Kadınlar her yerde yaşamak için sokakta
Meksika’dan Ürdün’e Sudan’dan ABD’ye kadınlar şiddete, kadın cinayetlerine, ağır çalışma koşullarına, tükenmişliğe, geçim sıkıntısına karşı sokaktaydı.

Meksika’da 35 yaşındaki Luz Raquel Padilla, bayıltıldıktan sonra bir parkta yakıldı. Zapopan şehrindeki kadın cinayetini ülke genelinde kadınlar, sokağa çıkarak protesto etti.

11 yaşında otistik bir oğlu olan Padilla, engelli ailelerin birbirine destek olduğu “Yo cuido México” (Meksika’yı Koruyorum) grubunun da bir üyesiydi.

Padilla, mayıs ayında yaşadığı binaya çizilen ve “Seni canlı canlı yakacağım” diyen duvar yazısını Twitter hesabından paylaşmıştı. Padilla ayrıca tweetinde, “Bana ya da aileme bir şey olacağı korkusuyla daha ne kadar yaşamak zorundayım? Diğer yandan zarar vermekle tehdit eden kişi ise daha çok zarar verme potansiyeliyle özgür bir şekilde şehirde dolaşıyor” demişti.

Padilla’nın cenazesine çok sayıda kadın katıldı. Konuşmalarda, kadın cinayetlerinin engellenmesi istendi, üzerine düşeni yapmayan sorumlulara tepki gösterildi.

Meksika’da 2021’de resmi verilere göre kadın cinayetleri en yüksek düzeye çıktı, 1004 kadın öldürüldü.

ÜRDÜN: ŞİDDET ‘AİLE İÇİNDE’, CEZASIZLIK HADSAFHADA!
Kadın cinayeti vakalarının artmasıyla birlikte kadınlar şiddete karşı önlem alınması, kadınların şiddete karşı korunması için yasal reform çağrısında bulunuyor. Ülkede artan kadın cinayetlerine karşı ses çıkarmak için çarşamba günü Ürdün parlamentosu önünde kadınlar sessiz oturma eylemi düzenledi.
21 yaşındaki Iman Rashid’in Amman’daki üniversite kampüsünde vurulmasından ve 20 yaşındaki Ürdünlü bir kadının kocası tarafından bir otoparkta 15 kez bıçaklanarak öldürülmesinden kısa bir süre sonra, başkent Amman’ın güneyindeki Karak’ta bir kadının kocası tarafından adliye binası önünde bıçaklanması eylemlerin fitilini ateşledi.
Kadınlar, Ürdün parlamentosundan şiddetle mücadele için uygulanabilir yasalar çıkarmasını ve kadınlara karşı işlenen suçların failleri için “kamuya açık, şeffaf ve acil” hesap verebilirlik önlemleri almasını talep ediyor.
Gazeteci Husseini, MEE gazetesine verdiği görüşte, faillerin birbirinden öğrendiğini belirtti ve kadın cinayeti davalarında mahkemelerin kararlarını şeffaf bir şekilde vermesinin önemine “İnsanların bir suç işlediklerinde cezalandırılacaklarını bilmeleri gerekiyor” diye değindi.
Husseini ayrıca Ürdün Ceza Kanunu’nda yer alan ve bir aile üyesinin başka bir aile üyesinin suç işlemesi durumunda yasal haklarından feragat etmesine olanak tanıyan ve genellikle kadın cinayeti ya da toplumsal cinsiyete dayalı şiddet failinin cezasının azaltılmasını sağlayan hükme de atıfta bulundu: “Biri kızına saldırırsa ve sonra erkek kardeş gidip suçlamaları düşürürse, o zaman bu kadını kim koruyacak? İnsanların birbirleri hakkındaki suçlamaları kaldırmasına izin veremezsiniz; koruma nerede?”
Ürdün’de aile içi ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddete ilişkin 2017-2018 Nüfus ve Aile Sağlığı Araştırmasından elde edilen en son istatistikler, 15-49 yaş arasındaki kadınların yüzde 25,9’unun kocalarından fiziksel, cinsel veya duygusal şiddet gördüğünü doğruluyor.
Ankete göre, fiziksel ya da cinsel istismara uğrayan kadınların sadece yüzde 19’u yardım istemiş ve sadece yüzde 3’ü polis, doktor ya da avukat gibi hizmet sağlayıcılara şikayette bulunmuş.
Kadın örgütü olan Takatoat kolektifi üyesi Saket, “koruma sisteminde tam bir reform” yapılması gerektiğini, kadınların tehdit veya istismara maruz kaldıklarında izleyecekleri adımların netleştirilmesi ve aile içi şiddet mağdurları için “kadınların kendilerini alıkonulmuş değil, korunmuş hissettikleri, özgürlüklerini ve haklarını kullanabildikleri” daha fazla sığınmaevi olması gerektiğini söyledi.
Ürdün’de hükümet tarafından işletilen beş kadın sığınmaevi, “hapishane benzeri” muameleleri ve buralardan yararlanan kadınların dışarı çıkmalarını engellemeleri nedeniyle geçmişte eleştirilere maruz kalmıştı.


SUDAN: EKMEK, ÖZGÜRLÜK VE EŞİTLİK!
Hartum’da genç kadınlar kadına yönelik şiddeti, tacizi, politik kadınların devlet yetkilileri tarafından taciz edilmesini protesto etti. Yürüyüşe katılanlar, kadınların hem kamusal hem de özel alanda maruz kaldıkları tacize, şiddete tepki gösterdi. Kadınlar ataerkil düzeni, kadınları tacize mahkum eden politikaları ve “erkeklerin vesayetini” protesto eden pankartlar taşırken “Ekmek, Özgürlük ve Eşitlik” sloganı attı.


ABD: HEMŞİRELER GREVDE!
Kaiser ruh sağlığı çalışanları 15 Ağustos için son grev tarihini belirlerken Buffalo Gazi İşleri hemşireleri greve gitti.
Yaklaşık 400 hemşire geçtiğimiz salı New York, Buffalo’daki Buffalo Veterans Affairs (VA) Tıp Merkezi sağlık çalışanları, ağırlaşan geçim sorunu, personel yetersizliği ve tahammül edilemez çalışma koşullarına karşı mücadele etmek için greve gitti.
National Nurses United (NNU) üyesi olan Buffalo VA hemşireleri, tükenmişliğe yol açan, personel sayısını azaltan ve hasta bakımını baltalayan 20 saatlik yorucu vardiyalara karşı çözüm bekliyor…

Fotoğraf: Unsplash