Bolşevik mücadelenin durmak bilmeyen kalbi: Konkordiya Samoilova
Konkordiya Samoilova kızıl bayrağı geleceğe korkusuzca taşıyan kadınlardandı. Çarlık Rusya’sında bodruma hapsedilen genç kadınları özgürlüğüne kavuşturan Vera’lardandı…

Çarlık Rusyası’nda kadınlar toplumda ve aile içinde her türlü haktan yoksun, Çarlık iktidarı, din ve koca baskısından oluşan üçlü boyunduruk altında, hiçbir siyasal hakka sahip olmadan, başta kamu ve hükümet işleri olmak üzere birçok meslekten mahrum bir yaşam sürüyordu. Kadınların sadece yüzde 11.7’sinin okur-yazar olduğu, siyasal yaşama katılmanın asgari ön koşullarının dahi olmadığı Çarlık Rusyası’nda sefalet ücreti, uzun çalışma saatleri, sağlığa aykırı çalışma ve yaşam koşulları, sosyal güvenceden ve çalışma güvenliğinden yoksunluk ve sürekli olarak aşağılanma çalışan kadınların yaşamının özetiydi... Ancak bu, 1917 Büyük Ekim Devriminde, işçi ve köylü sınıfların burjuva devleti yerle bir ederek Sovyet iktidarını kurmasıyla tepetaklak oldu. Devrimin kazanımları özellikle kadının yaşamını kökten değiştirdi.

VEROÇKA’NIN DÜŞÜYDÜ İLHAM OLAN…

Mücadelenin önderlerine ilham olan “Nasıl Yapmalı” kitabındaki Veroçka’nın düşü gerçekleşmişti Büyük Ekim Devrimiyle.

“Islak, karanlık bir bodruma kapatılmış. Birden kapı ardına kadar açılıyor ve Veroçka kendini engin kırlarda, yemyeşil çimenlerin üzerinde buluyor…. Mutluluktan uçarcasına yeniden koşmaya başlıyor. Derken, Veroçka kentte yürümeye başlıyor, işte bir bodrum. Bodruma kızlar kapatılmış. Veroçka kilide şöyle bir dokunuyor, kilit açılıveriyor: ‘Çıkın!’ Kızlar çıkıyorlar… Kızların hepsi, hep birlikte kırlardalar yürüyorlar, mutluluktan uçarcasına koşuyorlar! Ah, bu ne büyük bir sevinç! Ne büyük bir mutluluk! Çok olmak, tek olmaktan kat kat iyi! Bir tek Veroçka yerine, yığınla Veroçka!”

Veroçka’nın sadece kendinin o karanlık bodrumdan çıktığını değil, kendiyle beraber kurtarılacak, özgürlüğüne kavuşturulacak birçok insan olduğunun farkında olduğu bir düştü bu.

Çernişevski bu romanıyla sonraki genç kuşakların Rusya’daki devrim mücadelesine katılmasında önemli bir rol oynamıştı. Onlardan biri de Konkordiya Samoilova idi. Devrim ve kadın mücadelesinin sürekli atan kalbiydi o. Veroçka’nın düşünü gerçekleştirdiği mücadelenin taşlarını döşemiş, bu mücadeleye özellikle işçi kadınların katılması için canhıraş uğraş vermişti.

YILGINLIK BİLMEZ BİR DEVRİMCİ

Konkordiya Samoilova, 1876’da Sibirya’nın Irkutsk şehrinde Ortodoks bir rahibin kızı olarak dünyaya geldi. 1896’da Saint Petersburg’a taşındı. Bestuzhev Yüksek Kadın Enstitüsünde okudu. Çarlık Rusyası’nda kadınlara açık olan tek yüksek eğitim kurumuydu. Samoilova burada “Nasıl Yapmalı?” romanını okudu ve çok etkilendi. Kısa süre sonra, işçi sınıfı mahallelerindeki sosyal demokrat eğitim çevrelerinde yer aldı. 1897’de öğrenciyken katıldığı bir gösteri sırasında tutuklandı, okuldan atıldı. 1902’de Paris’e giderek Lenin ve Martov’un Marksizm eğitimlerine ve Rus Sosyal Demokrat İşçi Partisine (RSDİP) katıldı. Rusya’ya döndüğünde, Bolşeviklerin safında profesyonel bir devrimciydi artık. 1905-07 devrimci yıllarında geniş kitleler karşısında aktif bir konuşmacı oldu, ilk devrimin yenilgisinden sonra birkaç tutuklama ve bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1912’de Bolşevik gazetesi Pravda’nın yayın kurulunda kurucu editör ve sekreter oldu. Diğer kadın Bolşevikler gibi partinin kadın çalışmasına önem verdi. Samoilova’nın merkezi bir rol aldığı Rabotnitsa, işçi kadınların etrafında toplandığı bir gazete haline geldi.

1913’te Rusya'nın ilk Uluslararası Kadınlar Günü kutlaması organizesinin birinci derecede sorumlusuydu. 1914’te savaş çıkınca tekrar tutuklandı ve sürgüne gönderildi. 1917 ilkbahar ve yazında Bolşevikler emekçi kadınlar arasındaki çalışmalarını yoğunlaştırdı. O tarihlerde Lenin’in önerisiyle toplanan Tüm Petrograd Çalışan Kadınlar Konferansında 80 bin çalışan kadının seçtiği 500 delege buluştu. Konferansta devrimin zaferinden sonra kurulacak Sovyet iktidarının yürütmesi gereken program ve programda kadınların durumunun düzeltilmesi için neler yapılabileceği gündemdeydi. Samoliova konuşmasında sanayi işçisi kadınlar arasındaki çalışmanın Bolşevik örgütlerin öncülüğünde yürütülmesi önerisini yaptı, öneri kabul edildi. Bolşeviklerin Şubat ayaklanması sırasında oluşturulan Sovyetlerdeki (işçi konseyleri) zaferi ve onları iktidara getiren Ekim ayaklanması için de çalışmalarını sürdürdü. Samoilova, kadınların parti mücadelesinde yer almasını sık sık vurguladı, kadınları eşit görmeyen işçi sınıfının erkeklerine şöyle seslendi: “Bir kadın iskeleye çıkıp barikatlarda savaşabiliyorsa, işçi ailesinde ve işçi örgütlerinde eşit olabilir.” Kadınların kurtuluşunun parti için daha yüksek bir öncelik olması gerektiğini giderek daha fazla gündeme getirdi.

Kasım 1918’de Tüm Rusya İşçi ve Köylü Kadınlar Konferansının toplanmasına karar verildi. Zorlu koşullar nedeniyle 300 delegenin katılması öngörülen ve 16 Kasım’da başlayan konferansa tam 1147 kadın delege katıldı ve bu delegeler kadınların çözüm bekleyen sorunlarını derinlemesine tartıştı.

Inessa Armand ve Konkordiya Samoilova bu konferansta, toplumun en geri bıraktırılan kesimi olan kadınlar arasında siyasal aydınlatma çalışması yapılması için özel gruplar kurma çağrısı yaptı, yanıt olumluydu. Bu komisyonun çalışmaları sonucu bir yıl sonra İşçi ve Köylü Kadın Bürosu (Jenotyel) kuruldu.

1919 ve 1921 yıllarında Rusya'yı vuran korkunç kıtlık ve salgın hastalıklar baş gösterdi. Konkordiya’nın kocası 1918'de koleradan öldü ve bu onu çok etkiledi. 1921'de, Volga'da bir “ajit teknesi” ile yaptığı konuşma turunda, Samoilova koleraya yakalanarak öldü ve Astrakhan'da kocasının yanına gömüldü. O, kızıl bayrağı geleceğe korkusuzca taşıyan kadınlardandı. Çarlık Rusya’sında bodruma hapsedilen genç kadınları özgürlüğüne kavuşturan Vera’lardandı…

Fotoğraflar: Wikipedia commons

Kaynaklar:
https://www.redflagonline.org/revolutionary-women-konkordiya-samoilova/
https://www.historicalmaterialism.org/blog/bolsheviks-and-feminists-cooperation-and-conflict-0
https://marksist.net/ezgi-sanli/kadinlarin-mucadelesi-mucadelenin-kadinlari-3.htm
https://ekmekvegul.net/guncel-dosya/ekim-devrimi-ve-kadinlar-1
https://ekmekvegul.net/guncel-dosya/isci-kadinlarin-kendi-gazetesi-rabotnitsa


İlgili haberler
Evimiz yanarken ne yapacağız?

“Ben ne yapabilirim ki?” diyecek zamanda değiliz, evimiz yanıyor. Ya yangını seyredenlerden olacaksı...

Bu bir yangın yazısı değil, ‘seçim’ yazısı

Doğayı yağmalayan, emeğimizi sömüren, bedenimizi yok edip varlığımızı hiçe sayan türümüzün sömürgenl...

Afgan göçü: Yaşamak için ölümü göze almak

Afganistan 40 küsur yıldır çatışmanın bağrında bir ülke. Savaşın yarattığı yoksulluk, açlık da berab...