Geçtiğimiz günlerde Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu olarak üniversite bünyesinde bulunan dokuz topluluk ile bir araya geldik ve son günlerde hepimizin gündemini oluşturan İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme konusunu tartışmak için bir etkinlik düzenledik. Online olarak 100 kişiye varan katılımla gerçekleştirdiğimiz bu etkinliğimizde Avukat İlke Işık konuğumuz oldu. Etkinliğimizde İstanbul Sözleşmesi’nin ne olduğu, kaldırılmak istenmesinin sebepleri ve İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması sonucunda yaşanan olaylar gündemimizdi.
Uzun bir süredir çeşitli saldırılara maruz kalan İstanbul Sözleşmesi, kadınları şiddete ve eşitsizliğe karşı korumak ve LGBTİ’lerin yaşam hakkını güvenceye almak için devlete yasal sorumluluklar yükleyen bir sözleşmedir. Bu sözleşmenin feshi demek kadınların eşitlik hakkının tanınmamasının yanında, tüm bu eşitsizliğe, tacize ve şiddete karşı devletin sorumluluğunun da feshi, aynı zamanda kadınların yaşam hakkının iktidarın inisiyatifine bırakılıyor olması demektir. Her geçen gün şiddet, taciz ve kadın cinayetleri artarken kadın cinayeti failleri cezasız kalmakta ya da cinayetlerin üstü çeşitli yollarla örtülmeye çalışılmaktadır. Etkinliğimizde İstanbul Sözleşmesi’nin önemine dair yürüttüğümüz bu tartışmalarda da gördük ki, Sözleşmesi’nin feshinin ardından karşılaştığımız kadın cinayetleri, kadınların bu güvencesizliğe mahkum edilme ve haklarından yoksun bırakılma çalışmalarından ayrı bir noktada sonuç vermiş değil. Dolayısıyla bu zamana kadar tüm bu bahsi geçen konular karşısında sorumluluk almayan ya da çıkarları doğrultusunda çeşitli yollarla kadınlara yönelik projeler geliştirip kadınları sosyal alanlarından uzaktırarak eşitsizliği olağanlaştıran iktidar; İstanbul Sözleşmesi’nin feshiyle bir ileri adım daha atıp bağlı olduğu yasal sorumluluktan imtina ederek cinayet ve şiddeti meşrulaştırma yoluna gitmektedir.
MUHALEFET PARTİLERİNİN PASİF TUTUMUNA ELEŞTİRİ
Bunun yanında, gecenin bir yarısında tek adam rejiminin almış olduğu bir kararla kaldırılmak istenen bu anlaşmanın uluslararası bir anlaşma olduğu ve Meclis onayı olmaksızın bu kararın geçersiz ve hukuka aykırı sayılır olması etkinliğimizin en çok tartışılan konularından oldu. Bir yandan iç hukuka aykırı olan bu kararın, aynı zamanda taşıdığı uluslararası sorumluluğa rağmen Meclisteki muhalif partilerin tutumu ise etkinliğimizde tepkileri üzerinde toplayan bir konumdaydı. Tek adam rejiminin tüm bu politikaları karşısında muhalefetin yalnızca eleştiriyle sınırlı pasif tutumu bu gerici hamleleri besler nitelikte olsa da; kadınları kendi hak arayışları ve talepleri etrafında birleşmeden kazanım elde edemeyeceklerinin bilincine ve dolayısıyla kadınları bulunduğu alanlarda çeşitli yollarla bir araya gelerek mücadeleye itmekte.
‘HAKLI ADALET TALEBİMİZDEN VAZGEÇMİYORUZ’
Etkinlik boyunca katılımcıların çoğu büyük bir ilgi ile etkinliğimizi dinlerken birçok soruyla da aktif olarak katılım gösterdiler. Bu soruların çoğunda kadınların kendilerini güvende hissetmediklerini belirtirken İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılması durumunda bundan sonra yaşayacakları şiddet, taciz durumlarında izlemeleri gereken yolları sordular. Bu açıdan kadınların haklarına yapılmış bu saldırı, başta kadınlar olmak üzere, eşitlik arayışı içinde olan tüm insanların üzerinde baskı ve umutsuzluk yaratmış olsa da diğer yandan da kadınların kararlı duruşuyla bu salgın döneminde bile ülkenin dört bir yanında alanları doldurarak seslerini birleştirip haklarından ve hayatlarından vazgeçmiyor olmaları mücadeleyi büyütüp yeni kazanımları beraberinde getirecektir.
Her ne kadar bu ülkede kadınlar görmezden gelinip, her gün vahşice yaşam hakları ellerinden alınıyor olsa da biz üniversiteli kadınlar olarak haklı adalet talebimizden, hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz ve hep birlikte “İstanbul Sözleşmesi yaşatır” diyerek sözleşmenin tekrar uygulanmaya konmasını talep ediyoruz!
Fotoğraf: Burcu Yıldırım/Ekmek ve Gül
İlgili haberler
İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı ün...
İstanbul’da üniversite öğrencisi genç kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı kendi...
Üniversiteli kadınlar eşitlik, özgürlük ve yaşamak...
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde taleplerini konuştuğumuz Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.