İşçi kadınlar itaat değil, öfke biriktiriyor
Av. Avcı’nın sunumunun ardından söz alan kadın işçiler, çalışma koşullarını anlattıkça içinde bulunduğumuz yüzyılı unutturacak uygulamalarla karşı karşıya olduğumuzu gördük.

1 Mayıs’a doğru ilerlerken dernekte işçi kadınlarla bir araya geldik. Avukat Devrim Avcı’nın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz etkinlikte, “aile yılı” ve 19 Mart’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesi ile başlayan süreci konuştuk. Etkinlik boyunca kadınların dile getirdiği sorunlar, biriken öfkenin derinliğini bizlere gösterdi.

Av. Avcı’nın sunumunun ardından söz alan kadın işçiler, çalışma koşullarını anlattıkça içinde bulunduğumuz yüzyılı unutturacak uygulamalarla karşı karşıya olduğumuzu gördük. Kadın işçiler, patronların fabrikalarda “disiplin” adı altında kart basma sistemi uygulamasının tuvalet kullanımını sınırlandırmaya ve işçileri denetlemeye yaradığının farkında.

EVLENMEK, ÇOCUK YAPMAZ YASAK

Fabrikada çalışan kadın işçi başvurduğu metal fabrikasının kurallarını, “Evlenmek yasak, çocuk doğurmak yasak. Yeni evlenmişsen işe alınmıyorsun çünkü çocuk yapma ihtimalin var” diyerek anlatıyor. Yani kadın işçilerin, neredeyse “ağacın kovuğundan çıkmış” gibi steril bir hayat sürmesi bekleniyor.

Çalıştığı fabrikada kadın işçilerin daha fazla baskı gördüğünü söyleyen kadın işçi ise, “Birkaç yıl sonra 50 yaşında olacağım. Emekli olsak bile geçinemeyeceğiz. Kaldı ki ben emekli bile olamayacağım, çünkü çocuk okutuyorum” diyor.

1 MAYIS'TA TÜM TALEPLERİMİZLE ALANLARDAYIZ

Etkinliğin sonunda bir katılımcı, “Nasıl geçti, nasıl buldun?” sorusuna şöyle yanıt veriyor:

“Ülkenin gündeminin ‘aile yılı’ olması ve kadınların yaşadığı bu sıkışmışlık hali beni başta umutsuzluğa sevk etti. Ancak sonrasında, kadınların birbirinden aldığı destekle sergiledikleri güç beni umutlandırdı. İşçi kadınlardan üniversite öğrencilerine kadar herkesin konuşmaları bana bir kez daha ‘Daha fazla bir şeyler yapmak gerekiyor’ dedirtti.”

“Aile yılı” gibi müjdeyle sunulan politikalar, kadınların hayatlarını kolaylaştırmak yerine daha da zorlaştırıyor. Bu gelişmeler, kadınların kendi taleplerini yüksek sesle dile getirme ve birlikte hareket etme ihtiyacını artırıyor.

Kadınların anlattıkları, iş yerlerindeki eşitsizliğin, ayrımcılığın ve baskının hâlâ ne kadar yaygın olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Ücret eşitsizliğinden mobbinge, hak aramanın cezalandırılmasına kadar birçok başlıkta sorunlar derinleşiyor. Ancak bu anlatılar aynı zamanda dayanışmanın, ortak mücadelenin ve kadınların birlikte güçlendiğinin de somut bir göstergesi.

Bu yüzden şimdi daha fazla dayanışmaya, daha fazla örgütlenmeye ve daha fazla görünür olmaya ihtiyacımız var. 1 Mayıs’ta tüm taleplerimizle; eşitlik, adalet ve insanca yaşam için alanlarda olalım!

Görsel: Canva Pro yapay zeka görsel oluşturma aracı

İlgili haberler
Sevda Karaca Esenyalı’nın şiddet ve yoksulluk yüzü...

EMEP Milletvekili Sevda Karaca, Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği’nin 2024 yılı raporunu meclis günde...

Esenyalı şiddet raporu Yeldeğirmeni'nde tartışıldı

Yeldeğirmeni Ekmek ve Gül Grubu, “8 Mart’a Giderken 2024 Kadına Yönelik Şiddet Raporu’nu Konuşuyoruz...

Esenyalı'da kadınlar şiddeti ve sömürüyü tartıştı

25 Kasım yaklaşırken Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde kadınlar, hayatın her alanını kuşatan şidde...