Krizsiz, şiddetsiz, savaşsız, sömürüsüz bir dünya için 25 Kasım’da alanlara
Kadınlar 25 Kasım’da kadın cinayetlerine, şiddete, istismara, eşitsizliğe, ayrımcılığa, krizin derinleştirdiği yoksulluğa ve haklarının alınmak istenmesine karşı birçok ilde alanlara çıkacak.

Dominik’te eşitsizliğe, yoksulluğa, işsizliğe, sömürüye, baskılara ve Trujillo diktatörlüğüne karşı mücadele eden Mirabel kız kardeşlerin, devlet güçlerince tecavüze uğrayarak katledildiği gün olan 25 Kasım’ın üzerinden tam 59 yıl geçti. 59 yıl önce Mirabel kız kardeşlerin verdiği mücadeleyi dünyanın dört bir yanından kadın, şiddete karşı mücadele ve dayanışma günü olarak karşılıyor bugün.

Türkiye’de kadınların şiddete uğramadığı, vahşice katledilmediği, evde, işte, sokakta şiddet tehdidine uğramadığı, çocukların istismara maruz kalmadığı bir tek gün bile yok. Kadınlara ve çocuklara yönelik işlenen tüm bu suçlarda her gün karşımıza çıkan adaletsiz yargı kararları bir diğerini aratır hale geliyor. Ülke ekonomisinde yaşanan krizin yükü en çok kadınların omuzlarına yüklenirken, kadın cinayetleri artıyor, şiddet vahşileşiyor, bu şiddeti önlemek için devlet nezdinde tek bir somut adım bile atılmıyor.

Tüm bu tablo karşısında kadınlar 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde kadın cinayetlerine, şiddete, istismara, eşitsizliğe, ayrımcılığa, krizin giderek derinleştirdiği yoksulluğa ve güvencesizliğe karşı talepleriyle Türkiye’nin birçok ilinde alanlara çıkacak. Kasım ayı boyunca düzenledikleri yüzlerce etkinlikle ve buluşmayla bir araya gelen kadınlar 25 Kasım’da sokaklara çıkarak, savaşa, şiddete, krize, sömürüye, eşitsizliğe karşı sesini yükseltecek. 25 Kasım gününe hazırlık yapan kadınların çağrıları şöyle:

BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEMEK İÇİN BULUŞUYORUZ

Seher KALAN / İstanbul 25 Kasım Platformu

25 Kasım öncesi artan kadın cinayeti ve erkek şiddetine karşı “Kadın Cinayetlerini Acil Önle” kampanyasını başlattık 28 Eylül 2019 tarihinde. Kampanya boyunca özel ve kamusal alanda erkek şiddetini önlemede etkisi, yetkisi olan tüm kesimlere kadın cinayetinin ve cinayete varmadan erkek şiddetinin nasıl önleneceğine dair alınacak önlemleri anlatmayı hedefledik.
“İstanbul Sözleşmesi ve 6284 etkin bir şekilde uygulanırsa, yeterli sığınak, kadın danışma/dayanışma merkezi ve tecavüz kriz merkezi açılırsa, toplumsal cinsiyet eşitliği tanınır ve politika metinlerinden çıkarmaktan vazgeçilirse, kadınların ekonomik hakları güvence altına alınır ve sosyal politikalar aileye bağlı olmadan çıkarılırsa, toplumda da şiddeti “karı-koca arasına karışılmaz” diyerek yok saymak yerine müdahale etme yaklaşımı yaygınlık kazanırsa kadın cinayetleri önlenir” dedik.
Yürüttüğümüz kampanya 25 Kasım eylemliliğine hazırlıktı.
İstanbul 25 Kasım Platformu olarak erkek-devlet şiddetine karşı yalnız olmadığımızı, yan yana geldiğimizde kadın dayanışmasının ortaya çıkardığı gücü hatırlatmak istiyoruz yeniden.
Şiddetten uzak hayatlar için, bir kişi daha eksilmemek için ihtiyacımız olan kadın mücadelesini büyütmek için tüm kadınları 25 Kasım’da, 19.00'da Taksim Tünel Meydanı'nda buluşaya çağırıyoruz.

HAKLARIMIZIN KOLAYCA ELİMİZDEN ALINAMAYACAĞINI GÖSTERMEK İÇİN...

Cansu ERTAŞ / Ankara Kadın Platformu

Bu sene 25 Kasım’ı kadın cinayetlerinin olağanüstü arttığı, kadınların kazanılmış haklarının gasbedilmeye çalışıldığı ve yaşanan ekonomik kriz sebebiyle işsizlik ve ekonomik şiddetin yükseldiği bir dönemde karşılıyoruz. Bu süreçte Ankara Kadın Platformu olarak kadın cinayeti davalarının takipçisi olduk ve olmaya da devam ediyoruz. İktidarın kadın düşmanı politikalarıyla cinayetlerin vahşileşerek arttığına dikkat çekmek ve bu cinayetlerin önlenmesi adına somut adımların atılmasını sağlamak için bir kampanya örgütledik. 20 Kasım’da gerçekleşen Şule Çet davasına, Şule Çet’in öldürüldüğü yerde ses çıkararak davaya çağrıda bulunduk. Şiddetin önlenmesinde önemli rolü olan 6284 sayılı Kanun’un ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması gerektiğine dikkat çektik, nafaka hakkının kadınların önemli bir kazanımı olduğunu ve bu hakkımızdan vazgeçmeyeceğimizi söyledik; erkekleri koruyan, iyi hal indirimleriyle cezalarını düşüren adaletsiz yargı kararlarına karşı gerçek adalet istediğimizi haykırdık. Kadınların hayatını doğrudan etkileyen bu talepler etrafında bütün kadınların dayanışma içerisinde hareket ederek haklarına ve yaşamlarına sahip çıkması gerektiğini ve kadınların bunların hiçbirinden vazgeçmeyeceğini vurguladık.

Ankara Kadın Platformu olarak 25 Kasım günü de bütün kadınları sokağa, taleplerini haykırmaya, haklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz. Çünkü şimdiye kadar kazanımımız olan hiçbir hak bize altın tepsilerde sunulmadı. Kadınların örgütlü mücadelesiyle kazandığı hakları kolayca elimizden alamayacaklarını göstermeliyiz. 25 Kasım’da saat 18.00’de Çankaya Belediyesi önüne bekliyoruz.

ŞİDDET ANCAK BİRLEŞİK BİR MÜCADELEYLE ENGELLENEBİLİR


Nuray ÖZTÜRK / İzmir Kadın Platformu

Kadınlar olarak evde, işyerinde, okulda, sokakta yani her yerde şiddete uğruyoruz. Öyle ki gözler önünde, “Ölmek İstemiyorum” çığlıkları arasında kız kardeşlerimiz katlediliyor. Ve şiddet sadece ölüm olduğunda görünür oluyor. Ancak biliyoruz ki, ekonomik kriz, kutuplaştırıcı siyaset, savaş, cinsiyetçi eğitim politikaları, kadını aşağılayan her bir söylem kadına yönelik şiddeti katmerlendiriyor. Biz kadınlar her gün bu şiddet sarmalı içerisinde yaşamaya, ayakta kalmaya çalışıyoruz. Yetmiyor, şiddete karşı kadını koruyan, güçlendiren yasalar hedef tahtasına konuluyor. Öte yandan intihar vakalarının da gösterdiği gibi ekonomik kriz yüzünden şiddet ortamı daha da derinleşiyor. Kadınlar olarak hem daha çok sömürü anlamına gelen esnek çalışma biçimlerine, işten atılma tehdidine, mobbinge hem de yoksulluk ve çaresizlik yüzünden daha çok şiddete maruz kalıyoruz. Biliyoruz ki tüm bu saldırılar ve şiddet sarmalı, bu şiddet ancak birleşik bir mücadeleyle yıkılabilir.
İzmir Kadın Platformu olarak, saldırı altındaki 6284 sayılı Yasa ve İstanbul Sözleşmesi’nin etkin kullanılması; şiddet uygulayan erkeklere verilen ceza indirimlerinin son bulması, koruma tedbirlerinin uygulanması, savaş politikalarına, harcamalarına son verilmesi ve bütçenin kadın ve çocuklar için kullanılması, nafaka hakkının sınırlaması ve çocuk istismarının aklanmak istenmesine karşı 25 Kasım’da saat 18.30’da Alsancak ÖSYM önünde olacağız. Krizsiz, şiddetsiz, savaşsız, sömürüsüz bir dünyada sadece ölmemek için değil, eşit ve özgür yaşamak için, ayakta kalmak için değil ayağa kalkmak için tüm kadınlara da 25 Kasım’da alanlarda olma çağrı yapıyoruz.

ŞİDDETE KARŞI AYAĞA KALK!

Adalet KAYA / Dicle Amed Kadın Platformu

Son yedi ayda Diyarbakır’da da beş kadın erkekler tarafından katledildi. Şiddet, kayyum uygulamaları ve savaş politikalarıyla yeniden üretilip toplumun her kesimine sirayet ettirilmeye çalışılıyor. Son beş yıldır Diyarbakır’da örgütlü tüm kadın yapılarının kapatılması, ve/veya dönüştürülmesi gibi durumlar yaşadık.

Sesimizi, sözümüzü, gücümüzü yeniden örgütleyerek dayanışmayı büyütmek istiyoruz. Bunun için de tüm alanlarda şiddetin ne olduğunu, şiddet karşısında neler yapabileceğimizi, haklarımızı, kazanımlarımızı korumayı ve mücadele yöntemlerini konuşuyor, farkındalığı büyütmeye ve yükseltmeye çalışıyoruz.

25 Kasım’a giderken örgütlediğimiz çalışma ve şiar “Erkek devlet şiddetine karşı sen de ayağa kalk ve örgütlen.” 25 Kasım günü Ofis kavşaktan başlayıp İstasyon Meydanı’na yürüyeceğiz. Tüm kadın mücadelesi yürüten kurumlara ve kadınlara çağrımız örgütlenme ve dayanışma ile direnişe davettir. Yürüyüşün en önemli sloganı ise “Jin, Jîyane Jiyan berxwedane”, “Kadın Yaşamdır, Yaşam Direniştir” “Hebuna Jin ê hebuna Jiyane ye” “Kadının varlığı, yaşamın varlığıdır”.


BİRLİK OLUP SOKAĞA ÇIKACAĞIZ, KORKMAYACAĞIZ

Aysel ŞAHİN / Feray Şahin’in annesi

Kızım Feray için adalet peşinde koşuyoruz. Biz adaletin peşindeyken Ferayımız’ı öldüren kişi ise serbest. Yargı kararlarını verenler kadın katillerine ödül gibi cezalar veriyor.
25 Kasım Kadına Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde kadınlara düşen de birlik olmak, beraberlik içinde olmak; yoksa sesimiz çıkmayacak. Feray öldürülen kadınlar içinde ne ilkti, ne de son olacak. “Bana değmeyen yılan bin yaşasın” diye bir şey yok. O yılan bir gün gelip bize değiyor. Onun için kadınlar olarak birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. Feray bu konuda da çok mücadele veriyordu. Kadınları suçlayan, şiddetin sorumlusu olarak kadınları gören zihniyetten kurtulmamız gerek. İnsanlar sokağa çıkmaya, sesini duyurmaya korkuyor. Türkiye’de bütün kadınların ayaklanması lazım, sonuç ne olursa olsun. Sustukça şiddetin sonu gelmiyor. Birlik olup sokağa çıkacağız, korkmayacağız. Bütün öldürülen kadınların sesinin duyurulması için tüm kadınları 25 Kasım’da ses çıkarmaya çağırıyorum.
KADINI “EVE” KAPATANLARA KARŞI BİRLİKTE SOKAĞA! 

Meya KARA / Patronu tarafından şiddete uğrayan tekstil işçisi

Kadınların örgütlülüğünün şart olduğunu düşünüyorum. Toplum içerisindeki güç alanlarını büyütmelerini isterim. Emekçi bir kadın olarak bunun mücadelesini veriyorum ben de. Gerek evde, gerek iş alanında, gerek sosyal hayatta erkeklerin saldırısına maruz kalıyoruz. Bunun önüne geçebilmek içinse kadın mücadelesi şart. Devletin erkekleri değil kadınları koruyan yasaları olsa, kadınlar eğitim alsa kadınlar olarak haklarımızı daha iyi bilir, kendimizi daha rahat koruyabiliriz. Aynı zamanda ekonomik güç, kadınların çalışma yaşamında olması kadınlar açısından önemli bir özgürlük alanı. İyi yemek yapabilen, çocuk bakan, evi temizleyen yani kadını sadece aile içinde konumlandıran bir bilinç yerleştirmeye çalışıyorlar. Ancak bugün eğitim alan, ekonomik güce sahip olan, haklarını bilen kadınlar şiddete karşı kendisini daha çok koruyabilir durumda. Bunun için de mücadele etmek şart.

BİRLİKTE GÜÇLÜYÜZ!

Gönül ÇALIŞKAN / Boşanmak istediği için eski eşi tarafından yakıldı

Kadınlar susmasınlar, biliyorum ki susuyorlar, susturuyorlar. Gerek aile baskısı gerekse eşlerinin baskısı kadınları korkutuyor. Korkmayın. “Çocuklarım var” düşüncesiyle ben de yıllarca psikolojik ve fizikî şiddete maruz kaldım. Benim gibi kadınların olduğunu da biliyorum. Cesaretim sayesinde sonu ölüm de olsa yola çıktım, ölüm kalım arasında bir yaşam sürdüm, ama imkansızı başardım. Çocuklarıma sarılıp hayata devam ettim. Bana iyi gelen tek şey okumaktı, orta okulu ve liseyi dışardan bitirdim, aşçılık okudum, şimdi bir usta öğreticiyim ve üniversite sınavına hazırlanıyorum. Şiddete boyun eğmedim, verdiğim karardan hiç pişman değilim. Tüm kadınlara da çağrım şudur, “Kim ne der” diye düşünmeyin, hayatınız sizin elinizde. Bir kadın olarak susmayalım, bizler birlikte güçlüyüz.
İlgili haberler
EMEP: Krize, şiddete, eşitsizliğe karşı gücümüz bi...

Emek Partisi tüm kadınları 25 Kasım'da alanlarda olmaya çağırdı: Yeni ve özgür bir geleceği birlikte...

25 Kasım 2019 || Birlikteyiz, değiştireceğiz!

Dünyada olduğu gibi Türkiye’nin dört bir yanında da kadınlar 25 Kasım’da şiddete, ayrımcılığa, eşits...

Çorum’da kadınlar 25 Kasım panelinde buluştu

Çorum’da Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı Çorum Şubesi ve Çorum Alevi Kültür Merkezi Derneği ça...