Sevgili kız kardeşlerimiz,
Dün açıklanan yerleştirme sonuçlarıyla birçoğunuz üniversitelere yerleştiniz. Hepiniz üniversitelerimize hoş geldiniz. Ne kadar heyecanlı ve mutlu olduğunuzu biliyoruz. Fakat ülkemizde 15 Temmuz’dan bu yana uygulanan OHAL ve KHK’ler ile yapılan politikalar üniversitelerimizde ve üniversite hayatımız boyunca yaşam alanımız olacak yurtlarda gericiliği ve muhafazakâr politikaları hızlı ve yaygın bir şekilde örgütlemeyi hedefleyerek, mutluluğumuza ve heyecanımıza gölge düşürüyor.
Bu tabloya yabancı olmadığınızı biliyoruz. Lise müfredatından evrimin çıkarılması, liseye geçen öğrencilerin imam hatiplere gitmesi için yapılan baskılar da parasız, bilimsel ve demokratik eğitim talebimizin karşısına dikilen gerici politikalardı.
Şimdi de öğrenci yurtları için yapılan düzenlemeler ile muhafazakâr politikalar bizlere başka türlü dayatılıyor.
Kısa bir süre önce öğrenci yurtlarının tarikatlara ve cemaatlere bağlanması gündeme geldi. Bildiğiniz üzere KYK yurtlarına yerleşemeyen öğrenciler özel yurtlara yöneliyor. Özel yurtlar ise hemen hemen her ilde öğrencilerin ve ailelerin karşılamaya gücünün yetemeyeceği kadar pahalı. Bu durumda birçok öğrenci soluğu tarikatların ve cemaatlerin açmış olduğu, özel yurtlara göre çok daha ucuz olan yurtlarda alıyor. Bu yurtların denetimlerinin yapılmadığını, yurtlar bünyesinde öğrencilere baskının her türlüsünün dayatıldığını biliyoruz. Aladağ Yurt Yangınında denetimsizliğin nasıl bir sonuç getirdiğini hepimiz içimiz yanarak hatırlıyoruz. Baskının, devletin denetiminde olan KYK yurtlarında dahi nasıl boyutlara ulaştığını biliyoruz. Öğrencilerin giriş saatlerini kaçırdığında ailelerin aranması, yurttaki psikolojik danışmanlık hizmetinin yerine getirilen dua saatleri, yeni yapılan bir düzenleme ile yurtlarda iki kişilik odaların yasaklanması sadece birkaç örnek… Cemaat ve tarikatların yurtlarında denetim sıfıra yakınken tablonun nasıl olacağını hayal edebilirsiniz elbette. Bizlere güvenli ve parasız barınma hizmeti sağlamakla yükümlü olan devlet bizim güvenliğimizi nasıl tarikat ve cemaatlere emanet eder? Daha önce birçok öğrenci aynı durumla karşılaşıp benzer cemaatlerin yurtlarına mahkûm edildi. 15 Temmuz sürecinin sonucundan bu insanların ‘terörist’ ilan edildiğine şahit olduk.
Bizler parasız, bilimsel, laik ve demokratik eğitim mücadelesi veriyoruz. Parasız ve güvenli barınma talebimiz de bu mücadelenin bir parçasıdır. Güvenliğimizin devlet eliyle cemaat ve tarikatlara devredilmesi kabul edilemez bir durumdur. Devlet bu hizmeti bize sağlamakla yükümlü olan tek kurumdur. Üniversite hayatında sizi de mücadelemize katılmaya ve taleplerimizi omuz omuza haykırmaya çağırıyoruz!

KAMPÜSLERDE BULUŞALIM!
Ekmek ve Gül'ün pek çok üniversitede atölyeleri, kadınların biraraya geldiği, buluştuğu grupları, ya da içinde yer aldığımız topluluklar var. Bilgi almak isterseniz işte şuraya koyuyoruz:
Çukurova Üniversitesi Ekmek ve Gül Kadın Atölyesi 
Dokuz Eylül Üniversitesi Ekmek ve Gül Kadın Çalışmaları Topluluğu
Hacettepe Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu
Kocaeli Üniversitesi Ekmek ve Gül Kadın Çalışmaları Topluluğu
Muğla Üniversitesi Ekmek ve Gül Kadın Çalışmaları Topluluğu
ODTÜ Kadın Çalışmaları Atölyesi
Pamukkale Üniversitesi Ekmek ve Gül Kadın Çalışmaları Topluluğu
Uludağ Üniversitesi Kadın Çalışmaları