Okurumuzun Sorusu:

Sizlere danışmak istediğim bir konu var. Perakende sektöründe bir mağaza müdürüyüm. Müşterilerimize alışverişleri karşılığında verilen belirli ürünlerdeki indirim kuponlarından ben de alışveriş yaparak aldım. Aldığım kuponlardaki indirim oranları yüksekti. Daha öncesinde içlerindeki indirim oranlarına bakmıştım. İndirime dahil ürünleri kullanmıyorum. Personellerim bu ürünleri kullanıyor ancak indirim kuponu için gerekli alışverişi yapamayacak oldukları için ben kendi alışverişimde satın aldım. Üzerinden 1 ay geçmesine rağmen de henüz indirim kuponlarını kullanmadık. Üst yöneticim bu durumun 25/2’ye girdiğini belirterek benden savunma aldı. Ardından da iş akdim 25/2’ye göre feshedildi. Bu durum tazminatsız haklı fesih oluşturur mu? Benzer birkaç durumu daha öncesinde üst yöneticime bildirmiş olmama rağmen kendisi ilgili personellere olan yakınlığından durumun üstünü kapatmıştı. Bunu belirten mesajları bulunuyor. Bunu işverene sunsam onun için de aynı durum söz konusu olur mu?

Daha önce de köşemizde işverenin hangi koşullarda haklı nedenle derhal fesih yapabileceğini, işçiyi tazminatsız işten çıkarabileceğini ele almıştık, Yazımız için TIKLAYIN.

İşverenler için haklı fesih gerekçelerinden biri de şu:

“e) İşçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması.”

Okurumuzun sorusuna yanıt verebilmek için aktardığı olayın bu kapsama girip girmediğini netleştirmek gerekiyor. Bunun için de şu üç hususu netleştirmekte yarar var:

1) İşveren, mağaza müdürü ya da çalışanlarına indirim kuponlarının çalışanlarca alınması ve kullanılmasına ilişkin bilgilendirme yaptı mı? Konuya ilişkin açık bir kural ya da kısıt getirdi mi?

2) Mağaza müdürü olan okurumuz, farklı oranlarda indirim içeren kuponlardan özellikle yüksek oranlı kuponları bilinçli olarak seçip ayırdı mı?

3) Okurumuz yetkisini kişisel menfaat sağlamak için kullandı mı? Bir başka deyişle işverenin güvenini kötüye kullandı mı?
Eğer birinci sorunun yanıtı “hayır” ise, yani işveren indirim kuponlarının çalışanlarca kullanımına ilişkin açık kural ve kısıtlar getirmemişse, okurumuzun eli kısmen güçleniyor.

Bununla birlikte açık kural ve kısıtlar olmasa bile, mağaza müdürü olan okurumuz herhangi bir biçimde yetkisini kötüye kullanmış, kişisel menfaat sağlamış ya da sağlamayı amaçlamışsa ne yazık ki işverenin feshi haklı olabilir. Yani indirim kuponları kullanılmamış olsa bile, indirim kuponları arasından özellikle yüksek oranlı kuponların seçilmiş olması okurumuzun aleyhine sonuç doğurabilir. Okurumuzun bu kuponları çalışanlara kullandırmak amacıyla almış olması da durumu değiştirmeyebilir. Çünkü buradaki iyi niyeti ispatlamak olanaklı olmayabilir...

Okurumuz toplamda 30 işçiden fazla işçi çalıştıran bir mağazalar zincirinde, 6 aydan uzun süredir çalıştığı için iş güvencesi kapsamında. Okurumuz işten çıkarıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde arabulucuya başvurarak işe iade isteyebilir. Arabulucuda anlaşma olmazsa da işe iade isteyebilir.

Okurumuz işe iade yerine doğrudan kıdem ve ihbar tazminatı için de arabulucuya başvurabilir, arabulucuda anlaşma olmadığı takdirde de dava açabilir.

Ancak her iki durumda da okurumuzun “haksız işten çıkarıldığını” ispatlaması gerekiyor. Bu nedenle okurumuzun en kısa sürede bir avukat ile görüşerek yasal destek almasında yarar var.

Son olarak özellikle ticaret sektöründe çalışan okurlarımıza bir çağrıda bulunmak istiyorum. Lütfen promosyon, indirim, indirim kuponu, hediye, eşantiyon ve benzeri konularda çok dikkatli olun. İşyeri kurallarına uygun davranın. Kurallar açık ve net değilse, bu olanaklardan yararlanmaktan uzak durun ya da yararlanmadan önce yetkililerin onayını alın. Aksi takdirde bu belirsizlikten işçiler zararlı çıkabiliyor...