Ankara’da bir hastanenin yemekhanesinde çalışan, diğer yandan hem evin işleri hem de çocukların bakım yükü omuzlarında olan Sevda Soysal, 10 yıldır aynı işyerinde çalışmasına rağmen kadro alamamış. Soysal, işyerinde taşeron şirketin sendikayı kabul etmemesi nedeniyle daha düşük ücretle daha kötü çalışma koşullarında çalıştığını anlattı.
Ankara’da bir hastanenin yemekhanesinde çalışan Sevda Soysal ile kadınların çalışma koşullarını, çalışma hayatının zorluklarını ve ekonomik krizin kadınlara yansımasını konuştuk. Soysal’ın çalışma hayatına başlaması akrabalarının sert tepkilerini beraberinde getirmiş. “Kadın çalışır mı?”, “Kocanın kazandığı para sana yetmiyor mu?” gibi birçok olumsuz tepki almasına rağmen çalışmaktan vazgeçmediğini ifade eden Soysal, ne kadar farklı işlerde çalışırsa çalışsın bir kadın olarak çalışma koşullarının erkeklere nazaran daha kötü durumda olduğunu, hem evin hem de çocukların bakımının kendi omuzlarında olduğunu söyledi. Soysal, “Kocamın mesaisi bitip dinlenmeye başladığında benim ev mesaim daha yeni başlıyor” dedi.
10 yıldır aynı hastanede çalıştığını anlatan Soysal, önceki yıllarda ev temizliğine gitmiş, ardından altı sene temizlik işçisi olarak kız öğrenci yurdunda çalışmış. Çocuklarını bırakacağı uygun bir kreş bulamadığı için çalışma hayatına bir süre ara vermek zorunda kalmış. Yeniden çalışmaya başladığında ise kreş sorununun yerini çocuklarının okul masraflarının artması, çalışma koşullarının ağırlaşması, asgari ücretin geçimini sağlamaya yetmemesi gibi sorunlar almış.
‘MESAİ ÜCRETİ SENDİKALILARDA 90 LİRA İKEN BİZDE 50’
Taşeron işçi olarak çalışmanın zorluklarına değinen Soysal, yaklaşık üç sene önce sendika temsilcilerinin işyerine geldiğini, birlikte çalıştığı 60 mutfak elemanıyla toplantı yaptıklarını ve böylece sendikanın işçilere sağlayacağı kazanımlardan haberdar olduklarını söylüyor. Sonraki süreçte sendika ile sözleşme imzaladıklarını fakat taşeron firma kabul etmediği için sendika üyesi olamadıklarını anlatan Soysal şunları söylüyor: “Sendika üyesi olsaydık maaş günümüz belli olurdu, çalışma yerimizi kafalarına göre değiştiremezlerdi, maaşımıza zam alabilirdik ve işimizi kaybetme korkusu yaşamazdık. Mesela, mesai ücretleri sendikalı işçilerde 90 TL iken sendika üyesi olmayanlarda 50 TL. Çünkü 40 TL’sini taşeron şirket alıyor.” Soysal, 10 yıldır çalışmasına rağmen hâlâ kadro da alamamış.
ARTAN FİYATLAR GEÇİM SIKINTISINI KATBEKAT ARTIRDI
Soysal’a aldığı ücretle nasıl geçindiğini sorduğumuzda, özellikle ekonomik krizle birlikte artan fiyatların mutfak masraflarından çocuklarının ihtiyaçlarına kadar birçok temel gereksinimini karşılayamamasına sebep olduğundan yakındı. Sobalı bir eve 400 lira kira, elektrik, su, yol masrafı, çocuklarının okul ihtiyaçları derken son zamanlarda artan market fiyatları geçim sıkıntısını katbekat arttırmış. Soysal, “İnsanlar bilinçlenmezse hiçbir şeyin değişmeyeceğini ve bu gidişatın daha uzun yıllar süreceğini düşünüyorum” diyor.
İlgili haberler
Dilek’in katili taşeron sistemi ve kâr hırsı
Sirkeci Büyük Postane binası restorasyonundan restoratör olarak çalışan ve alınmayan önlemler nedeni...
Taşeron işçiler kadro hakkını istiyor
Kadroya geçirilmeyen yüz binlerce işçi taşeron işçi kadro hakkını istiyor!
Tuzla’da işçi kadın buluşmasından notlar: Asgari ü...
Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğinin çağrısıyla 8 Mart öncesi bir araya gelen işçi kadınlar, krizin h...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.