Daha 14 yaşındayız ve yetişkinlerin zar zor kullandığı makinaları kullanıyoruz. Üstelik birçok iş kazası oluyor burası bir fabrika olmadığı halde. Okuldayız ama iş kazası yaşıyoruz. Ailelerimizin bizi sabah güvenle gönderdiği okula biz korkuyla gidiyoruz. Bu korkulardan birisi iş kazaları. Şimdi okulumuzda gerçekleşen binlerce iş kazasından sadece bir tanesini anlatacağım.
14 yaşındaki, makinayla yeni tanışan bir arkadaşımızın parmağına makine iğnesi girdi. Hocalar kullandığımız makinalara parmak koruyucu ekipman takmamıştı. Hastaneye gitti, ameliyat oldu. Üstelik iğne parmağın içinde kırılmış. O iğneler arkadaşımızın kalbine de saplanabilirdi!
Hocalarımızın arkadaşımıza dediği şey ise “Okulda yaşandığını, iş kazası olduğunu doktorlara söylemeyeceksin” oldu. Arkadaşımız o an kendi canı ile uğraşırken hocalarımızın derdi kendi yanlışlarının üzerini örtmek oldu. Yaşanan bu olay bile, arkadaşımızın artık her gün korkarak okula gelmesine neden oldu. Okulumuzda birçok öğrenci iş kazası ve sınıfta kalma korkusu yüzünden MESEM’e geçmeye başladı. Üstelik MESEM, bizim okullarımızdan daha kötüyken...
Daha kaç çocuk işçi, biz meslek lisesi öğrencileri MESEM’lerde, okullarda iş kazası geçireceğiz? Daha kaçımız canımızdan olacağız? Biz okumak isterken bizleri geleceğin işçileri olarak böyle bir eğitim sistemine mahkum edenler, bir de çıkıp “Onlar da daha dikkatli olsun, o zaman ölmezler” diyebiliyor. Bizden dikkat bekleyenler, biz gençleri kendileri zengin olacak diye ölümle burun buruna çalıştırıyorlar. Bizlerin güvenli bir şekilde okuması için bir makina aparatını takmayı bile çok görüyorlar. Biz okumak istiyoruz. Ölmek istemiyoruz!
Fotoğraf: DHA
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.