GÜNÜN KİTABI: Seneler
Annie Ernaux, Seneler’de tarihsel bir süreci işler. Dili alışılmışın dışında. Roman mı, tarih kitabı mı, belgesel anlatı mı, klasikleşmiş otobiyografi mi?

Eskiden, biz küçük, dünya büyükken atlasa bakardık; uzaktaki yaşamları merak ederdik. Acaba başka kıtalarda dilini, kimliğini bilmediğimiz insanların yaşamları nasıldı? Onların da acıları, sevinçleri, coşkuları, oyunları, halayları bizimkine benzer miydi? Onların ebeveynleri de işten evlerine yorgun mu dönerdi? Oradaki çocukların da sert sözler karşısında dudakları büzülür, gözlerinden yaşlar süzülür müydü? Oralarda da kadınlar çok çalışır, yok sayılır, şiddet görür müydü? Onların sofralarında da sütün kaymağı, tavuğun budu erkek çocuklarının önüne mi konulurdu? Benzer yaşamlarımızın olduğunu sonradan öğrendik. Meğer dil, din, millet, sınır insanların yaşamını farklılaştırmazmış. Dünya küçülünce öğrendik, aynı sınıfların farklı yerlerde aynı şeyleri yaşadığını ve kadınların her yerde ezildiğini…

Hatırlar mısınız anneannemizin oymalı, desenli, değerli çeyiz sandığını?

Annie Ernaux’un Seneler adlı eseriyle zamanda yolculuğa çıkıyoruz. İlk durağımız nene, dede evinde, o çeyiz sandığının başına. Asma kilitin altında, seneler saklı sandıkta. Neler yok ki? El işi oyalar, dantel yatak örtüleri, örgüler, kenarı işlemeli havlular, takılar, çeyizlikler, sevinçler, gözyaşları, şiddet, gelenek, dini değerler hepsi var, fakat tarikat yok o sandıkta. Henüz kirli yetişkin eller musallat olmamış çocuklarımızın bedenlerine. Kapıda, bacada, her yerde, çocuklar çocuk bu yolculukta. Anılarla, kıyaslamalarla baş başayız. Ne hızlı geçmiş zaman ne çok şey unutmuşuz? Sahi ilkleri hatırlıyor muyuz? İlk sinemaya gidişimiz, evimize ilk siyah beyaz televizyonun girdiği gün, merdaneli çamaşır makinesi, ilk cep telefonunu… Gerçekten biz buzdolabıyla son yirmi yılda mı tanıştık? Ne zaman girdi ‘çocuk gelin’ lügatımıza?

Annie Ernaux, Seneler’de tarihsel bir süreci işler. Dili alışılmışın dışında. Roman mı, tarih kitabı mı, belgesel anlatı mı, klasikleşmiş otobiyografi mi? Bilemedim, belki hepsi. Ya da bireysel hafıza ile toplumsal hafızanın çok iyi harmanlanışı diyebiliriz. Toplumsal sorunlar, sınıflar arası farklılıklar, ezilen cinsin uyanışı, kadın özgürlüğü bu yolculuğun bende bıraktıkları. Ernaux’ya 2022 Nobel Edebiyat ödülünü getiren Seneler geçmişimizi bulacağımız bir eser.

Görsel: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
GÜNÜN KİTAP ÖNERİSİ: Boş Dolaplar

Yol arkadaşımızı, Denise Lesur ismiyle ansak da kitap otobiyografik özelikler içerir; yani yazar yan...

GÜNÜN KİTAP ÖNERİSİ: İki Şehrin Hikayesi

Charles Dickens, İki Şehrin Hikayesi’nde biriken öfkenin patladığı, kölelerin zincirlerini kırdığı,...

Bir kitap: Ana

Sarhoş baba çürümeye yüz tutmuş kapitalizmi, ana emeği, Pavel ise uğruna mücadele ettikleri geleceği...