Bölgede artan kadına yönelik şiddet, istismar olayları ve bu olayların faillerinin çoğu zaman uzman çavuş, asker, belli bir kolluk kuvvetlerine bağlı olmaları bize bir noktada maalesef yabancı gelmiyor. Nitekim Batman’da İpek E ‘nin Uzman Çavuş Musa Orhan tarafından tecavüze uğraması ve bu sebeple intihar etmesi akıllara bir dönem Batman’da yaşanan kadın intiharlarını getiriyor. Aslında o dönem koşullarının farklı olması bile onu bu dönemden pek farklı kılmıyor. Çünkü iki dönemde de devletin kadınları çözümsüz bırakarak intihara sürüklemesi değişmeyen bir şey, kadınlar yapılanlar karşısında çaresiz bırakılıyor. Örneğin kentte halihazırda kadınların şiddet karşısında başvurup yardım alabilecekleri bir yer bulunmaması, devletin gerekli kurumlarına şikayette bulunulduğunda ise izlediği cezasızlık politikası sonucu kadınlar hiçbir çözüm bulamadıkları bir durumla karşı karşıya kalıyorlar. İpek bu durumu yaşayan ilk kadın değildi. Annesine “Ben sessiz kalmadım ama herkes sustu” diyen İpek’in faili Uzman Çavuş Musa Orhan’ın ancak gelen tepkiler sonucu tutuklanması ve buna rağmen serbest bırakılması bize zaten devletin bu konudaki tutumunu net bir şekilde göstermekte. İpek’in bu duruma katlanamaması ve yaşamından vazgeçmesine benzer biçimde, Batman’da birçok kadının istismara uğraması, tecavüz, şiddet sonucu intihar etmesi son bulmadıkça, kadınlara yönelik düşmanca politikalar izlendikçe ve bölgedeki kadınların neredeyse yok sayılması sürdükçe maalesef ki bunlar son olmayacak. Ama biz biliyoruz ki bu saldırılara ve sisteme karşı koyacak bir gücümüz var. Kadınlar olarak gün birliğimizi ve mücadelemizi güçlendirme günüdür.