2022 yılında başlayan festival ve konser yasaklamaları bu yıl da devam ediyor. 2023’ün ilk yarısında baskılar sonucu 14 etkinlik yasaklandı ya da iptal edildi. AKP’li Denizli Büyükşehir Belediyesi Mabel Matiz ve Melike Şahin’in ödül töreninde yaptıkları konuşmayı gerekçe gösterdi, Bursa Büyükşehir Belediyesi Kemal Kılıçdaroğlu’na destek veren paylaşımlar yaptığı gerekçesiyle Hüseyin Turan’ın konserini iptal etti. Öyle ki konser ve festival meselesi belediye başkanlarının istifalarına kadar gitti. Melek Mosso’yu Kiraz Festivalinde sahneye çıkaran Tekirdağ Süleymanpaşa Belediye Başkanı görevinden istifa etmek durumunda kaldı.

Tam da bu noktada Balıkesir Sivil Toplum Platformunun paylaştığı açıklama meseleyi bir adım daha ileriye taşıdı. Aralarında Bilal Erdoğan’ın yönetiminde olduğu TÜGVA ve Saadet Partisi örgütlenmesi AGD, MÜSİAD gibi kuruluşların bulunduğu platform, festivallerin yasaklanmasını istedi. Platform, kadın-erkek yerlerinin ayrılması, alkolün yasaklanması gerektiğine vurgu yaptı.
İstanbul Büyükşehir Belediyesinin (İBB) açılışını yaptığı Art İstanbul Feshane’deki “Ortadan Başlamak” sergisi, “LGBT ve sosyalizm propagandası” yapıldığı iddiasıyla hedef gösterildi. Sergi geçici süreliğine kapatıldı. 19 küratör ve 300 sanatçının 400’den fazla eserinin yer aldığı sergiye saldırı girişiminde bulunan grup, “çıplaklık içeren ve polis düşmanlığı yapan fotoğrafların yer aldığı, LGBT propagandası yapıldığı ve sosyalizmi öven filmler gösterildiğini” öne sürerek serginin kaldırılmasını istedi.

Yeni Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in bir televizyon programında karma eğitime dair bir soruya verdiği “kız okulları açabiliriz” cevabını verdi.  “Milli Eğitim Bakanı olarak benim birincil hedefim ne? Kız çocuklarının okullaşmasını sağlamak. O zaman veliyi ikna etmek için biz, gerekirse kız okulları da açabilmeliyiz. Veli isterse çocuğunu kız okullarına gönderebilmeli” ifadelerini kullanan Bakan Tekin, "kız okullarını" gündeme getirerek karma eğitimi tartışmaya açtı.

Hayatımızın dört bir yanını kuşatan gericilik, akıl dışılık, kadın ve LGBTİ düşmanlığı... AKP bir sınır çiziyor herkese. Bu baskılar ile hepimizin yaşama, üretme, sanat icra etme, sanata erişme haklarımız açıkça saldırı altında. Belediyelerin ücretsiz konserleriyle bir nebze de olsa eğlenebilen halk da bu cezalandırmadan nasibini alıyor.

Karma eğitim tartışmasının Milli Eğitim Bakanı tarafından açılmış olmasından da bağımsız değil elbet bu yaşananlar. Kız çocuklarının ayrı eğitim almasına olabilecek bir şey gözüyle bakan Milli Eğitim Bakanıyla, festivallerin yasaklanmasını ve olacak etkinliklerinde kadın ve erkekler için ayrı alanlarda yapılmasını isteyen Balıkesir Sivil Toplum Platformu tamamen aynı yerden bakıyor ve aynı şeyi söylüyor.

Kamusal alanda kadın erkeklere ayrı alanlar ayrılması, karma eğitim yerine kız ve erkek okullarının gündeme getirilmesi, ÇEDES projesi ile dini eğitimin okullara sokulmak istenmesi hayatı tamamen bir karanlıkla kuşatmaya çalışma çabaları. Bu karanlığın ne anlama geldiğini o kadar iyi biliyoruz ki: tarikat ve cemaat ellerinde 6 yaşında evlendirilmek demek. Çocuk yaşta hamile bırakılmak ve kendi daha çocukken anne olmak durumda kalan kız çocukları demek. Tecavüze, istismara, şiddete uğramak demek.

Ülkenin dört bir yanından böyle haberler gelmeye devam ederken, iktidarın tarikat ve cemaat karanlığını ortadan kaldırmaya çalışmak yerine, karma eğitimi tartıştıran zihniyeti, kız çocuklarına daha da kötü bir gelecek vadediyor.

Söylediğimiz şarkıya dinlediğimiz müziğe karışan zihniyet, gençlerimizin nefes aldığı festivallere tahammül edemiyor. Gençlerin özgürce müzik dinledikleri, eğlendikleri, dinlendikleri etkinliklere düşmanlıkları, belediyelerin verdikleri halk konserlerine kadar uzanıyor. LGBTİ düşmanlığı ise bir resim sergisi baskınında dahi kendisini gösteriyor. Onur ayı kapsamında ülkenin dört bir yanında düzenlenmek istenen yürüyüşlere yönelik polis müdahalesi daha da sertleşerek devam etti. Nefret suçu işleniyor ve LGBTİ’lerin yaşam hakkı tehdit ediliyor. İktidar bu suçu işlemekte hiçbir sakınca görmüyor.

Sokaklarda müzik dinleme hakkımızı da savunurken, karma eğitime de sahip çıkacağız, kız çocuklarının eğitim hakkını da savunacağız. Çünkü hepsi birbirine göbekten bağlı.

İçimizdeki şarkıları da öldürmek istiyorlar. Nefes alacağımız alanlar giderek daralırken Melike Şahin’in hak ettiğimizi söylediği dik gülüşlerimizi hatırlamalıyız belki de. Bedelini her bir an ödediğimiz bir hayat her birimizin yaşadığı ve her şeye rağmen o dik gülüşler çok sinirlendiriyor bazılarını...

Fotoğraf: Unsplash