‘İş Kanunu değişiyor’ diyorlar ama nasıl?
“Esnek çalışma modelleri geliyor”, “Yeni düzenleme çalışan odaklı olacak” ifadeleri gazete manşetlerini süslüyor. Yeni düzenlemeler gerçekten müjdelendiği gibi işçi lehine mi olacak?

Bir haftadır medyada “İş kanunu değişiyor, çalışma hayatı yeniden düzenleniyor” başlıklı haberlerin boca edilmesi ile uzun zamandan beridir laf arasında dile getirilen “yerli ve milli iş hukukunun” oluşturulmasında AKP’nin gaza bastığı ortaya çıktı. İktidar, torba yasalar ile ortaya karışık düzenlemeler veya tek adamın imzası ile yayınlanan kararnameler gibi kanun yapma tekniklerini çok sık kullansa da temel yasalarda henüz istediği “ben yaptım, oldu” yöntemini rahatça kullanamıyor.

Yeni kanun düzenlemeleri, karşımıza “sürpriz” olarak çıkartılıyor çoğu zaman. Örneğin İş Kanunu’nda yapılacak büyük değişiklikler var ama “Ne, ne zaman, nasıl, yerine ne gelecek ve nasıl uygulanacak?” sorularına dair bir bilgi verilmiyor. Burada yandaş medya devreye giriyor ve “Çalışma saatleri düşüyor”, “Esnek çalışma modelleri geliyor”, “Yeni düzenleme çalışan odaklı olacak” ifadeleri gazete manşetlerini süslüyor.

Çalışma yaşamının sermayenin ihtiyaçlarına uygun olarak kolayca şekillendirilebilmesi, esnekleştirilmesi orta vadeli programın (OVP) önemli ayaklarından biri. “Yapısal reformlar” adı altında gündeme gelen esnek çalışma, emeklilik sisteminin piyasaya açılması, kıdem tazminatı gibi yüz yıllık hakların gasbedilmesi; “istikrar” adı altında ücret ve maaşların baskılanması ve “yeşil dönüşüm” adı altında doğa talanı ve tekellere teşvikte kesenin ağzının daha da açılması OVP’nin en temel üç dayanağı.

Patronların ihtiyaçları için yapılması planlanan bu düzenlemelerin reklamlarında ise en başta kadınlar kullanılıyor. İktidar, özellikle esnek çalışmanın yaygınlaştırılması ve çalışma saatlerinin düşürülmesinin kadınların çalışma hayatına katılmasını kolaylaştıracağını ileri sürüyor. Oysa bu gerçeğin çarpıtılmasından başka bir şey değil. Patronlar işçiler daha fazla ailesi ile birlikte olsun, daha az çalışsın, yorulmasın diye mi değişiklik yapacak?

Yapılması planlanan değişikliklere başlıklar halinde bakalım.  

BELİRLİ SÜRELİ İŞ SÖZLEŞMESİNİN KALICILAŞMASI İŞ GÜVENCESİNE ENGEL

İş Kanunu’nda temel alınan sözleşme şekli, belirsiz süreli iş sözleşmesidir. Belirsiz süreli iş sözleşmesi ile işçinin ihbar, kıdem tazminatı, işe iade gibi hakları söz konusu. Ancak belirli süreli iş sözleşmesinde işçilerin bu hakları yoktur. İş Kanunu’na göre belirli süreli iş sözleşmesinin imzalanabilmesi için, “belli bir işin tamamlanması veya belirli bir olgunun ortaya çıkması gibi” objektif koşulların varlığı aranır. Bunun dışındaki sözleşmeler belirsiz süreli kabul edilir. Kanun ayrıca bu istisnai sözleşme şeklinin zincirleme şekilde art arda yapılmasının da önüne geçmek isteyerek, sözleşmenin zincirleme yapılması halinde de bunu belirsiz süreli olarak kabul edileceğini düzenler.

İşçinin kıdem, ihbar tazminatını ödemek istemeyen, işe iade davası açmasını da istemeyen patronlar, belirli süreli iş sözleşmelerini zincirleme şeklinde yapma yoluna da gidiyorlar. Buna ilişkin birçok Yargıtay kararı var. Şimdi yapılması planlanan değişikliğin duyurulduğu haberlerde görüyoruz ki belirli süreli iş sözleşmesinde aranan “objektif koşul şartı” kaldırılacak ve iki yıla kadar olan belirli süreli iş sözleşmelerinde bu şart aranmayacak. Bu belirli süreli sözleşmeleri patronların bir kez de yenileme hakkı olacak. Yani, patron işçiyi 4 yıl çalıştırıp bu dört yılın sonunda tazminatsız, “Sözleşme süresi doldu hadi eyvallah” diyerek işten çıkarabilme hakkına sahip olacak. Dolayısıyla patronların işten istediği şekilde, istediği zaman, istediği kadar işçi çıkabilmesinin önündeki kıdem tazminatı ödemek zorundalığı engelini bu şekilde aşmış olacaklar.

ÇALIŞMA SAATLERİ DÜŞERKEN ÜCRETLER SABİT Mİ KALACAK?

Çalışma hayatında yapılması planlanan değişikliklerin başında “çalışma saatlerinin düşürülmesi” geliyor. Çalışma saatlerinin şu anda yürürlükte olan uygulamaya göre haftalık 45 saatten 40 saate düşürülmesi tartışılıyor. Tabii bu sürenin ne kadar olacağını kanun taslağı açıklanınca göreceğiz. Çalışma saatlerinin düşürülmesi işçiler açısından olumlu bir düzenleme gibi görülüyor. Ancak, bu değişikliğe de şüphe ile yaklaşmakta fayda var.  Kaldı ki Türkiye, haftalık 50 saat üzeri çalışanların toplam çalışanlara oranı bakımından OECD üyesi ülkeler arasında ilk sırada! Habertürk’ün haberine göre, ülkemizde her 3 işçiden yaklaşık 1'i haftada 50 saatten fazla çalışıyor ve haftalık ortalama çalışma süresi bakımından, Kolombiya'dan sonra ikinci sırada Türkiye bulunuyor. Türkiye, yüzde 15,1 ile haftada 60 saatten fazla çalışan kişilerin oranı ile OECD ülkeleri içinde ilk sırada yer alıyor. Dolayısıyla böyle bir tabloda, hiçbir patron işçi fazla yorulmasın, kendisine boş vakit kalsın böylece kendini geliştirsin gibi gerekçelerle çalışma saatlerini düşürmez.

Çalışma saatlerinin düşürülmesi işçi açısından ücretlerinin de aynı zamanda düşürülmeyeceğinin de garantisini verecek şekilde yapılmalı. Çalışma saatlerinin düşürülmesi, işçiler açısından fazla mesai yapılacak sürenin de ne şekilde değiştirileceği ve fazla çalışma ücretinin de nasıl verileceği sorularını da önemli hale getirir. Çünkü yapılacak olan değişikliklere ilişkin “edinilen bilgilerde” ücretlerde de değişikliğe gidileceği/düşürüleceği, sektörel ve bölgesel asgari ücret adı altında ücretlerin daha da aşağı çekileceğinin sinyalleri veriliyor. Dolayısıyla bu değişikliğin işçilerin lehine olacağını beklemek de saflık olacaktır.

ESNEK ÇALIŞMA MÜJDE DEĞİL, HAK KAYBI

“Yeni nesil esnek çalışma modellerine dair mevzuat değişikliği ihtiyaçlarının iş dünyası gerekleri ve iş-özel yaşam dengesi gözetilerek belirlenmesi eylemiyle ilgili önemli ilerlemelerin kaydedildiği…”

Bu ve bunun gibi süslü cümlelerle söylenenin özünde, esnek çalışmanın artırılması, bakım yükünün kadınlara yıkıldığının ve kamusal olarak karşılanmayacağının ilan edilmesi, patronların işçiler için yemek, servis vb. gibi ‘yüklerinin’ kaldırılması, patronların ihtiyacına göre işçiyi istediği zaman çalıştırıp istediği zaman aç bırakması var. Yani, işçinin hayatının patronun ihtiyaçlarına, üretim miktarına göre esnekleştirilmesinin yaygınlaştırılması.

Çalışma hayatındaki bu esneklik haberlerde de yer aldığı ancak hiçbir şekilde açıkça belirtilmediği üzere hafta tatili ve ücretinin, yıllık izin hakkının kullanımının ve fazla çalışma ücretinin de yeniden düzenlenmesini beraberinde getirecek.

ESNEK ÇALIŞMA SÜRECİNİN MODELLERİ: KADIN İŞÇİLER

Kadın işçiler ise esnek çalışmanın uygulanma modellerini oluşturuyor. Tek adam iktidarı, kadının çalışma hayatına katılmasının “ev içindeki konumu” ile uyumlu hale getirilmesine uygun çeşit çeşit esnek çalışma modellerini gündeme getiriyor. Evden çalış, yemeğini, temizliğini yap, çocuğuna da bak. Çocuğun okuldayken part-time çalış, sonra yine evde yemeğini, temizliğini yap…

Patronlar, evden çalışma ile pek çok maliyetten kurtuluyor. Bu maliyetlerin başında da kadın işçiler açısından kreş açma yükümlülüğü geliyor. Devlet de bu hizmeti kamusal olarak vermekten kurtulmuş oluyor kadına yükleyerek. Dolayısıyla esnek çalışma ile çocuk (ve aynı zamanda yaşlı) bakımı da kadına yükleniyor. Aynı zamanda esnek çalışma modelleri ile kadınların emeği daha da görünmezleşiyor ve daha da ucuz emek haline getiriliyor.

Sonuç olarak orta vadeli programın önemli bir parçası olan “çalışma hayatında değişikliğe gidilmesi” sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda yapılıyor. Bundan yaklaşık bir yıl önce orta vadeli programın açıklanması üzerine Evrensel gazetesinde, “OVP hedefinde 2024’te 7.4 trilyon TL vergi toplanacağı vurgulanıyor. Yaklaşık yüzde 76’ya ulaşan bu artış kimin boğazı sıkılarak elde edilecektir?” (Ahmet Yaşaroğlu-15.09.2023) sorusu sorulmuş. Bu sorunun yanıtını yaşayarak aldığımıza göre çalışma hayatında yapılması planlanan bu değişiklikleri de orta vadeli programın bütünü içinde ele alarak, yaşadıklarımızdan öğrendiklerimiz ile, insanca yaşanacak ücret ve çalışma koşulları talebiyle mücadeleyi yükseltmek gerekiyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Esneklik ve kadın emeği

Esnek çalışma sanki bütün kadınların tercihiymiş gibi yansıtılıyor. Oysa güvencesiz ve düşük ücretli...

Tasarruf bahane, kamuda esnek çalışmayla hak gaspl...

Tasarruf, OVP, kalkınma planları... Kamu emekçisi kadınlar iktidarın geleneğini sürdürdüğü; 80'lerde...

Memur Gıda kadın işçilerin haklarına çöktü: ‘Tazmi...

Bilecik'te Memur Gıda Tarım ve Depoculuk'ta çalışan onlarca kadın işçi iş çıkışı verilmeden, tazmina...