Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinde yıllardır kadınların yaşadığı türlü türlü sorunlara derman aramak, sorunların karşısında birlikte ve daha güçlü durabilmek için çaba sarf ediyoruz. Ama dernekteki birlikteliğimiz sadece sorunlarla sınırlı değil. Bir süredir sürdürdüğümüz “okuma atölyesi” yeni deneyimler biriktirmemizi de sağladı.
Bir süredir cuma akşamları farklı iş kollarından yaklaşık 20 kadınla okuma atölyesinde bir araya geliyoruz. İlk olarak Aleksandra Kollantay’ın Toplumsal Gelişmede Kadının Konumu kitabını okuduk birlikte. 5 oturum sürdü birlikte konuşarak, tartışarak okumamız. Sonrasında da Adelheid Popp’un Bir Kadın İşçinin Gençliği kitabını okumaya başladık. Her birimiz tek başımıza kitap okusak da, ya da günlük hayatımızda kitap okumak diye bir alışkanlığımız olmasa da birlikte okumak hepimize çok iyi geldi. Nasıl bir deneyim olduğunu atölyemize katılan kadınlardan dinleyelim:

YENİ BİR NEFES, YENİ BİR BAŞLANGIÇ

Yüksel Yıldız: Gün doğmadan işe gidip karanlıkta eve dönmekten, anne olmaktan, eş olmaktan, sokakta yürürken başına ne geleceğini bilememenin verdiği kaygıdan bazen yorulursun ve nefes almak istersin... Bu bıkkınlığın arasında bir kitap geçti elime; Adelheid Popp’un Bir Kadın İşçinin Gençliği. Bu kitap yeni bir nefes oldu hem bana hem diğer kadınlara. Kitapta çocukluğumu, yaşadığım yoksulluğu, inancımı hatırladım. Adelheid gibi; daha güzel ve mutlu bir dünya için mücadele etmekten başka seçeneğimiz olmadığını bir kez daha anladım. Hepimiz kendi hayatımızdan bir parça bulduk kitapta; kimimiz fabrikada, kimimiz yoksullukta, kimimiz anlattığı sevgide... Kitabı bu kadar geç keşfetmiş olduğumuz içini biraz üzülsek de yeni kitaplara başlangıç oldu bu atölye.

YENİ KİTAPLAR İÇİN SABIRSIZLANIYORUM

Zahide Kiper: Günlük telaş ve sorunlardan biraz olsun arınıp dernekte birlikte kitap okumak eğlendirici bir aktivite oldu bizler için. Kitap okumayı ve okuduğum kitabı tartışıp bende bıraktığı izleri paylaşmayı seviyorum. Eğlenceli olmasının yanında okuduğumuz kitapların hafızamızda daha kalıcı hale gelmesi de ayrı güzel. Bir taraftan da değişip dönüşmemize yön vermesi açısından olanak oluyor bu atölye. Toplumsal Gelişmede Kadının Konumu kitabını tartışırken kadınların tarihini bir kez daha hatırladık. Her fırsatta bize dayatılan ‘böyle gelmiş böyle gider’ sözünü yalanlayan koca bir mücadele tarihinin içinden geçtik.
Bir Kadın İşçinin Gençliği’ni okurken “Biz de yaşadık bunları” diye düşünmeden edemedik, o işçi kadının cesaretine, kararlılığına imrendik. Onun yaşamını okudukça kadının kurtuluşuna dair yaptığımız tartışmalar daha anlaşılır oldu hepimiz için. Sıradaki kitabımıza başladık bile, şimdiden sabırsızlanıyorum.

BUGÜNÜN KORKULARINI KİTAPTA OKUDUK

Fethiye Uçak: Bir İşçi Kadının Gençliği kitabını severek okudum. İşini kaybetme korkusu yüzünden öğle ve ikindi paydoslarında da işçi kadınların elişi ve çorap örmeye devam etmek zorunda kalması beni çok etkiledi. Adelheid Popp, bu kadar çabalamalarına rağmen hepsinin yoksul olduğunu ve işlerini kaybetme düşüncesiyle ustabaşıların her türlü haksızlığına katlandıklarını anlatıyor. Aslında bugün de birçok kadın aynı korkuyla sessiz kalmaya devam ediyor.

OKUMAK GÜZEL, BİRLİKTE DAHA GÜZEL

Eylem Koşar: ‘Okuma olsun bugünün adı’ diye başladığımız atölyede ikinci kitabımızı bitirdik, şimdi Çernişevski’nin Nasıl Yapmalı kitabına başlıyoruz. Aslında atölyeye başladığımızdan beri “nasıl yapacağımız” konusunda çok şey anladık. Birlikte okurken “Hakikaten bu satırda bunu da söylemiş olabilir” ya da “Aslında bu cümle şu kapıyı aralıyor” dedik çoğu zaman. Yani okumak güzel ama birlikte okumak, konuşmak, paylaşmak daha da güzel.