Genel-İş İzmir 7 No’lu Şube üyesi kadınlar “Ölmek istemiyoruz” diyerek kadın cinayetlerine karşı Bornova Küçükpark Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. “Haklarımızdan da hayatlarımızdan da vazgeçmeyeceğiz” yazılı pankart açan kadınlar sık sık “Kadın cinayetleri politiktir” , “Yaşasın kadın dayanışması” ve “Yaşasın örgütlü mücadelemiz” sloganları attı. Açıklamaya Bornova Kadın Dayanışma Derneği, Emek Partisi ve CHP de destek verdi.

Basın açıklamasını okuyan Genel İş İzmir 7 No’lu Şube Başkanı Özgür Genç, boşandığı eşi tarafından katledilen Emine Bulut’un son sözlerini hatırlatarak, “Hepimizi derinden etkileyen Emine Bulut’un ‘Ölmek istemiyorum’ haykırışı hepimizin haykırışıdır. Üyelerinin en az yarısı kadın işçilerden oluşan bir sendika şubesi olarak kadınların yaşam hakkını ve şiddetsiz, sömürüsüz, eşit koşullarda insanca yaşama ve çalışma taleplerini savunuyoruz” dedi.

KADINLAR KAYIT DIŞI, SENDİKASIZ, SİGORTASIZ VE DÜŞÜK ÜCRETLİ ÇALIŞTIRILIYOR

Kadına karşı ayrımcılığın hayatın her alanına olduğunu söyleyen Genç, “Evde, fabrikada, büroda ve tarlada çalışan kadına kayıt dışı, sendikasız, sigortasız ve düşük ücretli çalışmak düşmektedir. Küresel anlamda açlığın da, göçün de, şiddetin ve savaşın da en ağır bedellerini kadınlar ödemektedir. “Evi geçindiren erkektir, kadın ise aile gelirine katkı sunar” anlayışı neye hizmet ediyor. Aynı işi yapan kadınların erkeklerden daha az ücret almasına, kriz anında ilk işten çıkarılanın kadın olmasına, kadının sigortasız çalıştırılmasını kolaylaştırılmaya ve sendikalardan uzak bırakılmalarına neden olmuyor mu? Şunu iyi biliyoruz ki bu düzenin değiştirilmesini kendimize hedef koymadıkça, temel yapıların tümünü birden dönüştürmedikçe ve yeni insanı yaratmadıkça, kadını gerçek anlamda özgürleştirmek mümkün olmayacaktır” diye konuştu.

YARGI SİSTEMİ BU SUÇUN ORTAĞIDIR

Türkiye’de son 3 yılda 932 kadının, 2019 yılının ilk 6 ayında ise 216 kadının katledildiğini hatırlatan Genç, “Yaşanan kadın cinayetlerinden, erkek egemen kapitalist sömürü düzeni ve onun yürütücüsü olan ve şiddeti önlemek için daha etkin mekanizmalar oluşturmak yerine, sosyal, hukuksal, toplumsal, ekonomik her alanda kadın düşmanı, cinsiyetçi, savaş ve nefret politikalarıyla kadına yönelik şiddeti derinleştiren siyasal iktidar sorumludur. Kadın cinayetlerinden, cani eski koca ve bugün yeniden alevlendirilen ve aslında toplumsal muhalefeti susturmak için bir tehdit olarak kullandıkları idam tartışmalarına sığdırmaya çalışan, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Yasası’nı dahi yok etmek isteyen, aileyi kutsayarak ‘Kadının yeri evidir’ diyen siyasal iktidar suçludur. Ve erkeği koruyan, cesaretlendiren, cezasız bırakan yargı sistemi de bu suçun ortağıdır” dedi.

KADINLARIN YAŞAM HAKKINI ELİNDEN ALAN YASALARDAN VAZGEÇİN

Çalışma yaşamından uzaklaştıran esnek çalışma ve yarı zamanlı çalışma modellerinin kadınları erkeğe bağımlı kılmaya yönelik politikalar olduğunu ifade eden Genç, kız çocuklarının eğitimden uzaklaştırılması, kamu kreşlerinin kapatılarak kadının çalışabilme olanaklarının ortadan kaldırılmasına varana kadar çok yönlü bir saldırının söz konusu olduğunu söyledi. Yeni ekonomik reform paketinde yer alan kıdem tazminatının fona devrinin de bu saldırıların bir parçası olduğunu dile getiren Genç, “Biz Genel-İş 7 No’lu Şube olarak, kadın erkek eşitliğini savunuyor, sendikal alandaki mücadelemizi de bu temelde ele alıyoruz. Buradan sesleniyoruz, kadınların yaşam hakkını elinden alan yasa ve uygulamalarınızdan vazgeçin. Kadına yönelik şiddet ve kadın haklarına yönelik saldırılar, çok yönlü ve topyekün mücadeleyle püskürtülebilir” dedi.