Antep’te yaşayan 28 yaşındaki Güldane Yırtıcı, doğum yaptığı Dr. Ersin Arslan Eğitim ve Araştırma Hastanesi Mücahitler ek binasında 23 Ağustos gecesi boşanmak istediği Ahmet Yırtıcı tarafından dövülüp, başından, kolundan ve yüzünden bıçaklanmıştı.

Güldane Yırtıcı, Emine Bulut cinayetinden saatler sonra eşi tarafından öldürülmek istenmişti. Kendisini yaralayan Ahmet Yırtıcı’nın yargılandığı davanın ilk duruşması Gaziantep Adliyesi 11. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

CHP Ankara Milletvekili Gazme Taşçıer, CHP Gaziantep Milletvekili İrfan Kaplan ve CHP Gaziantep Kadın Kollarının katıldığı duruşmada pek çok avukat Güldane Yırtıcı’yı savunmak için hazır bulundu. Gaziantep Baro Başkanı Bektaş Şarklı, Gaziantep Barosu avukatları, Gaziantep Demokratik Kadın Platformu ve pek çok kadın Güldane Yırtıcı’ya destek vermek için duruşmada hazır bulundu, davaya müdahil olmayı talep etti.

SANIK YIRTICI: ÖLDÜRMEK İSTESEYDİM ÜÇÜNÜ DE ÖLDÜRÜRDÜM

Güldane Yırtıcı bıçaklı saldırıya uğradığında bir günlük olan bebeği ile duruşmaya katıldı.

İddianameye göre boşanma davası açtığı için belinden çıkardığı ekmek bıçağıyla Güldane’yi yaraladığını söyleyen Ahmet Yırtıcı, savunmasında amacının öldürmek olmadığını ileri sürdü: “Yuvamızı kurtarmak için gittim. Kırıcı sözler oldu... Bir daha bu evlilik olmaz.”
Bıçakla hastaneye nasıl girdiğinin sorulduğu sanık “Öldürmek için gelmedim. Öldürmek isteseydim zaten öldürürdüm. Arabada olan bıçağı aldım. Arama yapılmadan içeri girdim. Servise çıktım. Yuvamı kurtarmak için eşimle konuşmak istedim. Eşim kesinlikle barışmak istemediğini söyledi. Öldürmek isteseydim üçünü birden öldürürdüm. Elimden tuttu. Baldızım da arkadan saldırdı. Bıçağı çıkarıp salladım. Bıçağı elimden almak isterken de yüzüne eline geldi. Baldızım da arkadan elimi tutmaya çalıştı...” diyerek savunma yaptı.

GÜLDANE YIRTICI: HAMİLEYKEN DE ŞİDDET UYGULADI, BOĞAZIMI SIKTI

Güldane Yırtıcı da verdiği beyanda şunları söyledi: "Ben doğum yapmıştım. En özel anımda boşanma anında da olsak babası da o anı yaşasın diye çağırdık. Annesi ile beraber geldi. Bana ‘Eve dönecek misin?’ dedi. ‘Hayır’ dedim. ‘Aklını başına al’ dedi. 11 gibi yine geldi ve ‘Eve dönecek misin?’ dedi. ‘Bana şiddet uyguladın hayır dönmeyeceğim’ dedim. Hamileyken darbetti. Boğazıma sarıldı. Öldürmeye çalıştı. Niye geri döneyim dedim. İkinci geldiğinde tehditler savurdu.”
Verdiği beyan sonrası ağlayan ve yaşadıklarını güçlükle anlatan Güldane Yırtıcı şu şekilde devam etti: “Bağırmaya, küfretmeye başladı. O sırada bile ‘Yeter artık sütüm kesilmesin konuşmak istemiyorum’ dedim, ama küfretmeye devam etti. ‘Allah almayacak canını ben alacağım , kefenle göndereceğim seni’ dedi. Sonra belindeki bıçağı çıkardı. Ben yatar pozisyonda hareket edemiyordum. Kalbime saplayacaktı. Ablam elini tutmaya çalıştı. İki elimi çapraz yapıp savundum kendimi ben de. Ablam olmasa kalbime saplayacaktı bıçağı. Kafamda da dikiş izleri var.”

Güldaneyi yanına çağıran mahkeme başkanı Güldane’nin yara izlerine bakıp fotoğraflanmasını istedi.

Güldane devam etti: “Annem vardı ama çocuk kucağında olduğu için bir şey yapamadı. Sadece bağırarak yardım istedi. Şikayetçiyim. Kasti yaralama ve öldürmeye teşebbüs suçundan ceza almasını istiyorum. Sanık planlayarak odama gelmiştir."

KARDEŞ SEDA GÜVERCİN: BİR KARDEŞİMİ DAHA ÖNCE KAYBETTİK

Güldane Yırtıcı’dan sonra olay anında Ahmet Yırtıcı’ya müdahale eden kardeş Seda Güvercin de şu beyanda bulundu: “Gece geldiğinde özlediği bebeği sevmek için geldiğini düşündük. Ama 'Hayır sen benim yuvamı yıkamazsın. Bunun cezasını Allah vermeyecek ben verecem' dedi. O sırada ben bebeği anneme verip kardeşimin yanına oturdum. Eliyle vurur diye korkuyorum. Ve engel olurum diye bekliyorum. Sonra tehditlerine devam etti. Ayağa kalktı elini beline attı ve kalbe gelecek şekilde 17 kez bıçağı savurmaya çalıştı.
Daha önce de Emel isimli kız kardeşim ayrılmak istediği için öldürüldü. Ancak öldürüldüğünü ispat edemedik. İntihar denildi. O yüzden biz de bu durumu hatırlayarak bu kardeşime kendi kararını vermesini söyledik.”

Kardeş Seda Güvercin’den sonra konuşan anne de o durumu görünce bir şey yapamadığını, bir annenin buna dayanamayacağını ifade etti. Daha sonra dışarı çıkıp yardım istediğini dile getiren anne, “Asla yalan söylemiyorum. Sonra annesini aradım. Durumu anlattım. Sonra şoka girdim içeri girip müdahalede bulunamadım. Kızımın gözümün önünde bıçaklanmaya çalışıldığını gördüm. Bıçağı çıkarmadan önce ‘Senin canını Allah değil ben alacağım’ dedi.
Ben evlat acısı yaşayan bir anneyim ve birinin daha gözümün önünde alınmasına dayanamam. Boşanmak isteyebilir. Öldürmek mi gerekiyor, yazık değil mi benim kızlarıma” dedi.
Ahmet Yırtıcı ise verilen beyanları redderek, “Ben hiçbir şekilde ‘Canını Allah almayacak, ben alacağım’ demedim. Bıçağın açısı tarafların gösterdiği gibi değildir. Düz açı ile tuttum.
Seda’yı ve karımı öldürmek istesem öldürebilirdim. Sadece ceza almam için verilen ifadelerdir bunlar” dedi.

AVUKATLAR: GÖREVSİZLİK KARARI VERİLMELİDİR

Söz alan Güldane Yırtıcı’nın avukatı, “Bu soruşturma ne yazık ki içler acısıdır. Sizin çabanız da anlayabilmek için bunu gösteriyor. Olan deliller dosyaya eklenmemiştir. Hastane görevlileri dinlenmemiştir. Yaralı olanların raporları yoktur dosyada. Seda Güvercin’in yaralanmasına dair rapor bile dosyada yer almamaktadır. Tasarlayarak kasten öldürmeye teşebbüs söz konusudur. Zira yanına bıçak almıştır. Görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu mahkemenin ağır cezada görülmesi gerekmektedir. Teşebbüs ve tasarlamanın tüm unsurları var. Gece gelmesinin sebebi de yanında kimsenin olmadığını düşünmesidir” dedi.
Türkiye Barolar Birliği adına konuşan Avukat Günay Atak da “Bu dava bize göre bir kadın cinayeti dosyasıdır. Avukatlar Kanunu’nun 76. maddesi gereğince baroların mağdur yanında olma yetkisi vardır. Görevsizlik kararı verilmelidir. Çünkü tasarlayarak öldürme suçu söz konusudur” dedi.

SANIK AVUKATI: BU BİR LİNÇ GİRİŞİMİDİR

Daha ağır ceza alması için görevsizlik kararı verilmesi istendiğini söyleyen sanık avukatı ise “Yalan yanlış ifadeler var. Dosyada toplanan deliller ışığında bunların bir linç girişimi olduğunu düşünüyorum. Hiçbir raporda derinlemesine oluşmuş bir yara yok. Bu nedenle de hayati tehlike yer almamaktadır.
"Bayanın müvekkilime anlattığı bir müdahale imkansızdır. Olay yeri inceleme raporu da elinizde. Dikkat ederseniz yatak üzerinde bıçakla oluşan bir kan izi ya da bıçak darbesi bulunmamaktadır. Sadece kan izi bulunmuştur. Ayrıca olayda arbede olmamıştır. Odada dağınıklık yok çünkü. Birisini öldürmek istiyorsunuz ve birisi de engel olmaya çalışıyor. Odadaki eşyaların savrulması gerekir. Annesi ile kızkardeşinin beyanları sadece daha fazla ceza alınması için verilen ve dosyada yer alan delillerle de örtüşmeyen beyanlardır. Eğer öldürmeye teşebbüs olsaydı engel olana yönelik bir darp da olurdu. Hatta kendisine 'Beni bırak gideyim' demiştir. Bu ifadesinde de yer almaktadır. Bu yargılama eşit bir yargılama olmalı. Dosya içindeki somut delillere göre hareket edilmeli ve buna göre karar verilmelidir. Eylemin salt yaralama olduğu açıktır. Müvekkilimin tahliyesini talep ediyorum” dedi.
Ahmet Yırtıcı ise “Buradaki örgütlerden şikayetçiyim. Yuvamızı yıkmaya çalışıyorlar” diye konuştu.

DAVANIN AĞIR CEZAYA ALINMASI İÇİN GÜLDANE’NİN ÖLMESİ Mİ GEREKİYOR?

En son konuşan Güldane Yırtıcı şiddetten dolayı boşanma davası açtığını söyleyerek, “O gün oraya kasten öldürmek üzere geldi. Şikayetçiyim” diye tekrar etti. Müşteki avukatı “Bu davanın ağır cezaya alınması için illa Güldane’nin ölmesi mi gerekiyor? Daha önce öldürülen veya intihar eden kız kardeşi gibi olması mı gerekiyor? Kadının yazgısı bu mudur?” diyerek görevsizlik kararı verilmesi ısrarını sürdürdü. Mahkeme heyeti görevsizlik kararı alırken, sanığın tutukluluk halinin devamına karar verdi.

GAZİANTEP DEMOKRATİK KADIN PLATFORMU: BÜTÜN KADINLARLA DAYANIŞMA İÇİNDE OLACAĞIZ
Duruşma sonrası açıklama yapan Gaziantep Demokratik Kadın Platfomu, boşanma süreçlerinin kadınlar için korkunç bir “seçim” haline getirildiğini söyledi. İktidarın uzun bir süredir şiddet gibi toplumsal ve kamusal bir sorunu “özel alana dair bir sorun” olarak paketleyerek kadınların eşitsiz ilişkilerin ezileni olma konumunu garanti altına almaya çalıştığını belirten kadınlar, “İktidar, İstanbul Sözleşmesi’ne saldırarak devleti eşitsizliğin katmerlendiği bu alandan çekmeyi, kadınları evde, işyerinde, sokakta şiddet karşısında korunmasız hale getirmeyi planlıyor. Ülkemizde ne yazık ki Güldane’nin yaşadığı saldırıların benzerlerini hemen hemen her gün duyar hale geldik. Ve bu saldırıları olağanlaştırmayacağımızı, Güldane ve bu gibi saldırılara maruz kalan tüm kadınlarla dayanışma içerisinde olacağımızı bir kez daha buradan duyurmak isteriz. Bugün bizi 'Ölmek istemiyoruz' noktasına kadar getiren vahşileşen şiddetin yalnızca suretine karşı değil esasına karşı da mücadele edeceğiz. Mücadele edeceğiz ki başka Emineler ölmesin, başka Güldaneler hastane odasında bıçaklanmasın” dedi.