AKP Grup Başkanvekili Tokat Milletvekili Özlem Zengin’in sözleri konuşuluyor bir iki gündür her yerde. Cezaevlerinde, emniyet müdürlüklerinde çıplak arama; aktarılan tanıklıklarla sabit hale gelmiş, her gün yeni yaşanmışlıklarla tartışılmaz bir gerçeğe bürünmüşken Özlem Hanım binbir güçlükle yaşadıklarını dile getiren kadınları onursuzluk ve namussuzlukla suçladı.
Tartışmalar, eleştiriler artmasına karşın sözlerinin arkasında olduğunu ve düşüncelerini ifade etme özgürlüğü olduğunu söyledi hatta.
Özlem Hanım; partinizin yönettiği bu ülkede düşünceleri ifade etme özgürlüğü falan yok önce onu söyleyelim. Ülke sayenizde cezaevine dönüşmüş durumda, sosyal medya paylaşımı yapan, Whatsappta grup kuran, Boğaziçi’ne kayyum rektör atanmasını protesto etmek için duvara yazı yazan, sadece basın açıklamasına katılmak isteyen gençler, kadınlar, işçiler, köylüler, emekliler, işsizler tutuklu.
O yüzden “düşüncelerimi ifade etme özgürlüğüm var” demeyin isterseniz, çünkü bu ülkede bu hakka sahip çıkmaya çalışmak büyük bedeller ödemek anlamına geliyor. Avukat olduğunuzu söylüyorsunuz ya bir gün Ankara’da Meclisteki odanızdan çıkıp, ağır ceza ve asliye ceza mahkemelerini gezip, duruşma listelerine bakıp, bir iki duruşma izleyin hatta isterseniz neler olduğunu görebilmek için.
Çıplak arama bir gerçek, ki cezaevlerinde herkesin başına geliyor. Kaldı ki yasal düzenleme var bu doğrultuda. O nedenle böyle bir şey yok diyerek insanları bu durumun var olduğunu kanıtlamak durumunda bırakan sizsiniz. Bunu bir hatırlayın isterseniz.
Bir yıl, beş yıl, on yıl sonra çıplak aramada yaşadıklarını anlatmak bir kadını onursuz ve namussuz mu yapar size göre? Kaç zaman içinde anlatmak, aktarmak gerekir. Peki anlatılanlara dair ne yaptınız? Nasıl bir yasal süreç işlettiniz acaba?
Şimdi şunları da anlatmalı size o vakit. Kadınlar cinsel saldırıya uğradıklarında genellikle yıllar sonra şikayetçi olabiliyor. Uzun zaman evli olup, yıllarca şiddet yaşayan kadınlar on yıllar sonra karakolun kapısına gidebiliyor. Patronun ustabaşının cinsel saldırılarına işten atılmamak için yıllarca sessiz kalmak zorunda kalabiliyor işçi kadınlar.
Onursuz mu şimdi bu ülkede yaşayan kadınların çoğunluğu. Namuzsuzlar mı hemen adli başvurularda bulunmadıkları için?
Çok zor böyle şeyleri anlatmak biliyor musunuz? Çünkü sizin gibi inanmayanlarla dolu bu ülke. Hakimler, savcılar, polisler de aynı şeyi düşünüyorlar. Bunca yıl neredeydin diyorlar? Başına gerekten bu gelse idi bu kadar zamandır beklemezdin diye açıkça sorguya da çekiliyorlar hatta.
Mağdur iken suçlu, şikayetçi iken sanık yapılıveriyor birden bu ülkede kadınlar. O yüzden cesaretlenmeleri gerekiyor, o yüzden dayanışma ağlarına, kadın örgütlerine, sendikalara ihtiyaç duyuyorlar.
Çünkü sizin devletiniz inanmıyor kadınlara, çünkü kurduğunuz ataerkil, kadın düşmanı sistem aynen sizin yaptığınız gibi her zaman sürekli ama sürekli kadınları suçluyor.
İşte siz de Meclis kürsüsünden bağıra bağıra, milyonlarca kadının canını acıta acıta yaptınız bunu. Milyonlarca kadının gözünün içine bakarak, onursuz ve namussunuz dediniz. TT oldum diye sosyal medyadan espri yapıp sözlerinizin arkasında olmaya devam ettiğinize göre, kadınların tepkileri bir şey ifade etmedi ya da çok alışkınız, ne de olsa bu siyaset tarzınız, ülkeyi böyle yönetiyorsunuz, bağıra bağıra, hakaret ede ede…
Evet yoksullarla da dalga geçiyorsunuz siz, yoksullukla da. Çay poşetleri fırlatıyorsunuz açız diyen insanlara. Çocuklarım işsiz diyen yaşlı teyzeyi bulup valinin makamında özür diletiyorsunuz sonra, yılların bilim insanından birilerinin karısı diye söz ediyorsunuz, mitinglerde yuhalattığınız anneler var hatta.
Hepsini hatırlıyoruz, hiçbirini unutmuyoruz sakın aksini düşünmeyin. Kimse kör değil, sağır değil, duyguları yok olmuş hiç değil.
Biz bu ülkede yaşayan milyonlarca insan her gün onurumuzla çalışıp, kursağımızdan geçen her lokmayı böyle hak ediyoruz. Hatta yetmiyor, yoksulluk katlanılmaz boyutta. İnsanlar intihar ediyor her gün, işsizlik, yoksulluk, geçim sıkıntısı, hayata dair umutsuzlukla.
Namus kavramını siz seversiniz, kadınları her daim bu namusla hizaya getirmek istersiniz, ama bu sistemin namusu bizi pek ilgilendirmiyor işin doğrusu. Namusunuz sizin olabilir.
Ama onur… Bu ülkenin kadın erkek yurttaşlarına onursuz diyebilmek, herhalde siyasetin bittiği nokta. Bunu bir düşünün isterseniz.
FETÖ’yü araya sıkıştırmak da çare değil bu arada onu da demeli. Sosyal medyada paylaşım yapan, işsizliğe isyan eden binlerce insan cezaevlerinde çıplak arama yaşıyor.
Düşünceyi ifade etme özgürlüğü demişken bir TV programına katılan Ayşe Öğretmen de yıllardır yaşadığı çıplak arama işkencesini paylaşamadığını açıkladı. Sözün bittiği yerdir belki de bu.
Bir devlet yurttaşın yaşadığı işkencenin ne zaman dillendirildiğine bakmaz. İşkence, cinsel saldırı suçtur tüm bunlardan bağımsız. Bunu çözmek yerine sarfedilen bu sözler ülkedeki tüm kadınlara hakaret olarak tarihin kayıtlarına geçti ve emin olun asla unutulmayacak.
Bu cehennem günleri geçecek elbet. Saraylar, saltanatlar da sona erecek, ebediyen kalmayacak. Bu ülkenin onurlu kadın ve erkekleri elbet yaşanabilir bir ülke inşa edecek, aklınızda olsun…
Fotoğraf: DHA
İlgili haberler
‘Onurlu, ahlaklı kadın bir sene beklemez’ diyen Öz...
Çıplak arama iddialarına ‘Onurlu, ahlaklı kadın bir sene beklemez. Bu kurgusal bir harekettir’ diye...
‘Çocuklar ölmesin’ diyen Ayşe Öğretmen: 70 yaşında...
Ayşe Çelik, AKP Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in ‘ahlaklı, onurlu kadın çıplak aramayı açıklamak iç...
'Çıplak aramaya inanmıyorum' diyen Zengin’e kadınl...
Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, üniversite öğrencisi 30 kadının çıplak aramaya maruz bırak...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.