
Güneşin altında sabahın erken saatlerinden akşamın geç vaktine dek süren zorlu bir mesai. Kadınlar “Kalem yok, defter yok, hayaller iptal” diyerek okuyup meslek sahibi olma hayallerini geçim savaşında gömmek zorunda kaldıklarını anlatıyorlar.
ÇADIR VE TARLA ARASINDA ZORUNLU MESAİ
22 yaşındaki Tarım İşçisi Yasemin, iki yıldır mevsimlik tarım işçiliği yapıyor. Urfa’dan çıktıkları yolun ilk durağı olan Adana’da konuştuğumuz Yasemin, günlük yaşamını ve karşılaştığı zorlukları şu sözlerle dile getiriyor: “Sabah saat beşte başlıyoruz, altıya kadar tarladayız. Akşama kadar çalışıyoruz. Sonra eve gidiyoruz ama iş orada da bitmiyor. Yemek, çamaşır, ekmek...”
Çadır alanlarında temel ihtiyaçlardan dahi yoksun yaşam koşulları kadınlara iş yükü oluyor. Ne onları çağıran çiftçiler ne de kamu kurumları, barınma için gerekli altyapıyı sağlıyor. Çadırların temizliği, yemek, çamaşır, çocuk bakımı çoğunlukla kadınların omzunda. Kanal kenarına kurulan çadırlarda en büyük problem elektrik. Güneş panelleri ile elektrik sağlamaya çalışsalar da yeterli olmadığını anlatan Yasemin, “Su da sorun. Köyden su taşımak zorunda kalıyoruz. Biz de insanız” diyor.
'ÇALIŞMAZSAK ABİMİ EVLENDIREMEYİZ'
Yasemin, “Evde tek babam çalışsa yetmez. O yüzden kadınlar da çalışıyor. Ama çadırda erkek gelir oturur; kadın yemek yapar, çamaşır yıkar, çadırı süpürür. Kadın banyosunu bile yapamadan yatıyor” diyor. Aile boyu çalışmanın getirisi, bazen ev almak için bazen ailenin erkeklerini evlendirmek için harcanıyor. Erkeklerin başlık parasını biriktirmenin de kendi omuzlarında olduğunu anlatan Yasemin, “Süt parası 300 bin liraydı, bu sene 400 bin lira oldu. Başlık parası için kadınlar çalışıyor. Kadınlar da evlendi mi tarladan kurtuluyor” diyor. Yakında evleneceğini anlatan Yasemin, “İşçi biri ile evlenecek olsaydım çalışırdım ama kendisinin başka bir mesleği var. O yüzden çalışmayacağım” diyor.
Çiftçi, her bir tarım işçisi için bin lira yevmiye ödüyor ancak işçi başına 100 lira, işe aracılık eden elçiye kalıyor. Kalan 900 lira ile geçinmenin zor olduğunu anlatan Yasemin, “Her şeyin fiyatı artıyor ama ücretlerimiz artmıyor. Aslında Erdoğan fiyatlarda indirim yapsa daha iyi olur” diyor.
‘HAYALİM VARDI AMA OKUTMADILAR'
Çocukken hayalleri olduğunu ama okula gönderilmediğini anlatan Yasemin, “Benim bir mesleğim olsaydı burada olmazdım. Ama okutmadılar. Bir gün okula gönderiyorlar, iki hafta göndermiyorlar. Kalem yok, defter yok. Böyle böyle kopuyorsun” diyerek imkanları olsaydı okula alışabileceklerini söylüyor.
'1 MAYIS'TA ÇALIŞIYORUZ'
1 Mayıs’ı sorduğumuzda ise şöyle yanıt veriyor Yasemin: “Duydum ama biz hiç kutlamadık. Çünkü çalışmak zorundayız. Tatil olsa bile ikinci gün yine tarladayız. Bayramlar bile bize iki gün sürüyor.”
İŞ AĞIR, BASKI ÇOK
Üç yıldır mevsimlik işçilik yapan genç bir kadın, “Çadır hayatı zor, geçim zor. Elektrik kesildi mi telefon bile şarj olmuyor. Dünyadan haberimiz olmuyor” diyerek sosyal hayattan tamamen izole yaşadıklarını ifade ediyor. İsmini vermek istemeyen kadın, sigortasız çalıştıklarını belirterek “Yağmur yağarsa çalışmıyoruz ama yevmiye de almıyoruz. Oturursak ücret yok. Çalışmadın mı para yok. Hastaneye gitsek bile ücret yazmıyorlar. Keşke sigortalı çalışsaydık” diyor.
1 Mayıs’a dair bilgileri sınırlı olan kadın işçiler, elektrik ve sosyal medyaya erişememekten dolayı haber alamadıklarını belirtiyor. Yine de elektrik ve su taleplerini ifade ederek alanda olma, seslerini duyurma arzularını dile getiriyorlar.
HAYALLER İPTAL
Hülya Çoban da küçük yaşta başladığı işçilik nedeni ile okulu bırakmak zorunda kalmış. “Okumaktı hayalim ama çıkarttılar beni” diyor. Sebebi maddi yetersizlik. Evde annesi çocuklara bakıyor, 6 kız kardeşler, kalabalık bir aile. Evde 10 kişi çalışıyor. Hemşirelik hayalinden okulu bırakınca vazgeçmek zorunda kalan Hülya, “Hayaller iptal. Ama yevmiye 2 bin lira olsaydı biz de çalışmazdık, okurduk” diyor.
'4 KİŞİ ÇALIŞMASINA RAĞMEN GEÇİLEMİYORUZ'
Tarım İşçisi Fethiye Çelik, beş yıldır ailesiyle birlikte Türkiye’nin farklı bölgelerinde çalışıyor. Yazın tarlalarda, kışın ise farklı geçici işlerde çalışarak yaşamını sürdürmeye çalışıyor. “Beş altı senedir bu işi yapıyoruz” diyen Fethiye’nin ailesinden dört kişi birden çalışıyor ama yine de geçim zorluğu bitmiyor. “Her şeye zam geldi. Ne alırsan al, fiyatı değişmiş oluyor. Ekmeği bile kendimiz yapıyoruz ama una, yağa gelen zamlar bizi etkiliyor. Çalışmazsak hiçbir şey alamayız” diyor.
Fethiye, 1 Mayıs’ın İşçi Bayramı olduğunu bizden duyuyor ve şaşırıyor: “Vallahi bilmiyorum, hiç duymadım.” Ama 1 Mayıs’a dair hayal kurması uzun sürmüyor. “O gün orada olsaydım, çocuklarımı okula göndermek isterdim. Evim olsun isterdim. Elektriğimiz, suyumuz olsun isterdim” diyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.