Sevgili Ekmek ve Gül okurları, ben Antalya’dan Gülkız. Engelli bir kadın olarak engelli kadınların yaşadığı sorunlarını söyleşiler temelinde arar ara size sunacağım. Ekmek ve Gül okurlarının engelliliğe bakışlarını, acıma duygularını azaltmak; engelli aile ve çevrelerine doğru davranış biçimlerini hissettirebilmek için yapacağım bunu, umarım siz de faydalı bulursunuz.
Bu söyleşide işitme, görme, ortopedik gibi bilinen engel gruplarının dışında çok bilinmeyen zekâ donması olarak adlandırılan engelli grubundan bir arkadaşımın yaşamını ve sorunlarını anlatacağım. Öğrenme güçlüğü ve bundan dolayı da yaşam engelli 32 yaşında bir kadın o. Öğrenme yaşı 28. Kendini nasıl tanımlarsın diye sorduğumda “Ben görülmeyen ve fark edilmeyen, yaşamı biraz geriden takip etmek zorunda olan biriyim. Geç öğreniyor, çabuk unutuyorum. Bundan dolayı da el becerilerimi geliştiremiyorum” cevabını veriyor.
Çevreniz de nasıl algılanıyorsunuz?
Geri zekalı ve beceriksiz! Unutkan olduğum her an hissettiriliyor. Böyle davranılıyor. Çevremde herkes bana iş tarif ediyor. beni güdülüyor. Böyle olmasa bile eksikliğim yüzüme çarpılıyor gibi oluyor. Bende aşırı tepkisel davranıyorum.
Okul hayatınız nasıldı?
Okul hayatımdan önce her çocuk gibi bir çocuktum. Yedi yaşımda okula başladım. Ama bir türlü öğretmenimin gösterdiklerini anlayamıyor. Söylediklerini yapamıyor, derslerim de başarılı olamıyordum.
Bir gün öğretmenim ailemi çağırıp “Çocuğunuzun alt özel sınıfta okuması gerekli. Zekâ testi yaptırılarak zekâ seviyesini belirlenmesi gerekiyor” dediğinde yapılan test sonucu fiziki yaşım yedi olmasına rağmen zekâ yaşımın üç olduğu belirlendi. Bu zamana kadar akranlarım içinde tembel ve beceriksiz öğrenci olarak algılanmam beni hayata eksi bir yenik olarak başlatmıştı.
Aileniz bu durum ortaya çıkınca kolay kabullendi mi, bu süreci nasıl yaşadınız?
Biz tüm akraba çevresi bir arada yaşayan aynı mahallede ikamet eden geniş bir sülaleyiz. Bu durumun kabullenilmesi uzunca bir zaman aldı psikolojik sorunların aile içinde de arttığı bir dönem olarak yaşandı.
Siz bu yaşananları nasıl anlıyor, neler hissediyordunuz?
O zamanlar anlamıyordum ama zaman ilerledikçe annemin niye, neden, niçin “Keşke evlenmeseydim” diye hayıflanmaları kulağıma o denli yer etmişti ki şimdi annemi daha iyi anlıyorum. Aynı okula gittiğim ve aynı sınıfta okuduğum kuzenlerim ayrılıp alt özel sınıfa verilince utanıp ağladığım zamanları anımsıyorum. Ya onlar sınıflarına girdikten sonra ben kendi sınıfıma giriyor. Ya da onlarla karşılaşmadan onların görmediğini düşündüğüm zamanlarda sınıfıma giriyordum.
AİLEM ENGELLİ OLDUĞUNU SÖYLEYEMEZDİ
Mahallede arkadaşlarınla oynarken ne gibi zorluklarla karşılaştın?
Bir örnek vermek istiyorum; öğretmencilik oynarken çarpım tablosunu sayarken sıra bana geldiğinde sayamıyorum ezilip utanıyorum. Hırçınlaşıp eve kaçıyorum. Eve geldiğimde evde misafirler oluyor. Kızım kaçıncı sınıfa gidiyorsun dediklerin de annem “Beşinci sınıfa gidiyor” diye cevap verirken annemin yüzünün aldığı şekli şimdi anımsıyorum. Annem renkten renge girerdi.
Okul bitip genç kızlığa adım atarken neler hissetin nasıl yaşadın?
İlk okulu bitirdiğimde on beş yaşlarında genç ve oldukça da güzel biriydim. On sekiz yaşımda işe başladım. Fiziki olarak on sekiz zekâ olarak 13, 14 yaşlarında çocuktum. Engelli sınıfından işe başladım. Temizlik işleri, bağ bahçe işlerinde çalışarak hayata başladım. Fiziki yaşımla zekâ yaşım arasındaki fark epey sıkıntı yaşattı. Ailem de benden az çekmedi. Yaşadığım ortamlarda ortaya çıkan olumsuzlukların günah keçisi hep ben oldum.
İŞ ARKADAŞLARIM BİRBİRİNE GEZMEYE GİDERKEN BANA GELMİYORLAR
Şu an çalışıyor musunuz?
Evet çalışıyorum en geri hizmetlerde başladığım gibi temizlik işlerinde devam ediyorum. Emeklilik hayalleri bile kuruyorum. İş yerimde arkadaş guruplarının dışında kalıyorum. İşyerimde arkadaşlarımın yapmadığı işler çocukların altını temizleme bezlerini toplama işleri sürekli bana yaptırılıyor. İşyerimde arkadaşlar birbirilerine ev gezmelerine gidiyorlar bana gelmiyorlar.
Arkadaşlarınla aynı kadrodan mı çalışıyor, onlarla aynı maaşı mı alıyorsun?
Evet aynı kadrodayız aynı maaşı alıyoruz. İdare ye bu durumun düzeltilmesi için yaptığım görüşmelerde sen başka yerlerde iş bulamazsın. Adam gibi işini yap ötesini düşünme arkadaşlarınla iyi geçin engelli olduğun halde işe aldığımıza şükret.
DAHA İYİ BİR ÜCRET DAHA İYİ BİR YAŞAM İSTİYORUM
Evlenme süreciniz nasıl oldu ev yaşamınız nasıl gidiyor?
Tanıdıklarımızın önermesi ile bizi tanıştırdıkları süreç evliliğe evrildi. Annemin ve babamın destek ve çabaları ile iki çocuğumla birlikte olabildiğince az sorunla yaşamımı sürdürüyorum. Aileme eşime katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Benim konumumdaki insanların en az sorunla yaşayabilmeleri için aile ve sosyal çevrelerine hoş görü ve katkılarına ihtiyaçları var...
Engelli bir kadın olarak çalışırken evlilik ve çocuk sorumluluğu almak hayatında nasıl bir etki yarattı?
Çocuklarımın olması benim hayatla olan bağımı güçlendirdi. Annemin özverisi ve çalıştığım kurumun kreşi olması ve burada çocuğuma bakılması. Çalışan olduğum için personel indirimi yapılması çocuklarıma bakma işini daha kolaylaştırdı.
Son olarak eklemek istediğin bir şey var mı?
Ben sosyal yaşamda tiyatrodur, sinemadır… Sorunsuz gidiyor izliyorum. Ama gel gör ki aldığım ücret bana bu olanağı sunmuyor. Üstelikte eşimin maaşı zaman zaman ödenmiyor ya da gecikmeli ödeniyor. Hal böyle olunca sosyal yaşamdan da çok faydalanamıyorum.
İlgili haberler
Ne çocuklarımız engelli ne de bize engeller
Bugün Uluslararası Engelliler Günü. Peki engellilerin yaşadığı zorlukların farkında mıyız? Özgür Gül...
‘Kadın’, dizi ve yaşam...
Kadın dizisi, toplumun sorunlarını ortaya seren, kadınlara duygusal kırıklıklarını anımsatarak ağlat...
GÜNÜN DİKKATİ: Engelli kadınlara katmerli ayrımcıl...
Engelli kadın ve kız çocuklarının her türlü ayrımcılıktan, sömürüden uzak, eşit ve özgür bir yaşama...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.