Ülkece kötü bir güne uyandık. Hatta dünyaca kötü bir güne uyandık demeliyiz. Çünkü bu sadece bizi değil tüm dünyayı ilgilendiren büyük bir sorun. Televizyonlar, radyolar, gazeteler İdlip’te öl(dürül)en askerlerden bahsediyordu. Evden çıkıp belediyenin spor tesislerine gittim. Kadın arkadaşlar da oradaydı. Gündem malum. Hemen hemen tüm kadınlar savaşa karşı olduklarını, bu savaşın bizimle hiçbir ilgisi olmadığını söylüyorlardı. En çok şu sorular soruluyordu: “Ne işimiz vardı başka bir ülkede?” “Bu savaşı kim ne için istiyor?” “Neden hep gariban ailelerin çocukları savaşa gönderiliyor?” “Savaş isteyenlerin, savaşı çıkaranların çocukları neden hiç cepheye gönderilmiyordu, hatta onların çocukları neden askerlik bile yapmıyorlardı?” “Bu savaşın yükünü kim kaldıracaktı, fatura kime kesilecekti?”
Tüm kadınlar cevabını biliyordu bu soruların. Bu yüzden isyan ediyorlardı. Bir arkadaş, benim oğlum seneye askere gidecek, “ben nasıl göndereceğim oğlumu, göz göre göre ateşe nasıl atabilirim evladımı” diyerek hem kızıyor hem çaresizliğini dile getiriyordu. Bir arkadaş da “bizleri birbirimize düşürüp bölüyorlar, düşman ediyorlar, oysa hepimiz aynı topraklar üzerinde beraber yaşıyoruz” diyordu.
Zaten zor bela geçinmeye çalışıyorken bir de savaşın yükü bizim omuzlarımıza yıkılacaktı. Her geçen gün yaşamımız daha da kötüye gidiyordu ve bu düzen böyle gitmemeliydi. İçimiz daralmış olarak ve daha başka savaş haberleri duymamak dileğiyle evlerimize gitmek üzere dağıldık.
İlgili haberler
Bir tekstil atölyesi: Kadınlar, mülteciler, atanam...
Göçmen ve mülteci kadınlardan başka gelen bir kesim de var gündelik çalışmaya; genç kadınlar. Aralar...
Clara Zetkin’in savaşa dair kadınlara seslenişi...
Clara Zetkin yüz yıl öncesinden bugüne seslenerek soruyor: “Sizi böylesine korkunç acılara sürükleye...
Savaşın bize bir faydası yok
Daha önce Erdoğan’ı savunanlar şimdi ‘bu savaş çok yanlış bizi ateşe atıyor’ diyorlar. Çünkü savaşta...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.