Hakkâri Yüksekova Kamışlı köyünde yaşadım. Lise ve dershaneyi Yüksekova merkezde okudum. Şu an üniversiteyi açık öğretimde okuyorum. 2013 yılında İstanbul’a geldim. İşe yaklaşık üç haftadır başladım. Şu an bir tekstil atölyesinde çalışmaktayım. İş koşulları oldukça zor, ilk İstanbul’a geldiğimde dikkatimi çeken tek şey çok sayıda tekstil işçisinin olduğuydu. İş hayatını ve kapitalizmin sömürüsünü az nüfuslu bir ilçe olan Yüksekova’da açıkçası pek bilmiyordum. Oradaki tek amacım okumaktı, ama buraya geldikten sonra özellikle hayat mücadelesi veren 12, 13, 14 yaşlarındaki Suriyeli çocukların bana öğrettikleri oldu. Her gün değişen eğitim sistemi, sömürülen kadınlar ve çocukların bana hissettirdiği, kendim için de onlar için de mücadele etme gereğiydi. Beni ayakta tutan tek şey oldu. Binlerce eve ateş düşmüş, binlerce can yakmış bu sisteme karşı mücadele etmem gerektiğini ancak tekstil atölyesinde çalışarak anladım. İnsanın insan tarafından sömürülmediği bir dünyada yaşamak isteğimin gururunu yaşıyorum. Henüz 25 yaşında genç bir kadın işçi olarak bunları yazmak beni çok mutlu ediyor. Sevgi ve saygı ile daha çok görüşeceğiz.
İlgili haberler
‘Makineden daha ucuz bir işçi' anlatıyor
Bir işçi kadın ne kadar da net özetliyor işçilerin durumunu: “İki yılda öğrendiğim bir çok şey var....
Çünkü, umutsuzluk yasaktır
Bir kadının çığlığı var bu satırlarda, sessiz çığlığı… Dayanışma bekliyor, güç istiyor, destek istiy...
Biz çalışıyoruz, aracılar kazanıyor
Günlük olarak tekstilde paketleme işlerine gidiyorum. Gece vardiyalarına gidiyorum. Çünkü iki çocuğu...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.