ETF Tekstil işçilerinin direnişi fabrika önünde devam ediyor. İşçilere dayanışma ziyaretleri sürerken onlarca çevik kuvvet görevlisi de alana yeniden geldi.
Gasbedilen hakları için mücadele yürüten ve kıdem tazminatları ile ikramiyelerini isteyen işçiler ETF önünde kurdukları çadırlarda direnişlerini sürdürüyor. Önceki gün patronun kızı Ece Dikmen’in tırlarla ürettikleri malların geçişine izin vermeyen işçiler, makinelerin de kaçırılmasına izin vermemek için kapı önünde direnişi sürdürüyor.
Bugün de direnişe dayanışma ziyaretleri sürüyor. Alana gelerek işçilerle görüşen HDP İstanbul Milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Musa Piroğlu, TİP Genel Başkanı Erkan Baş işçilere direnişlerinde destek verdi.
‘DEVLETİN YASALARI PATRONDAN YANA’
ETF önünde işçilere dönük polis baskısı da yoğun. 5 otobüs dolusu çevik kuvvetin geldiği alanda işçiler kendilerine değil haklarını gasbedenlere gözdağı verilsin istiyor.
Songül BAŞ: “Kaba güç kullanıldı, işçileri vazgeçirmek istiyorlar, pes ettirmek istiyorlar. Biz de buna izin vermeyeceğiz. Yolları kapattık tırlarla mal çıkartmaya çalıştılar buna işçiler olarak izin vermedik, geri dönmek zorunda kaldılar. İşçiler haklarını teslim etmemek için direniyor, direnişe de devam edeceğiz. Devletin yasaları patrondan yana, bir dolu çevik kuvvet getirdiler buraya ama yılmayacağız. O çevik kuvvetin, polisin, devletin bizim haklarımızı gasbedenden hesap sorması gerek asıl, mala, cana zarar vermedik biz yüz kızartıcı hiçbir şey yapmadık, kendi emeğimiz kendi alın terimiz için buradayız, tüm duyarlı arkadaşları direnişimize destek olmaya katkı sağlamaya çağırıyoruz. Direnişimizin başından beri yanımızda olanlara da teşekkür ediyoruz.”
Ayşe UYAN: “Bize devletten destek yok. Biz burada hakkımızı savunuyoruz. Kimsenin malında canında gözümüz yok. Bu kadar polis neden buraya yığılıyor. Biz ne yapıyoruz! Sadece hakkımızı arıyoruz. Kime zarar verdik 14 gündür? Hakkımızı vermeden gitmeyeceğiz.
Selvi KÖSE: İsterlerse binlerce polis gelsin, biz haklıyız hakkımızı yedirmeyiz, bu yoldan dönmeyeceğiz. Daha önce böyle bir direnişte yer almamıştım şimdi yaşadım, gelenlerden, dayanışma gösterenlerden güç aldık. Şimdi ben de işçilerin yanında olacağım yaşadıkları hak gasbında. Nereye olsa giderim. Birlikten kuvvet doğar bu dayanışma da büyüsün. Biz burada birbirimizi tanıdık, çok şey öğrendik, birliğin beraberliğin nasıl güçlendirdiğini öğrendik.
Canan GÜNDÜZ: Direnişimiz coşkulu geçiyor. Mutluyuz aslında bir yandan da çünkü direnişi, birlikteliği burada öğrendik. Haksızlığın karşısındayız. Burada bizi sömürmeye çalışıyorlar ama bunu başaramayacaklar çünkü kararlıyız. Haklarımızı alana kadar sonuna kadar direneceğiz. Türkiye’de her yerde işçi direnişleri oluyor, o işçilere buradan da selam yolluyoruz. Baştakiler bizi duymuyor. İnsanlar hakkını ararken devlet polisiyle karşısında oluyor. Bizim yanımızda olmaları gerekirken patronun yanında oluyorlar. Yasalar patronlardan yana. İçişleri Bakanı’nın bir telefonu yeter buradaki adaletsizliği durdurmaya. Bu işçiler ne yaptı? Çalışmadı mı, malları mı çaldı? Hiçbir suç işlemedi, tek yaptığımız büyük bir emekle çalışmak ve o çalıştığımızın karşılığını istemek. Direnişimiz güzel gidiyor sonuna kadar birlik içinde buradayız. Haklarımızı aldığımızda bu direniş biter ve biz de zaferle kazanmış oluruz.
Filiz: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya seslenerek “Gelsin bize sahip çıksın patrona değil. Oylarımız onun hükümetine idi, nerede şimdi hiç ortada yok. Oy verdik başa getirdik, bizim karşımızda duruyor. Oy istemeye gelince gelirler...”
Fotoğraflar: Ekmek ve Gül