savaş
İnsanlık tarihinin en vahşi dönemine tanıklık eden, bu vahşilikleri yaşamında da deneyimleyen Kaethe Kollwitz devrimci bir kadındı.
Sincan ve Mamak’tan kadınların ortak cümlesi bu. Savaş kararı alanların bedel ödeyenler olmadığını biliyor, yoksulların canı pahasına yapılan hesapların halklara faydası olmadığını söylüyorlar.
Güzeltepe pazarında konuştuğumuz hemen her kadın ‘Bu savaş bizim savaşımız değil, yoksul çocukları ailelerin çocukları ölüyor orada’ sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Kocaeli’den Fatma Şahin Ekmek ve Gül’e yazdığı mektupla iktidarın savaş politikalarına dair düşüncelerini paylaştı.
Daha önce Erdoğan’ı savunanlar şimdi ‘bu savaş çok yanlış bizi ateşe atıyor’ diyorlar. Çünkü savaştan, işsizlikten, pahalılıktan korkuyorlar.
1999 yılında başlattıkları mücadeleyle ‘barış’a büyük katkı sunan Barış Anneleri 20. yıllarında İstanbul’da bir buluşma gerçekleştirdi. Anneler ‘Biz sözün gücüne inanıyoruz, İlle de barış’ dedi.
Clara Zetkin yüz yıl öncesinden bugüne seslenerek soruyor: “Sizi böylesine korkunç acılara sürükleyen bu savaşın amacı ne?”
Birileri gücüne güç katacak, ülkesinde kaybettiği oyları yeniden toparlayacak diye çocuklara bunları yaşatmaya hakları var mı? Ya savaşı seyreden bizlerin o çocuklara karşı sorumluluklarımız...
Medya eliyle savaş kışkırtıcılığı sürdürülüyor. Ancak savaş ve zafer çığlıkları İkitelli’de yaşayan emekçi kadınları ikna edememiş. Zaten yokluk, yoksullukla boğuşan kadınlar bir de savaş istemiyor.
“Şu anda savaşla ekonomik krizi gölgelemeye çalışıyorlar. Savaşın ve ekonomik krizin yükünü bize yıkıyorlar. Tüm gelirler savaşa harcanıyor. Sonunda savaşın kazananı belli.”
Sonuçta toplar, tüfekler, ağır silahlar olunca üstüne bir de ölümler gelince, metal işçisi kadınlar buna ‘harekat’ demedi, ‘savaş’ dedi.
Savaşın vahşetini duyarsızlaştırıcı bir açıklıkla resmetmek yerine ‘etkileyici/hakiki’ olmanın çocuk odaklı yolları üstüne incelikle düşünmek daha uygun görünüyor.
Savaşın vahşetini duyarsızlaştırıcı bir açıklıkla resmetmek yerine ‘etkileyici/hakiki’ olmanın çocuk odaklı yolları üstüne incelikle düşünmek daha uygun görünüyor.
Savaşın haklı ve kazanan tarafı olmadığının objektifiyle gösteren fotoğraf sanatçısı Zehra Saleki, çalışmasını savaşta ölen ve savaş raporlarında isimleri kaybedilen binlerce çocuğa ithaf ediyor.
Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde başlattığı operasyonla ilgili yapılan açıklamada her zaman çocukların öncelikli ve yüksek yararının gözetilmesinin gerekliliği hatırlatıldı.
Savaşın yarattığı olağanüstü ortamda daha da haşmetli hale getirilen ‘erkeklik gururu’nun memleketin ‘olağan’ hallerinde de devlet korumasında beslenip büyütüldüğünü gösteren pek çok başka örnek var.
Geçen hafta bir araya gelen kadınlar yükselen savaş sesleri içerisinde ne yapılabileceğini konuştu. Cumartesi yapılacak forumlaysa tüm kadınları ‘Barış için ne yapabiliriz’i konuşmaya çağırıyorlar.
Dünya Sağlık Örgütü, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye başlattığı operasyon nedeniyle bölgeden göç etmek zorunda kalanların sayısının 200 bine ulaştığını açıkladı.
‘Barış Pınarı Harekatı’na ilişkin basın açıklaması yapan Ankara Kadın Platformu, yönetememe krizi yaşayan iktidarın savaşa başvurduğunu belirterek tüm kadınları barış talebini büyütmeye çağırdı.
Türkiye’nin başlattığı operasyona tepki gösteren kadınlar, Êzidîlere katliamının travmasının hâlâ devam ettiğini hatırlatarak, ‘Kadınlar barış istiyor’ dedi.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.