Bir kadının ve küçük bir kızın bütün çaresiz çığlıklarını kısacık saniyeler içinde görürdüm, izledim. İzlerken dünyanın yerle bir olmasını istedim.
Yutkunurken o çığlıkları içimde en derin yaralarımın üzerine hapsettiğimi hissettim. Artık her nefes aldığımda batacak canımı acıtacak.
Gerek bir şey yapamamak gerekse toplumdaki bu eşitsizlik ve adaletsizlik artık fazla olmaya başladı. Bir kadının yaşam çığlıkları, bir çocuğun annesinin hayatının bitişini seyretmek zorunda kalarak havada asılı kalan, yürek burkan, ciğer dağlayan feryatları...
Artık “bu siz olabilirdiniz”, “sizin kızınız olsaydı” gibi klişe cümleler kurmaktan da sıkıldım. Kadınlar olarak ciddi anlamda bir şeyler yapmalıyız; ses getirecek, bizi anlayacak, bizi anlatacak, eşitlik, adalet içerisinde yaşayacağımız, toplumun erkek egemen yargılarından ve kurallarından kurtularak.
Unutmayalım ki sessiz kaldığımız her dakika kadın cinayetinin üstü bir yenisiyle örtülüyor. Bizler bir kadın cinayetinde hissettiklerimizi diğer bir kadın cinayetiyle kapatıp yerine yenisini koymaya alışıyoruz ya da alışmak zorunda bırakılıyoruz.
Biliyorum ki bütün kadınların istediği eşit ve adil bir toplumda hayatını idame ettirmek, yaşamsal ve sosyal bütün faaliyetlerde herkes gibi yer almak, bir birey olmak ve birey olmak için gerekli tüm hakları adaletli ve eşit olarak kullanmak.
Bunun için göstereceğimiz her çaba bir insanın hayatında önemli değişiklikler yapacak ve belki bir kadının canını kurtaracak. Hep düşünün ve bunun için bir şeyler yapın.
Ve şunu da hiçbir zaman unutmayın, sessiz kaldığımız için dünyadaki bir çok insan acı çekiyor.
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.