTAR MAHALLELİNİN SORUNLARINI ÇÖZMELİ

Kışın gecekondu evinde suların birikmesi ve temizlemesi çok güç olurken muhtar bunu gördüğü halde belediyeye söylemiyormuş. Mahalleli sular içinde yaşadıklarını söylüyor. Gecekondular için kentsel dönüşüm yapılacağı söyleniyor aynı zamanda. Bunun henüz tapuları bile olmayan insanları mağdur edip sokağa atmak demek olduğunu biliyoruz. Oy alamayacağı için gecekonduların olduğu yerlere gezmeyi bile gözden çıkarttığını öğreniyoruz. Burada yaşayan insanlar için; muhtarlık, mahalle sorunlarını birlikte çözmek zorunda. Muhtar, belediyenin değil mahallenin muhtarı olmalı. Bizim taleplerimizle, sorunlarımızla yan yana gelmek zorunda. Bir mahallenin nasıl olacağını burada yaşayanlarla çözmek gerekiyor. Mahalleli en çok tapusunu istiyor, diğer mahalleler muhtarlarıyla birlikte aldıysa kendilerinin de alabileceğini düşünüyorlar. O yüzden Hülya Zabun’u destekleyeceklerini söylüyorlar. Desteklemek değil sadece kendi oylarına, kendi sandıklarına sahip çıkacaklarını da belirtiyorlar.

UYUŞTURUCU KULLANANLARIN TOPLUMA KAZANDIRILMASI GEREK

Eski muhtarın mahalle için bir karakol yaptırarak mahalle halkının güvenliğini kontrol altına alacağını ifade eden seçmenlerimizde vardı. Buna karşılık Hülya Zabun “Mahallenin bir karakola ihtiyacı yok. Mahalledeki gençlerin uyuşturucuya bulaşmaması; bulaşanların da tehlikeli olarak görülmesinden ziyade, o gençlerin topluma kazanılması için bir şey yapıldı mı” diye sordu. “Bizim temennimiz o gençler için kültür sanat merkezleri ve kursların olduğu atölyelerle, toplumdan soyutlama değil toplumun bir parçası olma üzerine kazanmayı sağlamamız gerektiği... Bunların hiçbiri muhtarın tek başına yapacağı bir şey değil mahalle halkı ile yapabileceği bir durum” dedi.

Bir okulun önünde bildiri dağıtırken kadın bir veli; “Okulun önünde ışıklandırma var ışıklandırmanın içindeki kablolar dışarı çıkmış. Yağmur yağınca yanından geçen bir çocuğa çarpacak diye ödüm koptu. Muhtara gidip bu şikâyeti dile getirdim. Fakat geri dönüş alamadım. Sonra eşim kabloları toplayıp düzeltmeye çalışmış. Herhangi birine bir şey olsa ihmalkârlığın hesabını verebilecek miydi” diye soruyor. “Muhtarın AKP’li olması bir şey değiştiriyor mu, bizim için değiştirmiyor. Ben de AKP’ye oy veriyorum ama sırf bu yüzden bile vermek istemiyorum.

PARKLAR GÜVENLİ DEĞİL

Parkların güvenli olmadığını söylüyor karşılaştığımız gençler. Akşam saatlerinde bir kadının tacize uğradığını parklarda kamera ve aydınlatma olması gerektiğini istediler. Mahalle muhtarı bunu gerçekleştirmediği için tepki gösterdiler.

Sohbet ettiğimiz kadınlardan biri de “Muhtardan halk ekmeği için kupon istemiştim. Sırf evim var diye yardım etmedi. Beş katlı evi olana yardım götürürken evi var diye yardım vermedi. Ev karın mı doyuruyor peki” diye sordu. Muhtar dediğin eve gelip ‘ne yapıyorsun, durumun nasıl’ diye sorar. Ama ben muhtarla karşılaşınca telefonu kulağına dayayıp görmezden geliyor bizi.

KADINLAR İÇİN YAŞANILIR BİR MAHALLE ŞART

Eşinden boşanmış bir kadın işsiz kalıyor bir süre sonra ev temizliğine giderek geçimini sağlarken çocuğuna bu şekilde bakmak zorunda kalıyor. İşten geç çıktığı için akşamları otobüslerle ulaşımını sağlayamıyormuş, sokakta yeterince ışıklandırma olmadığı için eve gidene kadar tedirgin ve korkarak girdiğini söylüyor. “Elbette belli yerlerde ışıklandırma var ama geçtiğim her sokakta da ışıklandırma olmadığını söylüyor. Bunu söylememize rağmen hiçbir şey yapılmadı” diyor. Oysa kadınların sokaklarda korkarak dolaşması gerekiyor, kentler mahalleler kaödınların iş haytaına katılımını engellememeli. Bunun güvenliğini muhtarlık yapmalı. Aynı zamanda çalışan annelerin ücretsiz kreş hakkı olmalı, özel kreşlerin ücretleri malum. Muhtar bunu belediye ile birlikte koordine halinde yapmalı, hangi mahalle de ne gerekli ne yapılmalı diye sorunları çözmeli.
Çocuklar için okuldaki eğitimin yetersiz olduğunu söyleyen kadınlar çocuklar için destek eğitim merkezleri verilmesini istiyor. Kadınların güvenli yaşam alanlarının olması, nefes alıp yan yana gelip sohbet edeceği dinleneceği alanlar olmalı. Spor salonu çalışan kadınlar için de uygun saatlerde yapılması gerekilen şeylerden. Bu talepleri kadınlardan özellikle duyuyoruz.

KADINLARA VE GENÇLERE İSTİHDAM...

Yoksul halkın olduğu bu mahallede gençlerin işsizlik sorunu her kapıyı çalışımızda her sohbet ettiğimizde konu oluyor. Memleketin genelinde var olan geleceksizlik ve işsizlik sorunu ile cebelleşen, çocukları için iş bulma imkanlarının da sağlanmasını talep ediyor kadınlar. Bu sorunun çözümü için mahallelerden başlanmalı. Kadınlara ve gençlere istihdam alanları açılmalı, istihdam için eğitim sağlanmalı. Bunun çok hayati bir ihtiyaç olduğunu sadece Akşemsettin Mahallesi’ne bakarak bile söyleyebiliyoruz. Sokakta karşılaştığımız gençler işsizlikten dem vuruyor, kadınlar yaşanacak bir mahalle istiyor. Mahallede sahaya çıktığımız da insanların tonla sorunların olduğunu onlarla sohbet ederek görüyoruz.

DEĞİŞTİRME GÜCÜ KADINLARDA!

Tüm bu sorunların ve taleplerin etrafında kadınlar kadın olmaktan kaynaklı toplumda geri bırakıldığının farkında. AKP’li kadınlar da dahil yaşanılası bir mahalle ve kadınların da kendilerini geliştirebilecek alanların olması şart. Çünkü kadınlar iyileşirse tüm toplum iyileşecek. 

Kısacası kadınlar güvenli alanlar, engelli çocuklar için özel okul merkezleri, kreş, spor alanları ve öğrenciler için kurs merkezlerive istihdam alanları istiyorlar. Şimdi sandıkta söz hakkı onların olacak. Ya daha yaşanılır ve taleplerini karşılayacak mahalle muhtarları seçip yaşamı kendilerinin değiştirebileceğini fark edecekler ya da saltanatla görmezden gelinecekler.

Her şeyi çeken kadınlar, şimdi söz hakkı da onların. Yerel yönetimde de, ülke yönetiminde de kadınlar toplumun yük ettiği sorumlulukları fazlasıyla omuzlarında taşıdığı gibi yük edindiklerini değiştirici güçteler de. O yüzden her yerde ve alanda kadınların dayanışma içinde söz hakkını hatırlatmalı ve “birlikte nasıl yönetmeliyiz”i göstermeliyiz. Birlikte daha daha da yaşanılabilir alanlar inşaa etmek için...