‘Bitti’ dediğim noktada kadınların eli uzandı
'25 Kasım’a giderken sizlere kadın dayanışmasının ve mücadelenin beni nasıl hayatta tutuğunu anlatayım…'

Arkadaşlar merhaba yıllardır verdiğim kadın mücadelemden ötürü bir çoğunuz beni tanıyorsunuz aslında. 25 Kasım’a giderken sizlerle bu zor süreçlerimde kadın dayanışması ve mücadelenin nasıl beni hayatta tutuğunu anlatmak isterim.

Biliyorsunuz ki doğuda çocuk yaşta evlendirilmiş, töre kurbanı olan, çocuk yaşta çocuk doğuran bir kadınım. Yıllardır çocuklarımı almak için mücadele ediyorum. Bu süreçte beni destekleyen o kadar güzel dostlarım, kız kardeşlerim, “ailem” diyebileceğim kardeşlerim oldu ki. Başta Avukatım Sevil Aracı, Sevil ablamla tanışma sürecimiz diğer kadınlarla bir araya gelmeme vesile oldu.

Velayeti bende olan çocuğumu 2 yıl kaçırıp, eğitim hayatını bitiren babası için yaptığım bir basın açıklamasında tanışmıştık ve o gün beni hiç tanımıyor, bilmiyordu. Sadece 10 dakikalık bir basın açıklamasında orada konuşulan benimle ilgili özeti dinlemişti. Açıklama bittikten sonra, “Eğer bir gün hukuki ya da yaşamınla ilgili bir ihtiyacın olursa ben de yanındayım, beni ara” demişti.

Aradan bir yıldan fazla zaman geçmişti. İki çocuğum yanımdaydı, 3’üncü çocuğumu alma mücadelesindeyken bir komplonun ortasında buldum kendimi. Çünkü 4 yıldan sonra eski eşim beni bulmuş, bununla yetinmeyip oğlumla iletişime geçmişti. Artık hiçbir şey eskisi gibi değildi. Eski eşim çocuklar için benimle konuşmak istedi. İlk başta kabul etmesem de çocuklarım için ikna oldum. O gün tartıştık, yine şiddete uğradım. Parmaklarım, kaburgam kırıldı. Kendi evime de gidemedim, bir kadın arkadaşımda kaldım ve ne yapacağımı bilmeden odaya ve dünyaya kapattım kendimi. Sevil ablanın, “Yanındayım” cümlesi aklıma geldi, telefonunu buldum, yanına gittim.

Sevil abla o günden sonra beni hiç yalnız bırakmadı. Ekmek ve Gül’ün tüm kadınları ile aile olduk. Artık onlarca kardeşim olmuştu. Sürekli yanımdalardı. Özelikle en büyük oğlumun vefatından sonra kadın dayanışmasının önemini daha çok anladım. Bu süreç sadece duygusal bir dayanışma süreci değildi. Etrafımdaki kadınlar yaşadıklarım boyunca benim yanımda olmayı görev edinmişlerdi. Hastanede, hukuki süreçte, ev yaşantısında yaşadıklarımda hepsi benimle ilgilendi.

Kadın dayanışmasının en güzel haliydi. Sadece kötü günün acısını değil, iyi günlerin tatlılığını da paylaşıyoruz. Umudu paylaşıyoruz. Bu acı süreç bana o kadar güzel şeyler kattı ki, herkesten yeni bir şeyler öğreniyorum.

“Bittim” dediğim yerden hemen bir kadın elini uzatıyor ve kalkıyorum. Bu süreç her şeyden önce artık yalnız olmadığımı ve artık hiçbir şeyden korkmadığımı gösterdi. Beni hayata tutunduran tüm kadınlara teşekkür ediyorum, yaşasın kadın dayanışması.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
‘Yaralarımızı gizlememeliyiz’

'Biz aynı fabrikada çalışan ve şiddet gören iki kadınız. Kim bilir yara izlerini fondötenle kapatan...

Emek Partisi GYK üyesi Sema Barbaros: ‘Haklarımız...

Artan şiddet karşısında kadınların mücadele olanaklarını, iktidarın politikalarının kadına yönelik ş...

Kadınlar ne yaşıyor?

İktidarın en tepeden en aşağıya kadar yürüttüğü siyaset biçimi toplumun tüm zerrelerine kadar nüfuz...