İş cinayetleri 4 yaşında başlıyor
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, AKP’nin iktidarda olduğu yıllarda yaşanan çocuk işçi ölümlerine dair kapsamlı bir rapor hazırladı.

AKP’nin hükümet olmasının 22. yılındayız. İktidarın tarım, sanayi, eğitim ve sosyal politikaları her geçen gün daha fazla çocuğun işçileşmesini beraberinde getirirken bu işçileşme de daha fazla çocuk işçinin hayatını kaybetmesine neden oluyor.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, AKP’nin iktidarda olduğu yıllarda yaşanan çocuk işçi ölümlerine dair kapsamlı bir rapor hazırladı. Rapora göre İSİG’in rapor yayımlamaya başladığı son 11 yılda en az 671, AKP’li yıllarda ise en az 907 çocuk çalışırken can verdi. Raporda yer alan “en az” ifadesi sayıların tespit edilebilen iş cinayetleri ile sınırlı olduğunu anlatıyor. Rapor MESEM kapsamında çalışırken işyerlerinde hayatını kaybeden çocuk işçilere adandı.

DEVLET VERİLERİ GİZLİYOR

Rapora göre 2013’te 59, 2014’te 54, 2015’te 63, 2016’da 56, 2017’de 60, 2018’de 67, 2019’da 67, 2020’de 67, 2021’de 62, 2022’de 62, 2023’te ise 54 çocuk işçi hayatını kaybetti.
2002-2012 yılları arası için ise raporda Çalışma Bakanlığının açıkladığı veriler baz alındı. Buna göre 2002’de 1, 2003’te 18, 2004’te 29, 2005’te 27, 2006’da 29, 2007’de 28, 2008’de 29, 2009’da 12, 2010’da 24, 2011’de 24, 2012’de ise 15 çocuk işçi hayatını kaybetti. 2013 sonrasındaki verilerin yüksekliği o güne kadar devlet tarafından tutulan verilerin gerçeği gizleme amacı güttüğünü gösteriyor.

Kimlik bilgilerine ulaşılamayan 18 yaşındaki işçi ölümleri ise bu rapora dahil edilmiyor. Zira haberlerde “18 yaşındaki” diye ifade edilen işçi ölümleri “18 yaşını tamamlamış” olarak değerlendiriliyor. Raporda 18 yaşında çalışırken hayatını kaybeden işçi sayısı da 180 olarak yer alıyor.


Fotoğraf: Piixabay

EN ÇOK ÖLÜM TARIMDA

Çocuk iş cinayetleri iş kollarına göre incelendiğinde en çok iş cinayeti yaşanan üç iş kolu sırasıyla tarım, orman; inşaat, yol ve metal oldu. Tarım, orman iş kolunda 380 çocuk (250 işçi ve 130 çiftçi); inşaat, yol iş kolunda 71 çocuk; metal iş kolunda 46 çocuk hayatını kaybetti.
Raporda tarım işçiliği çocuklar için “en kötü çalışma biçimleri”nden biri olarak ifade ediliyor. Gezici mevsimlik tarım işçiliğinin ise çocuk işçiler güneşe maruz kalma, böcek ısırması, tarım kimyasallarıyla temas etme, eğilerek çalışma, ağır yük taşıma, naylon çadırlarda yaşama, yeterli beslenememe, temiz suya ulaşamama, parazitik ve diğer bulaşıcı hastalıklara yakalanma, okula gidememe gibi pek çok risk doğurduğu ifade ediliyor. Tarım işçisi çocukların en önemli problemlerinden birisinin de haftalık 60 saati bulabilen çalışma süreleri olduğuna dikkat çekiliyor.
Raporda tarımın ardından en fazla çocuğun çalıştırıldığı iş kolu ise hizmet (son dönemde moto kuryelik) ve sokakta çalışma. Sokakta ayakkabı boyacılığı, seyyar satıcılık, araba camı silme, atık toplama gibi işlerde çalışan çocukların genel olarak kalabalık şehir merkezlerinde ve tehlikeli ortamlarda bulunduğuna dikkat çeken rapor, “Dengeli ve yeterli beslenmeyen, bir kısmı ise geceyi sokakta veya çöplüklerde geçiren çocukların çalışmaları haftanın 7 günü ve günlük 14 saate varan çalışma saatini bulabilmektedir. Bu çocuklar iş cinayetlerinin yanı sıra yaralanmalara, fiziksel ve ruhsal şiddete, cinsel tacize ve saldırıya maruz kalıyor” denildi.

56 ÇOCUK ŞİDDET NEDENİYLE ÖLDÜ

Çocuk iş cinayetlerinin nedenlerine göre dağılımı ise raporda şöyle sıralandı: Trafik, servis kazası nedeniyle 186 çocuk; zehirlenme, boğulma nedeniyle 112 çocuk; ezilme, göçük nedeniyle 92 çocuk; yüksekten düşme nedeniyle 61 çocuk; şiddet nedeniyle 56 çocuk; elektrik çarpması nedeniyle 44 çocuk; yıldırım düşmesi nedeniyle 41 çocuk; patlama, yanma nedeniyle 25 çocuk; kesilme, kopma nedeniyle 13 çocuk; intihar nedeniyle 9 çocuk; nesne çarpması, düşmesi nedeniyle 8 çocuk hayatını kaybetti.
Raporda, trafik ve servis kazaları kaynaklı ölümlerdeki yüksekliğe ilişkin “Mevsimlik tarım işçisi olan çocuklar tıka basa dolu minibüslerde, traktör kasalarında veya açık kasa kamyonetlerin yaptıkları kazalarda yollara savrulmaktalar” değerlendirmesi yapıldı.
Boğulmalara ilişkin ise “Mevsimlik tarım işçisi çocuklar içme suyu veya genel kullanım için ihtiyaç olan suları derelerden ve su kanallarından sağlamaktadır. Ayrıca yıkanma ihtiyacı için girilen bu derelerde ve su kanallarında çocuklar boğulmaktadır” denildi.

ÖLMEYENLER UZUV KAYBI YAŞIYOR

Metal, gıda, tekstil ve kimya işçisi çocukların sıkça karşılaştığı ölüm nedenlerinin başında ise ezilmeler geliyor. Çocuklar ölmediklerinde de uzuv kaybı, kırılma gibi ciddi sağlık sorunları ile karşılaşıyor. Yüksekten düşmeler ise inşaat işçisi çocukların ilk sıradaki ölüm nedeni.

Şiddet ise korunmasız çocukların iş yerlerinde ve sokakta karşılaştıkları bir ölüm nedeni. Çocuk işçiler için fiziksel ve psikolojik şiddet çoğu zaman gündelik yaşamın bir parçası haline gelmiş durumda.


Çocuk iş cinayetlerinin yaşlara göre dağılımına bakıldığında ilk göze çarpan ölümlerin daha 4 yaşında başlaması. Rapora göre 4 yaşında 5, 5 yaşında 5, 6 yaşında 4, 7 yaşında 7, 8 yaşında 14, 9 yaşında 13, 10 yaşında 25, 11 yaşında 16, 12 yaşında 36, 13 yaşında 44, 14 yaşında 65, 15 yaşında 99, 16 yaşında 131, 17 yaşında 207 çocuk çalışırken hayatını kaybetti. Bu veri çocuk işçiliğin özellikle tarımda 4 yaştan itibaren başladığını; tarımda ve sokakta çalışan çocukların sayısının 8 yaşından itibaren ciddi şekilde arttığını gösteriyor.
Çocuk iş cinayetlerinin aylara göre dağılımı gözlendiğinde özellikle yaz aylarındaki artış dikkat çekici. Kış aylarında 30 civarında çocuk iş cinayeti yaşanırken haziranda 68, temmuzda 105, ağustos aylarında ise 119 çocuk iş cinayetlerinde can verdi. Mayıs ve eylül aylarını içeren dönemde yoğun şekilde mevsimlik tarım işçisi çocuk ölümü yaşanıyor. Okulların kapanmasıyla temmuz ve ağustosta çalışan çocuk sayısındaki artış da ölümlerin artmasının bir diğer nedeni. Raporda ayrıca MESEM gibi uygulamalarla kış aylarında yaşanan çocuk işçi ölümlerine de daha sık şahit olunduğu belirtildi.

GÖÇMEN ÇOCUK ÖLÜMLERİNİN ORANI YÜZDE 10’UN ÜZERİNDE

Raporda göçmen çocuk işçiliğine ilişkin de özel bölüm ayrıldı. Türkiye’de mülteci sayısının kaydı bulunmayanlarla birlikte 7-8 milyon civarında olduğu tahminine yer verilen raporda “Göçmen ve mülteci çocukları, tarım, sanayi, inşaat, ticaret gibi iş kollarında günübirlik ve güvencesiz şekilde iş gücü piyasasına dahil oluyor. Bu da patronlar açısından, ücret pazarlığı imkâanı olmayan, ücret ödemelerini eksik yatırabileceği ya da geciktirebileceği, hakkını aradığında şiddet uygulayabileceği, zorla çalıştırabileceği ek bir çocuk işçi kitlesi anlamına gelmektedir. Göçmen çocuk işçilerin tüm çocuk işçi ölümlerindeki oranı yüzde 10-12 aralığındadır” denildi.

MESEM’DE AMAÇ UCUZ İŞ GÜCÜ İHRACI

Raporda son haftalarda iş cinayetleriyle gündeme gelen mesleki eğitim merkezlerine ilişkin de özel bir başlık açıldı. Yoksul ailelerin çocuklarına yapılacak eğitim yatırımının maliyetini ortadan kaldırmak üzere kurulan ve 1970’lerden bu yana uygulanan çıraklık modelinin sınıfsal eşitsizliği derinleştirdiğine dikkat çekilen ilgili bölümde, yıllar içerisinde çıraklığa ilişkin yasal düzenlemelerin çıraklığı azaltmak değil mevcut yeni piyasa koşullarına uyum sağlamak üzere geliştirildiği vurgulandı.
MESEM’in 2016 sonuna kadar uygulanan ‘çıraklık eğitim merkezleri’nin devamı niteliğinde olduğuna dikkat çekilen raporda, “4+4+4 modeli ile birlikte eğitim sisteminin içine daha fazla entegre edilmiş ve kitleselleştirilmiş bir çocuk işçilik sisteminden bahsedebiliriz. Uluslararası iş bölümünde Türkiye’nin rolünü düşündüğümüzde yapılan ara eleman yetiştirmek ve ucuz emek gücü ihracıdır” denildi.

NEOLİBERAL POLİTİKALAR ÇOCUK İŞÇİLİĞİ YAYGINLAŞTIRDI

Yaklaşık 300 bini 18 yaşın altında olmak üzere MESEM kapsamında yaklaşık 1.5 milyon öğrenci olduğuna dikkat çekilen raporda, “çocuk işçilik ‘Bir gün okulda dört gün işyerinde eğitim alma’ uygulamasıyla meşrulaştırılıyor. Bu uygulamanın kökenlerinde 24 Ocak kararları ve neoliberal politikalar, eğitimin metalaştırılması, sanayi-eğitim iş birliği politikaları gibi adımlar bulunmaktadır” denildi.
Patronlara, çırak ve stajyer çalıştırmaya dönük teşviklerin çocuk iş gücünü iş kazalarının en fazla yaşandığı küçük işletmelere ittiğine dikkat çekilen raporda, küçük işletmelerin işçi sağlığı ve iş güvenliği kapsamında en az denetlenen yerler olduğuna dikkat çekildi.

YOKSULLUK ÇOCUK İŞÇİLİĞİ HIZLANDIRDI

MESEM’lerdeki çocuk işçiliğin nesnel zeminini yoksulluğun oluşturduğuna vurgu yapan rapor, “Türkiye’de zaten binlerce çocuk aileleri geçinemediği için çalışmak zorundaydı. 2021 eylül ayından itibaren derinleştirilen yoksullaştırma politikaları ile Türkiye’de her yaştan insan hızla ücretliler ordusuna katıldı. Doğal olarak maddi durumu kötü olan ailelerden çocuklar MESEM tercihinde (zorunluluğunda) bulundu. Bu çocuklara sunulan gelecek organize sanayi bölgelerinde, gıda, metal, kimya gibi sektörlerde ara eleman olma ya da hizmet sektörü çalışanı olmak” denildi.

ÇOCUK İŞÇİLİĞİN YASAKLANMASI İÇİN MÜCADELE ÇAĞRISI
Raporun sonuç bölümünde iktidar tarafından imzalanan uluslararası sözleşmelerin, çocuk işçiliği ile mücadele programlarının çocuk işçiliği engellemek yerine meşrulaştırmanın bir aracı olarak kullanıldığına dikkat çekilen raporda, “Çocuk işçiliğinin yasaklanması, mesleki öğrenimin çocuk gelişimine uygun bir biçimde planlanması ve kamusal kurallar çerçevesi içinde olması gerektiğini biliyoruz. Ancak bunları sistem içinde ifade etmek tek başına bir anlam ifade etmiyor. Örgütlenmek, mücadele etmek ve direnmek gerekiyor” denildi.

Fotoğraf: İSİG Meclisi

İlgili haberler
Her metal işçisinin vücudunda morluklar ve kesikle...

Metal iş kolundan fabrikalarda işçilerin 'çalışmasına engel olmayan' ve en sık yaşadıkları iş kazası...

Tekstil işçilerinin kimliği delik deşik elleri | ‘...

Tekstil atölyelerinden kadın işçiler, parmaklarını kaybetmelerine, ellerini eskisi gibi kullanamamal...

‘Paralı’ eğitimin sonucu çocuk işçilik

14 yaşında bir çocuk işçiyim. Ağabeylerimle birlikte kuryelik yapıyorum. Neredeyse 5 ay olacak çalış...

Kız çocukları okulda değil tekstil atölyelerinde:...

Mahalle aralarında giderek çoğalan tekstil atölyelerinde yaşları 14 ile 17 arasında yüzlerce çocuk ç...