Avustralya'da sosyal hizmet uzmanlarına düşük ücret kadına şiddet riskini büyütüyor
Avustralya'da sosyal hizmet uzmanlarına düşük ücret ödenmesi, kadına yönelik şiddete ayrılan düşük devlet fonu kadına şiddet riskini büyütüyor, sosyal hizmet uzmanlarını sektörden uzaklaştırıyor.

Avustralya’da kadınlar artan aile içi şiddete karşı, yılın başından beri 29 kadının öldürülmesine karşı sokakları doldurdu. Geçtiğimiz ay Başbakan Anthony Albanese, kadına yönelik şiddetin ülkede “ulusal bir krize dönüştüğünü” açıklamıştı. Hükümet tarafından yeni açıklanan verilere göre 2022-2023 mali yılında 34 kadın, bir önceki mali yıla göre yüzde 28'lik bir artışla, kadınlar mevcut veya önceki bir yakın partneri tarafından öldürüldü. Albanese'nin hükümeti yeni federal bütçede, aile içi şiddetten kaçan kadın ve çocuklara yardım için beş yıl içinde 1 milyar Avustralya doları, yaklaşık 665 milyon dolar taahhüt etti.

Ancak kadına yönelik şiddetle mücadelede, kadınların şiddetten uzaklaştırılmasında önemli bir pozisyonu olan sosyal hizmet uzmanlarına ücretlerinin yatırılmaması, sosyal hizmet uzmanlarını sektörden uzaklaştırıyor. Avustralya Hizmetler Sendikası ve New South Wales Üniversitesi tarafından açıklanan, Avustralya'nın sosyal hizmetler ve toplum hizmetleri sektöründeki ücret ve koşullara ilişkin araştırmasına göre, sosyal hizmet uzmanlarının ücretlerinin sistematik olarak eksik yatırılması, düzensiz yatırılması sosyal hizmet uzmanlarını ciddi bir mali baskı altına alıyor.

Avustralya'nın sosyal ve toplumsal hizmet sektörlerinde 300 binden fazla kişi çalışıyor ve bunların çoğu sosyal, ekonomik, sağlık ve kültürel ihtiyaçların karşılanması ve refah ve kapsayıcılığın teşvik edilmesi için gerekli olan işleri yapan hükümet dışı kuruluşlarda çalışan kadınlardan oluşuyor. Bu kadınların yüzde 95’i hükümete bağlı programları sürdürse de yardım kurumları da dahil olmak üzere özel, sivil toplum kuruluşlarında çalışıyor.

Avustralya'nın Sosyal Ve Toplum Hizmetleri İşgücü: Karakterizasyon, Sınıflandırma Ve Değer başlıklı rapor, yüzde 73'ü kadın olan 3 bin çalışanla yapılan bir ankete dayanıyor.

Ankette çalışanlara yaptıkları işin, yeteneklerinin, katkılarının uygun bir şekilde değerlendirilip değerlendirilmesidini (olması gerekenden daha az ücret aldıklarını) düşünüp düşünmedikleri sorulmuş ve yüzde 56'sı böyle düşündüklerini belirtmiştir.

İş yeri sözleşmelerinin geniş bir analizi yapılan raporda, yüzde 67’nin yaptığı işin ve sahip olduğu yeteneklerin hak ettiği değeri görmediği sonucuna ulaşılmış.

Womensagende’dan Brianna Boecker’a konuşan ASU Ulusal Sekreter Yardımcısı Emeline Gaske, “sistemde bir boşluk” olduğunu ve bunun da bu temel çalışanlara, toplumun temel ihtiyaçlarının ve hizmetlerinin devamlılığını sağlamak için kritik öneme sahip olan mesleklerde çalışanlara, eksik ödeme yapılmasına neden olduğunu söyledi.

SOSYAL HİZMETE ‘KAYNAK YOK’ BAHANESİ KADINLAR İÇİN DAHA ÇOK ŞİDDET DEMEK

Gaske, Sosyal ve toplum hizmetleri alanında çalışanların sahip oldukları beceri ve deneyimlerin, mevcut sektör için asgari çalışma koşullarını ve ücretleri belirleyen resmi düzenleme kapsamında yeterince değerlendirilmediği ve tanınmadığını ifade etti. Gaske, yaşanan paradoksun, hükümetin aile içi şiddet sektöründeki çalışanları desteklemekte başarısız olduğunu ve bu hizmetlerin de kaynak yetersizliği nedeniyle ihtiyacı olan bireyleri geri çevirmek zorunda kaldığını gösterdiğini ekledi: “Çalışanlar, hizmetler için hükümet finansmanının yetersizliğinin sorunu daha da derinleştirdiğini ve işverenlerin yetersiz finansmanı kariyer ilerlemesi veya adil ücret taleplerini reddetmek için sıklıkla bir bahane olarak kullandığını söylüyor. Hizmetler, yetersiz işgücü kapasitesi nedeniyle aile içi şiddetten kaçan kadınları sürekli olarak geri çeviriyor, ancak çalışanlara davranış şeklimiz sektörde çalışmak ve kalmak için caydırıcı bir unsur. Toplumlarımızın ihtiyaç duydukları desteği almalarını sağlamak istiyorsak, insanlara uygun şekilde ödeme yapmalı ve yaptıkları işin değerini bilmeliyiz.”
Avustralya genelinde sosyal hizmet uzmanlarının çoğu hükümetten fon alan özel ya da kar amacı gütmeyen sivil toplum kuruluşlarında çalışırken ankette bu kurumlara devlet fonu eksikliğinin ve mesleklerinin asgari çalışma koşullarını ve ücretleri belirleyen resmi düzenleme kapsamında yeterince değerlendirilmediği sorununa çokça işaret ediliyor.

YİNE TASARRUF ADI ALTINDA KAMU EMEKÇİSİNİN HAKKINA ÇÖKÜLÜYOR
Kamu hizmetlerine erişimin kısıtlanması “tasarruf” adı altında kimi eyaletlerde bütçe planı olarak sunulmaya başlandı. Kamu hizmetlerine erişmekte zorlanan kadınlar daha eşitsiz ilişkiler kurmak zorunda kalacakken, yaratılan bağımlılık, özel sektöre yönlendirme kadınları şiddete daha çok mahkum edecek. Avustralya’nın Victoria eyaletinde Mayıs ayının başında Victoria Parlamento Saymanı Tim Pallas, kulağımıza çok tanıdık gelecek bir “tasarruf” modeline dayandırarak eyaletin 2024-2025 bütçesini açıkladı. Tasarruf yapacaklarını açıklayan Bakan, tasarrufu da kamu hizmetlerinden ve kamu işçisi ve emekçilerinin kazanılmış haklarından yapılacak. “Mali disiplin” ile ekonomiyi güçlü tutacağını iddia eden Bakan Pallas’ın “tasarruf bütçesiyle” eğitim, sağlık, ulaşım gibi hizmetlerin “acil olmayan ortama uygun konsolide hizmetler” haline getirilmesi ile sağlanacak. Hiç çevirmeden cümleyi dümdüz kuralım: Eğitim, sağlık, ulaşım gibi kamusal hizmetlerin bütçeleri azaltılacak, personel sayısı azaltılacak, kamunun yararlanma imkanları kısıtlanacak. Kamu çalışanlarının hastalık maaşı ödeneği güvencesi kaldırılacak, yani kamu personel hasta olduğu için işe gidemediğinde bu artık ücretinden kesilecek. Kadınların en yoğun olduğu sektörlerde daralma, bu hizmetlere erişimin zorlaşması da en çok kadınları etkileyecek.

Kolaj:Canva Pro

İlgili haberler
Sermaye için tasarruf, kadınlar için hak gasbı

Kamuda tasarruf tartışmaları başladığında bu kararların kadınlar açısından eğitim, sağlık gibi hizme...

Aile Bakanlığı bütçesinde kadına ayrılan pay binde...

Meclis'te Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen Aile ve Sosyal Hizmet Bakanlığı bütçesinde kadının gü...

Avustralya: Okul öncesi öğretmenlerin yüzde 73’ü ü...

Avustralya'da ağır çalışma koşulları, düşük ücretler eğitimcileri işten ayrılmayı düşünmeye itiyor.