Biri yer biri bakar, e artık kopsun kıyamet…
Bir tarafta vergilerle eriyen asgari ücretin uygun görüldüğü işçi ve emekçiler, diğer tarafta ise iktidar tarafından desteklenen 5-6 maaşlı bürokratlar, sürekli borçları ertelenen patronlar...

Neredeyse her gün gıda, elektrik, su, doğal gaz gibi temel ihtiyaçlara gelen yeni zamlar, artan enflasyon, derinleşen ekonomik kriz, döviz kurundaki dalgalanmalar sonrasında kadınların, işçi ve emekçilerin aklında tek soru var: “Bu asgari ücretle nasıl geçineceğiz?”

Milyonlarca insanın en temel ihtiyaçlarını bile karşılayamayacağı, açlık sınırının altında kalan bir ücretle yaşamaya mahkûm edildiği bir zamanda hayatta kalmaya çalışıyoruz. Devlet politikaları aracılığıyla övülerek meşrulaştırılan, insan onurunu ayaklar altına alan bu utancı, asgari ücretle yaşamak zorunda kalan ve dernek çatısı altında bir araya geldiğimiz kadınlarla konuştuk.

SİMİT YEMEK ARTIK LÜKS

Kadın arkadaşlarımızla yaptığımız sohbette bir arkadaşımız “Asgari ücretle nasıl geçindiğimizi bir de bize sormaları lazım. Kendileri saraylarda yaşarken bizleri yoksulluğa mahkûm edenler acaba bu soruyu samimi bir şekilde cevaplayabilir mi? Her şeyi kısıtlayarak ucu ucuna yetiştirebiliyoruz. Bugün asgarî ücretle yaşamak zorunda kalan dört kişilik bir ailenin yaşam koşullarını tahmin etmek çok da zor değil. Okuldan gelen çocuğunun önüne ne koyacağını kara kara düşünen annelerin çaresizliğini gördükçe -ki bunun eğitim, sağlık vb. harcamaları da dışında tutarak- bir çocuk ne ile büyür? sorusunu kendi kendine sormadan edemiyor insan. İki buçuk lira olmuş bir simidi düşünün. Artık simit yemek bile lüks oldu bizim için” diyor.

ASGARİ ÜCRETİN İKİ KATI DAHİ YETMEZKEN…

Başka bir kadın arkadaşımız da asgari ücretin iki katı bir geliri olduğunu ama zamlar ve enflasyon yüzünden ucu ucuna geçindiklerini anlatıyor: “Yeni aya bir önceki aydan borçlu giriyoruz. Eşim asgari ücretin 2 katı maaş alıyor. Bütün maaşını bana veriyor. Ben de yaptığım her harcamayı kuruş kuruş yazıyorum. Ev için yaptığımız bütün alışverişlerimiz taksitle olmasına rağmen, çocukların ihtiyaçları, mutfak vs. derken bir bakıyoruz ay sonu elimiz yine boş ve borçlarımız daha da artmış.”

ASGARİ ÜCRET VERGİDEN MUAF TUTULSUN

Bir yıl önce belirlenen asgari ücret oranı bugün açlık sınırının altında. Sürekli zamlanan temel ihtiyaçlar ve yaşamak için gerekli diğer şeylerin karşısında asgari ücret giderek değer kaybediyor. Üstelik asgari ücretten alınan vergi de adaletsizliği gözler önüne seriyor. Bir tarafta bu vergilerle eriyen asgari ücretin uygun görüldüğü işçi ve emekçiler, diğer tarafta ise iktidar tarafından desteklenen hiçbir vasfı olmadığı halde 5-6 yerden maaş alan bürokratlar, sürekli borçları ertelenen patronlar, müteahhitler… Bizlere adeta “ölmeyin, sürünün” mesajı veriyorlar. Bırakın asgari ücreti, iki katının bile yetmediği bir ekonomik sistemin içinde ölüme mahkûm edildik.

Asgari ücret üzerindeki bu adaletsizliğin ortadan kalkması için ilk koşul vergi alımının ve zamların durdurulmasıdır. Biz asgari ücrete mahkûm, yoksulluğun iyileştirildiği bir yaşamı değil, insanca yaşamın gerektirdiği hakkımız olan bir hayatı istiyoruz.

Fotoğraf: Evrensel

İlgili haberler
Bir kâbus süreci: İş aramak…

İş görüşmelerinde evlilik, çocuk yapmayı düşünüp düşünmediğimiz, erkek arkadaşımızın olup olmadığı s...

Kısırın da tadı kaçtı!

Nerede o eski kısır günleri? Şimdi hadi toplaşalım bir kısır yapalım desek, yediğimiz lokma boğazımı...

Bakırköy Belediyesi işçilerinden mektup var: Heyec...

Grevdeki Bakırköy Belediyesi işçisi kadınlar, direniş alanından umutlarını, mücadelelerini, talepler...