Yoksulluk şiddeti artırıyor
Küçükçekmece’de kadınlarla 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken kadın cinayetleri ve şiddet üzerine sohbet ettik.

Küçükçekmece’de kadınlarla 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken kadın cinayetleri ve şiddet üzerine sohbet ettik. Kadınlar artan güvensizlikle yaşamlarının nasıl değiştiğini anlatıyorlar…

CAYDIRICI CEZALAR YOK

41 yaşındaki Meliha 6 yıldır bir tuhafiyecide çalışıyor. İki kızı var. Biri 21, diğeri 17 yaşında. Bir oğlu var. Yaşanan kadın cinayetleri ile ilgili Meliha, “Önce kendi başına gelebilir diye düşünüyorsun, kaygılanıyorsun. Çocuklarım eve girene kadar aklım onlarda kalıyor. Bu kaygı sadece kızlarım için değil, oğlum için de. Sadece kendi çocuklarım için değil, bütün çocuklar için endişeleniyorum. Acaba bugün başımıza ne gelecek, nasıl bir şey gelecek diye bekler olduk" dedi. Ne kadar süredir böyle hissettiğini sorduğumuz Meliha, anne olduğundan beri kaygılı olduğunu ancak son birkaç yıldır daha da kaygılı hissettiğini, 10-15 yıl önce akşamları dışarı çıkıp yürüyüşe gittiklerini ama şimdilerde akşamları sokağa çıkmaktan korktuklarını dile getirdi.

Yaşadığı bu korkunun nedenini sorduğumuz Meliha, “Son yıllarda yaşanan kadın ve çocuk cinayetleri çok fazla. İşlenen hiçbir suçun cezası yok. Polisler alıp götürüyor karakola, birkaç gün sonra serbest bırakıyorlar. Suçlulara mahkemeler caydırıcı cezalar vermiyor. Birkaç yıl yatıp çıkıyorlar, adalet yerini bulmuyor. Caydırıcı ceza olmadığı için ‘Zaten ceza almayacağım’ deyip suç işliyor. Çocuklarımız kapının önünde bile güvende değil" dedi.

‘ÇOCUKLAR İÇİN ENDİŞELİYİZ’
28 yıldır tekstil işçiliği yapan Nilgün artan kadın cinayetlerine ilişkin, "Kınıyorum, devlet yetkililerinin ilgilenmediğini düşünüyorum. Cahil bir toplumla yaşıyoruz ve çocuklarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Eğitim sıfırın altında. Bu yaşadıklarımızın büyük bir kısmının eğitimsizlikten dolayı olduğunu düşünüyorum. Hâlâ eşlerini kendi eşyası olarak gören erkekler az değil. Hem okullardaki eğitimi hem de toplumsal eğitimi yok ettiler” dedi.
Sokakta yürürken, iş yerine giderken korktuğunu belirten Nilgün, “Geçen gün kızım okula giderken biri onu işaret etmiş. Benim çocuğum kapının önünden servise biniyor. Bakkala giderken, okula giderken korka korka gönderiyoruz. Kızım ‘Gezmeye gideceğim’ diyor. Korkuyoruz gönderemiyoruz" diye anlattı.
Bu yaşananlarda yoksulluğun da etkisinin olduğunu söyleyen Nilgün “Çünkü hırsızlıklar çoğaldı. Kredi kartı borçları arttı. İntihar olayları da çoğaldı. Geçim sıkıntısı yaşayan insanların psikolojisi bozuldu. Stres, sıkıntı şiddeti etkiliyor. Geçen bir arkadaş anlattı; arkadaşın eşi, karısının telefonu ile oyuna giriyor. Bir sürü borç oluşuyor. Bu ailede huzursuzluk arttı. Bu nedenden dolayı ekonomik sorunlar şiddeti doğuruyor. Para bir yerde hiçbir şey ama bir yerde her şey” diye ekledi.
Nilgün, "Yakın zamanda bir kadın polis öldürüldü. Katil 24 defa suç işlemiş ve serbest dolaşıyor. Bu suçluya yeteri kadar ceza verilmiş olsaydı kadın polis bugün yaşayacaktı. Bir yerlerde farklı şeyler yatıyor. Kadın cinayetleri şiddet meselelerine dair daha önleyici cezalar getirilmeli. Cezalar uygulanmıyor" diyerek asıl sorunun cezasızlık olduğunu söyledi.
‘DEĞERSİZ GÖRÜLÜYORUZ’

30 yıldır tekstilde çalışan Fatma, her gün gerçekleşen kadın cinayetlerini görünce çok kötü hissettiğini söyledi. “Çocuğumu sabahları işe gitmeden bakıcının evine bırakıyorum. Evden saat 7’de çıkıyoruz. Hava daha tam aydınlanmamış oluyor. Herkesin psikolojisi bozulmuş. Sadece psikoloji ile açıklanabilir mi, hayır. Ülkenin nereye gittiğini bilmiyoruz. Gençlerde gelecek kaygısı var” dedi. Fatma öfkeyle ekledi: “Her gün kadınlar ölüyor ve buna dair neden bir çözüm bulunmuyor? Kadın o kadar değersiz ki yer bezi gibi bir şeyiz" diye ekledi.
Fatma geçim sıkıntısının şiddeti artırdığını ise şöyle anlattı: "15 senelik evliyim. Daha bu seneye kadar eşimin bana bağırdığını bilmem. Ama bu sene 3 defa sinir krizi geçirdi. Neden, benim yüzümden mi? Çocuk yüzünden mi? Yok. Geçinemediğimiz için. Çocuk bir şey istiyor, alamıyoruz. Eşim ister istemez gururuna yediremiyor. Bu kadar şey oluyor ama çözüm bulunmuyor. Cezalar caydırıcı değil. Trafik cezaları yükseltiliyor caydırıcı olsun diye. Vergileri ikiye üçe katılıyorlar. Ama kadın öldürene hiçbir şey yapmıyorlar. Araçtan bile değersiziz."

Görsel: Canva Pro Kolaj