Türk Metal Kocaeli Şubesi'nin 10 Aralık'ta gerçekleşen 6. Olağan Genel Kurulu’nda şube başkanlığına aday olan Nagihan Özcan, genel kurulda yaşananlara ilişkin açıklama gerçekleştirdi.

10 Aralık’tan bu yana genel kurulda ve seçim aşamasında yaşananları hazmedebilmek için sessizliğini koruduğunu ifade eden Özcan, “Hepinizin bildiği gibi açık ara farkla seçimi kaybettim. Peki ‘Demokrasi şöleni’ olacağı söylenen genel kurulda neler mi oldu? 27 yıldır bildiğim kadarıyla genel kurullar herkese, tüm üyelere açık yapılırdı bu sefer öyle olmadı. Sendika üyesi olan işçiler, genel kurulun gerçekleştiği otelden içeri alınmadı. Şimdiye kadar neden böyle değildi şimdi neden böyle yapıyorsunuz diye sorduğumda “Sen öyle yaparsın” diye cevap verildi.” dedi.

‘USULSÜZLÜKLERLE FOLU DEMOKRASİ ŞÖLENİ’

Listesinde yer alan sendika üyesi işçilerin adaylığının yasaya aykırı bir şekilde kabul edilmediğini ifade eden Özcan “Yasaları yok sayamayacaklarını söyledik, divana yaptığımız itirazlar sonucunda sendika üyesi arkadaşlarımızın adaylığı kabul edildi. Kongre anında divana defalarca itiraz dilekçesi yazmak zorunda kaldım çünkü avukatım içeri alınmadı. Beni orada yalnız bırakarak yıldırmaya çalıştılar. Seçimde çarşaf liste yerine iki ayrı oy pusulası hazırlandı. Baş temsilciler delege arkadaşlarımızı toplayarak oy kullandıktan sonra benim oy pusulalarımın kendilerine teslim edilmesi için tembihlendi! Delege arkadaşlarımız çok açık ki oylarının rengini belli etmeye zorlandı! Gizli oy, açık sayım ilkesi alenen ihlal edildi” dedi.

Özcan sürecin en başından bu yana sendikada hüküm süren baskı ve korku düzenine mücadele sürdürdüğünü belirterek “İşte bu seçimde de baskı ve korku düzeni kazandı. Yola çıktığımda bu korku ve baskı düzenini değiştirmek istediğimizi söylemiştim. Bilmenizi isterim ki seçimi bu şekilde kaybettik Adına ‘demokrasi şöleni’ denen genel kurulda, kürsüde yaptığım konuşmadan sonra yalan söylediğim iddia edilerek beni itibarsızlaştırmaya çalıştılar yetmedi oylama sırasında işçi arkadaşlarımızın kullandıkları oyun fotoğrafını çekmeleri istendi. Hep söyledim yine söylüyorum, eğer arkadaşlarımız kendi özgür iradesiyle oy kullanabilmiş olsaydı o sandıktan ben çıkacaktım. Bu kadar baskının nedeni de bunu çok iyi bilmelerindendi.” dedi.

Nagihan Özcan sendikal bürokrasiye karşı mücadelesini sürdüreceğini belirterek “Şimdi bundan sonra ne mi yapacağız? Sanılmasın ki bundan sonra da böyle olacak. Sanılmasın ki geri çekiliyorum, sessiz kalıyorum. Kaldığımız yerden mücadeleye devam edeceğim. Bundan sonraki gelişmeleri sizlerle paylaşacağım. Bu vesile ile 2023 yılının tüm işçi arkadaşlarım için hak ettiğini kazandığı eşit, adil, huzurlu ve mutlu bir yıl olmasını diliyorum.” dedi.

Özcan, şube başkanı adaylığı sürecinde Türk Metal Sendikası’nın örgütlü olduğu fabrikalardan işçilerle gerçekleştirdiğim anketin sonuçlarını da “Adaylığım sürecinde metal işçilerinin sendikamızla ilgili görüşlerini öğrenmek için ‘İşçiler nasıl bir sendika istiyor?’ başlıklı online bir anket gerçekleştirmiş ve işçi arkadaşlarımıza ulaştırmıştım. İşçilerin mevcut sendikal anlayışa dair düşüncelerini, nasıl bir sendikaya ihtiyacımız olduğunu herkes duysun.” diyerek paylaştı.

ANKET SONUÇLARI

• "İlk sorumuz olan ‘Üye olduğunuz sendikayı nasıl tanımlarsınız’ sorusuna en çok verilen cevap ‘İşveren yanlısı’, ‘Kendi çıkarları doğrultusunda ilerleyen işçiyi arada bırakan’ ve ‘mağduriyet halinde ulaşamadığımız bir sendika’ olmuş."

• "İkinci sorumuz olan ‘Sendikanızın sizin adınıza işverenle iyi bir pazarlık yürüttüğünü, iş güvencenizi ve haklarınızı koruduğunu düşünüyor musunuz?’ sorusuna cevap veren arkadaşlarımızın %93’ünün yanıtı hayır olmuş."

• "Üçüncü sorumuz olan ‘Şu anda görevde olan Türk Metal Sendikası Kocaeli Şube yönetiminden memnun musunuz?’ sorusuna ise %98,5 ‘hayır’ yanıtı vermiş."

• "Dördüncü sorumuz olan ‘İşyerinizde gerçekleşen delege seçimlerinin demokratik ve şeffaf olduğunu düşünüyor musunuz?’ sorusuna ise %88,4 ‘hayır’ demiş."

• "Beşinci sorumuz olan ‘Sizce işyeri temsilcileri nasıl belirlenmeli?’ sorusuna yanıt veren tüm arkadaşlarımız ‘İşçiler kendi temsilcilerini kendi seçmeli’ demiş."

• "Altıncı sorumuz olan ‘Şube başkanları ve yönetim kurulu üyeleri nasıl belirlenmeli?’ sorusuna ise ‘Delegelerin vereceği oylarla belirlenmeli’ diyen kişilerin oranı %1,4, geriye kalan arkadaşlarımızın tamamı ‘Tüm işçilerin oylarıyla belirlenmeli’ yanıtını vermiş."

• "Son sorumuz olan ‘Sizce işçilere nasıl bir sendika lazım?’ sorumuza verilen yanıtlar ise çıktığımız yolun ne kadar haklı olduğunu, sürdürdüğümüz mücadelenin hiç de boşa olmadığını ve devam etmesi gerektiğini bir kere daha gösterdi."

"Bu soruya verilen cevapların hepsini özetleyecek olursak: ‘Sendika güven vermeli, şeffaf olmalı , işçi arkasında sendika olduğunu hissetmeli, işveren işçiye zulüm etmekten korkmalı, işçinin iş güvenliği ile alakalı sorunlarının üstüne gitmeli, işçi sorunlarını sendikaya iş kaygısı olmadan anlatabilmeli, gerektiğinde sendikadan hesap sorabilmeli, kendi kasasının doluluğunu değil işçinin karnının doyduğunu hesap etmeli, ülkenin zor ekonomik şartlarının işverene nasıl yansıdığını değil işçinin bu zor şartları nasıl atlatacağını düşünmeli. Yani bir ağabey gibi işçinin yanında, işverenin karşısında olmalı."