25 Kasım yaklaşırken Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Dayanışma Derneği olarak kadınlarla bir araya gelmeye başladık. İlk buluşmamızı İzmit’in Tavşantepe Mahallesi’nde gerçekleştirdik. Bu buluşma için her okulda ücretsiz sağlıklı bir öğün yemek kampanyamıza destek veren Suzan arkadaşımız bize bahçesini açtı. Güzel havada odunda pişen çaylarımız eşliğinde sohbetimize başladık.
Kadınların hemen hepsi evdeki bütün işleri kendilerinin yaptıklarını, eşlerinin ev işlerine dair bir şey yapmadıklarını anlatmaya başladılar. Yüklerinin ne kadar ağır olduğundan dert yakınıyorlardı. En çok şikayetçi olan Medine’nin “Babam beni okutsaydı, bir mesleğim olsaydı böyle olmazdım” demesi çarpıcıydı. Ona biçilen ev içi her işi üstlenmek zorunda olma halinin kadının doğası değil ekonomik özgürlüğünün olmamasından kaynaklandığının farkındaydı. Zeycan ise “Çalışsak bile bize aynı ücreti vermiyorlar” diyerek çalışma hayatındaki eşitsizliğe değinmiş oldu.
25 Kasım'ın bir diktatör eliyle 3 kız kardeşin katlediliş tarihçesini konuşarak sohbetimizi sürdürdük. Kadınların farklı yerlerde şiddet ve katlediliş hikayeleri örneklerle çoğalıyordu. Kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin son yıllarda artış göstermesini konuştuk. Giderek yoksullaşma, şiddetin ve cinayetlerin önünü açan yasalar ve en önemlisi ve en büyük darbe olan İstanbul Sözleşmesi’nin feshi. Medine ilkokula giden çocuğunu okul mahallede olmasına rağmen kendi götürüp getirdiğini söylüyor: “Ben hatırlamıyorum diğer çocukları okula götürdüğümü. Küçüğü tek başına bırakmıyorum bir yere” diyor. Sonrasında okulda veli arkadaşlarını ülkede yaşanan olumsuzluklara karşı bilinçlendirmeye çalıştığını ama ikna edemediğinden dert yandı.
Konu gençlere gelince Gönül oğlunun yurt dışına gitmek istediğini, çocuğuyla ayrı kalmak istemediğini anlattı gözleri dolarak. Bunun da gençlerin umutsuzluğundan, bu ülkede gelecek görememesinden kaynaklandığını ekledi. Çocuğu olan bütün kadınlar çocuk okutmanın zorluğu, sonrasında iş bulamama, bulsa bile insanca yaşayacak bir ücret alamama kaygısından bahsettiler.
‘KADINLAR AÇISINDAN İLERİYE TAŞINMIŞ BİR YAŞAM OLMALIYDI’
Geçtiğimiz günlerde cumhuriyetin ikinci yüz yılına girmiş olmasından beklentilerini konuştuğumuz kadınlar aynı şeyleri söylediler hep. Kadın haklarının ileri değil geriye gittiğini, elle tutulur bir değer kalmadığını… Sadece bayraklarla kutlanan bir cumhuriyet değil kadınlar açısından ileriye taşınmış bir yaşam olması gerektiğini söylediler.
UMUTSUZLUKLAR DAĞILDI
Tüm bu konuşulanların hepimiz için can yakıcı olması şu soruyu sordurdu bize. Peki ne yapacağız?
Bizim için yakın zamanda en iyi örnek olabilecek bir kazanıma dönüşen kampanyamıza değindik. Kocaeli’de başlattığımız ve Ekmek ve Gül’ün çağrısıyla tüm ülkeye yayılan, Milli Eğitim Bakanlığının geçen yıl ana sınıflarında yarı dönem boyunca bir öğün ücretsiz yemek uygulaması yapmasını sağlayan kampanyamızın kazanımı. Birlikte bir talebi büyütmenin ısrar etmenin sonucu önümüzdeki bu örnek umutsuzluklarla dolu sohbetimizi bir plan yapmaya dönüştürdü. Mahallede bulunan okullarda da kampanyamızı büyütmek, sesimizin ulaşmadığı her kadına ulaşabilmek için planlarımızı yaptık. Hepsinin “Geleceğim” demesi sohbeti daha da güçlendirdi. Aynı zamanda sıklıkla bir araya gelme kararı aldık. Dayanışma adımı olan bu buluşmamız her birimizi daha iyi hissettirmişti ve ayrı ayrı değil birlikte bir şeyleri başarabileceğimizi göstermişti.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Yoksulluğa, şiddete, savaşa karşı mücadelemiz var!
Yaşamak için, eşitlik için, şiddetsiz bir yaşam için müttefiklerimiz var.
25 Kasım’a giderken: Kadınlar emperyalizmin ve sav...
Dünyada bu tabloyla ilerliyoruz 25 Kasım’a. Bir yandan dünyada halkları sarıp sarmalayan yoksulluk,...
Umudunu kaybettiğinde bu kalabalığı hatırla
25 Kasım’da dünyanın dört bir yanındaki kadınlarla sesimiz bir olacak ve yaşadığımız sorunlar karşıs...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.