Okullarda yeni dönemin başlaması ile birlikte okul masrafları ailelerin en büyük gündemlerinden biri haline geldi. Hemen her şeye gelen zamlarla geçinmenin her geçen gün daha da zorlaştığı koşullarda işçilerin maaşlarına zam yapılmaması, aileleri oldukça zor durumda bırakıyor. Biz de kadın işçilerle okul alışverişlerini ve ücretlerin durumunu konuşmak üzere Sincan Fatih’teki servis duraklarını gezdik.
Çocuğu ortaokul son sınıfa geçen bir işçi, kızının okul kıyafetlerinin değiştiğini anlatıyor. Kendisi asgari ücretle çalışan işçi, böyle bir harcama yapamayacağını okul müdürüne iletmiş. Okul kıyafetlerinin oldukça pahalandığını söyleyen işçi, bu harcamanın bile kendisi için zorluk yaratacağını ifade ediyor. Başka bir kadın işçi ise henüz okul alışverişi yapmadığını söylerken geçen sene forma ve kırtasiye için 3 bin lira harcadığını belirtiyor. “Çocuğum sürekli üstünü kirlettiği için yedek forma almak zorunda kalıyorum” diyen işçi, bu seneki harcamaların ne kadar tutacağı konusunda endişe yaşadığını belirtiyor.
İŞÇİLER KIRTASİYE MALZEMESİ SATIYOR
Durakta karşılaştığımız iki işçi İstanbul’dan toplu kırtasiye malzemesi getirip çevrelerindeki işçilere sattıklarını söylüyorlar. Sadece kalem, defter gibi harcamaların bile en az bin 500 lira tuttuğunu belirten işçiler, bu harcamaların mevcut ekonomik koşullarda çok fazla olduğunu ifade ediyorlar. Eşinden ayrıldığını belirten bir kadın işçi 10 bin lira kira verdiğini, eğitim masraflarını karşılayamadığı için oğlunun 2. sınıfta hukuk fakültesini bırakarak çalışmaya başlamak zorunda kaldığını söylüyor. Başka bir kadın işçi ise 6. sınıfta okuyan çocuğunun kırtasiye masraflarının 5 bin lira tuttuğunu, henüz okul kıyafeti almadığını ifade ediyor.
Çocukların masraflarını karşılamak için sigarayı bırakmayı düşündüğünü söyleyen bir işçiyle karşılaşıyoruz. Devletin asgari ücrete zam yapmamasının kendisini böyle çözümler bulmaya ittiğini söyleyen işçi, zam yapmak bir yana devletin kıdem tazminatına bile göz diktiğini belirtiyor. Erdoğan’ın saraylarda yaşarken kendilerinin bir kalem almak için bile defalarca düşünmesinin adaletsiz olduğunu söylüyor. Vergi diliminin artmasıyla birlikte ellerine geçen ücretin eridiğini ifade eden işçi, her geçen ay geçinmenin daha da zorlaştığını belirtiyor.
NEREYE KADAR BEKLEYECEĞİZ?
Konuştuğumuz hemen her işçi bu sorunların ortadan kalkması için iktidarın değişmesi gerektiğini söylüyor. Fabrika içerisinde işçilerin birbirlerine güvenmediklerini, bir birliğin kurulmasının zor olduğunu söyleyen işçiler, sendikaların da bu konuda yetersiz kaldığını belirtiyorlar.
İşçiler, sorunların çözümü konusundaki sorumluluğu da kendisi dışındaki unsurlardan bekleme halinde. Sohbetlerimizde aldığımız cevaplar hemen hemen aynı: ya yanındaki işçi güvenilmez ya sendika hiçbir şey yapmıyor ya da ses çıkaran işten atılıyor… Yanındaki işçiye güven vermeyi, bunun için fabrika içerisinde uygun birliklerin kurulmasını sağlamayı, sendikaya tabandan baskı uygulayarak karar almaya zorlamayı, işten atmalara karşı birlikte ses çıkarmayı denemeden bir şeylerin düzelmesini beklemek hayal olur. Bu yüzden yapmamız gereken kendi fabrikalarımızdan başlayarak kendi örgütlülüğümüzü sağlamak olmalı. O ya da bundan medet ummak değil, çocuğun istediği kalemi almak için yanı başındaki işçiyle birlikte mücadele etmek çözümümüz olacaktır.
Fotoğraf: Canva Pro kolaj
İlgili haberler
Sincan’da metal işçisi kadınlarla seçim sohbeti...
‘İnsanca yaşamak olsa... Gece vardiyası olmasa...’ diyor seçimi konuştuğumuz metal işçisi kadınlar....
Sincanlı kadınlar: Kapımızı çalmasınlar
Sincan’da kadınlara yerel seçimler için fikirlerini sorduk, hemen hepsi ekonomik krizin etkilerini a...
Çocuklarımızı okuldan almayı düşündüğümüz bu yaşam...
Tahin helvası, tavuklu patates yemeği çıktığında sadece benim vardiyamda 20 kadın işçi ekmek içine v...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.