Maltepe Belediyesi işçileri: Meyve yemek çocuklar için hayal olmaktan çıkmalı
Çocukların beslenme çantasını dolduramadıklarını belirten Maltepe Belediyesi işçileri, sendikalara çağrı yaptı: ‘Okullarda bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek talebi etrafında mücadele örgütleyelim.’

Ekmek ve Gül’ün başlattığı kampanyanın ismini oluşturan “Bir öğün ücretsiz sağlıklı yemek” talebi işçi ve emekçilerin de talebi. Çocuklarının beslenme çantasını hazırlarken kara kara düşündüklerini ifade eden Maltepe Belediyesi işçileri, “Beslenme çantasına meyve koymak hayal oldu” diyor. Sendikaların bu talep etrafında iş yerlerinde mücadele örgütlemesi gerektiğini belirten işçi kadınlar, aynı çağrıyı başta çalışma arkadaşları olmak üzere tüm işçilere de yapıyor.

‘ÇOCUKLAR SAĞLIKLI BESLENEMİYOR’

Esin Cengiz Çinko 20 yıllık kreş öğretmeni. Aynı zamanda Maltepe Belediyesinde örgütlü Genel-İş İstanbul Anadolu Yakası 2 No’lu Şube yöneticisi. Bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemeğin kendileri için başat taleplerden biri olduğunu anlatıyor: “Bir çocuğun biyolojik açıdan doğru bir şekilde beslenip sağlıklı bir şekilde hayatını idame ettirebilmesi için sabah kahvaltısı, öğle yemeği, akşam yemeği ve meyveleri ile birlikte ara öğünlerinin de olduğu bir beslenme süreci yaşaması gerekiyor. Seçim öncesi anaokullarında bir öğün ücretsiz yemek vardı, hemen sonrasında işler değişti. Yeğenim şu an 5 yaşında, devlette anaokuluna gidiyor ve beslenme çantası götürüyor. Öğretmenler çocukların sağlıklı beslenmesi için zorunlu bir beslenme listesi veriyor. O listede yer alanları karşılamaksa çok zor. Çocuğun beslenmesi artık lüks hale gelmiş durumda. Bir çocuğun yeterli şekilde vitamini alamaması dersine adapte olamaması demek, güçlü olamaması demek, bağışıklık sisteminin düşmesi demek, dikkat seviyesinin düşmesi demek. Ve biz geleceğe nefer hazırlıyoruz öyle mi?”

‘İKİ KİŞİNİN ÇALIŞMASI DA YETMİYOR’

Çinko’nun ilkokul çağında bir çocuğu var, onun beslenme çantasını hazırlarken zorlandığını söylüyor: “Ben ay başı geldiğinde kıymamı alıyorum, köftemi yapıyorum, dörtlü gruplara ayırıp buzluğa atıyorum. İki haftada bir köfte koyabiliyorum ancak beslenmesine. Özellikle köfteyi ikiye bölüyorum ki; ekmeğe yayabileyim. Ben az da olsa ay başında bunu yapabilecek güce sahibim ama ay sonunda buna sahip değilim. Bunu yaparken aynı zamanda kızıma karşı da mahcubiyet hissediyorum. ‘Anneciğim yarın beslenmene peynir ekmek koysam olur mu? Ama domates salatalık yok yanında’ diyorum. İki kişinin çalışıyor olması bile yetmiyor. Bugün benim aldığım ücretle eşimin aldığı ücretin toplamı bile yoksulluk sınırının çok altında. Geçim sıkıntısından dolayı her çocuğa eşit davranılması için; çocuklara ücretsiz sağlıklı yemek verilmeli.”

‘ÇOCUKLAR BAYILIYOR’

Belediyede çalışan diğer işçilerin durumunu aktaran Çinko, “Bir arkadaşımız var, eşinden ayrılmış, iki tane çocuğuyla yaşamını sürdürüyor. Parası olduğu zaman pazara gidiyor ve o haftaki erzak alışverişini yapıyor. Ama çocuk sınıftaki arkadaşlarından meyve görüyor ve annesine, ‘Yarın pazara gittiğinde meyve alır mısın’ diyor. Kadın ise ‘Oğlum meyve alırsam yemeklik malzeme alamam’ diye cevap veriyor. Oğlunun verdiği cevap da ‘Olsun anne, bir daha pazara gidene kadar da biz de akşam yemeği olarak meyve yeriz’ oluyor. Bir çocuk meyve hayal ediyor, daha ne olabilir? Ben çocuğumdan şunu çok duyuyorum, ‘Beslenmemi yapmadım anne. Bir arkadaşımın beslenmesi yoktu ben de ona verdim...’ Öyle bir noktaya geldik ki gerekli besin ihtiyacını alamadığı için ilkokul çağındaki bir çocuk şekerinin düşmesinden dolayı bayılıyor. Sınıftaki bir çocuğun annesi akşam yemek için domates doğruyor. Kabuğunu çocuğun beslenmesine peynirin arasına koyuyor. Domatesli görünsün, en azından çocuk onun suyundan faydalansın diye. Bugün yoksulluk sınırı 45 bine dayandı, asgari ücrete mahkum edilmiş işçiler nasıl çocuklarının beslenme çantalarını doldurabilsin? Belediye işçisi kira mı ödesin, fatura mı? Evin erzağını mı çocuğun beslenmesini mi düşünsün?” diyor.

Maltepe Belediyesinde çalışan bir başka işçinin ortaokul çağında bir çocuğu var. “Yiyeceğini hâlâ evden götürüyor. Evet okulda kantin ve yemekhane var ama yemekhane ücreti aylık dört bin lirayı buluyor. Bir tost 20-25 lira en az. Benim çocuğum çok da dışarıdan yemek alan biri değil ama bir anne olarak zorlanıyorum ihtiyaçlarını karşılamakta” diyor.

‘İNSANLARIN İHTİYAÇLARINI ÖNCELEYEN BİR POLİTİKA LAZIM’
KADINLARA, bu kampanyanın nasıl karşılık bulacağını soruyoruz. Çinko, “Ülkede tarımın durumu, üretimimiz ortada. Her şeyimiz yabancı ülkelere satılmış durumda. En temel ürünleri bile artık yurt dışından alıyoruz. Tarımı bitirdiler, sanayileşmeyi bitirdiler, hâlâ hep bana hep bana... Vatandaşa bir şey kalmıyor. Bir çocuğu değil, dünyadaki çocukları doyurabilecek bir potansiyele sahip Türkiye. Ama buna yönelecek bir politika izlemiyor iktidar. Bunu yapabilmesi için önce insanların ihtiyaçlarını karşılamayı öncelemesi lazım. Bugün birkaç yerden maaş alan yöneticiler var. Önce şu cepleri doldurmayı bir bırakacaklar” diyor.
Bir diğer kadın işçi alıyor sözü: “Eğitime ayırdıkları bütçeye bir bakalım... Okulda temizliği bile veliler üstlenmek zorunda kalıyor. Ya da tutulan personele para verilmesi isteniyor. Devlet okullarında bile artık kayıt parası alınıyor. Ben çalışan bir anne olduğum için çocuğumun eve geliş zamanını da düşünmek zorundayım. Evde yalnız kalmasın diye de bir çözüm arayışındaydım. Mecburen okulunun etütlerine ve sosyal aktivelerine bakmak zorunda kaldık. Bu aktivitelerin ve etütlerin bir dersi sadece 500 lira, bir aya vurulduğunda ise 2 bin lira.”
SENDİKALARA MÜCADELE ÇAĞRISI
KADIN işçiler aynı zamanda sendikaların da bir öğün ücretsiz yemek kampanyasını sahiplenmesi ve mücadele etmesi gerektiğini vurguluyor. Bir işçi, “Başta hükümetin, sonrasında da işverenlerin baskısıyla sendikalaşmanın önüne geçildiği için işçiler geride duruyor, korkuyorlar çünkü. Ancak geçim sıkıntısı tüm işçilerin sorunu. Bu noktada insanları bilinçlendirmek ve sokağa dökmek çok önemli. Bu noktada da sendikaların üzerine düşen görev de bu adımı atıp işçileri bu noktada bilinçlendirmek. Bunun mecburi bir ihtiyaç olduğunu ve artık seslerini çıkarmaları gerektiğini ortaya koymamız gereken bir noktadayız. Kitle hareketini oluşturmak zaten önemli. Kıvılcımı bir yerden başlattığımız zaman bunun devamı gelecektir. Bu yüzden bu kampanyayı da sahiplenmek çok önemli. Ancak işçilerin bu talebe sahip çıkması, kampanyayı yürütmede, seslerini çıkarmada sorumluluk alması gerekir. Birlikte hareket etmeden olmaz. Diğer sendikaların da bu talebi önüne koymaları; mücadeleyi büyütmek ve kazanmak açısından önemli” diyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Maltepe'de kadınlar 1 öğün ücretsiz yemek için imz...

Gülsuyu Gülensu Kadın Dayanışma Derneği'nden kadınlar okullarda 1 öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek iç...

‘Devlet üç çocuk yapın diyor ama 1 öğün yemek verm...

Ankara’da kadınlar birlikte kış hazırlığı yaparken mahkum bırakıldıkları yaşama sitem ediyor: ‘Hazır...

Biz kadınlar yan yana geldikçe bir çok şeyi başarı...

'Daha önce başardık! Şimdi yeniden başarabilir ve bütün okul kademelerinde çocuklarımız için bir öğü...