Çocuk istismarına evlilikle af: Adım adım nasıl buraya geldik?
Çocuk istismarına evlilik yoluyla af öngören yasa değişikliğine adım adım işte böyle gelindi: adım adım örülen bu “affın” bir kerelik olmadığı ayan beyan ortada. Bunu durdurmazsak devamı gelecek.

Bu haftanın başında 48 kentte kadınlar ortak bir sözü bir kez daha haykırmak için sokağa çıktı: Çocuk istismarının affı olmaz! Bu sözü 2016 yılında “Tecavüzü meşrulaştıramazsınız”, 2018’de “İstismarı affettirmeyiz” diyerek yinelemişlerdi. Mevzuyu biliyorsunuz; AKP, özünde çocuk istismarı olan çocuk yaşta evlilikleri meşrulaştırmak için, çocuklarla evlenen kişilere verilen cezaları affettirmek istiyor. Daha önce iki kere gündeme gelen öneri, toplumun büyük tepkisine rağmen üçüncü kez, bu sefer ikinci yargı paketi içinde karşımıza çıkarılıyor.

Bu ısrarın nedenlerini ve arka planını daha önce yine bu köşede yazmıştık:
ÇOCUK İSTİSMARINA EVLİLİK AFFINDA BİTMEYEN ISRAR

Şimdi biraz geriye giderek bir kronoloji çıkaralım:

- 2004 yılında yeni TCK hazırlanırken, kaldırılması için kadınların mücadele ettiği maddelerden biri de “tecavüz mağduru ile evlenmesi durumunda failin cezasız kalması”ydı. Bu madde kaldırıldı.

- 2009 temmuzunda Milli Eğitim Bakanlığı yönetmelik değişikliğiyle lise ve ortaokul öğrencilerinin nişanlanmasını serbest bıraktı.

- 2012 yılında getirilen 4+4+4 sistemiyle örgün eğitimdeki kız çocuklarının sayısında ciddi düşüş yaşandı. İlk dört yıldan sonra kız çocuklarının okuldan alınmasının ve öğrenimlerine “açık öğretim” şeklinde devam etmelerinin önü açıldı. Örgün eğitim fiili olarak zorunlu olmaktan çıkarıldığı için kız çocukları okullardan alınıp din eğitimi adı altında çeşitli kurumlara gönderildi.

- Nisan 2012’de MEB, dini eğitim veren, yurt ve pansiyon açan kurumların denetiminden sorumlu olmaktan çıkarıldı, bu görev Diyanet’e verildi.

- 2013’te dini vakıf ve cemaatlerin açtığı kurs, yurt ve okullarda istismarlar ve sorunlar gündemdeyken, TCK’de yapılan bir değişiklikle kanuna aykırı eğitim kurumu açmak ve işletmek tamamen suç olmaktan çıkarıldı.

- 2013’ün eylül ayında evli öğrencilerin açık öğretim lisesine yönlendirilmesi düzenlemesiyle lise çağlarında evliliğin önü açıldı.

- 2015’in mayıs ayında Anayasa Mahkemesi, resmi nikah kıymadan dini nikah kıyan imam ve çiftlere ceza verilmesini öngören TCK maddesinin kaldırılmasına karar verdi. Bu hamle, “Çocuk yaşta evliliklerin ve çok eşliliğin önünü açan karar” olarak tarihe geçti.

- Kasım 2015’te Anayasa Mahkemesi yine bir yasa iptaliyle “Çocukların cinsel ilişkiye rıza yaşının 15’ten 12’ye indirilmesi”nin önünü açtı. Mahkemenin iptal gerekçelerinden biri “fiilden sonra mağdurun yaşının ikmali ile fiili birlikteliğin resmi evliliğe dönüşmesi ihtimali” idi. Yani “evlilik ihtimali” değerlendirilerek aslında bir cezasızlık öngörülmüştü.

- 2016 yılının mayıs ayında Mecliste kurulan Boşanmaların Önlenmesi Komisyonu, hazırladığı raporla, çocuk istismarcısının tecavüz ettiği çocukla 5 yıl boyunca “sorunsuz” ve “başarılı” bir evlilik sürdürmesi halinde denetimli serbestlikten yararlanmasını öneriyordu. Raporda ayrıca cinsel saldırı, cinsel istismar ve reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarında hadım uygulanması önerisi de vardı. Yanı sıra şiddete karşı kadınların korunma hakkının sınırlandırılması, boşanmanın zorlaştırılması, nafaka ve mal paylaşımı haklarının yok edilmesi, aile danışmanlığının, aile hukukunun dini temele oturtulması da komisyon önerileri arasındaydı.

- Temmuz 2016’da Anayasa Mahkemesi, çocuklara yönelik cinsel istismar suçunu düzenleyen TCK’nin 103. maddesindeki “15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranışın cinsel istismar sayılacağına” ilişkin hükmü iptal etti. Bu iptale kadar, TCK’nin çocuk istismarını düzenleyen 103. maddesine göre, “15 yaşını tamamlamamış her çocuğa karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış”, cinsel istismar sayılıyordu.

- 2017’de yapılan bir yönetmelik değişikliğiyle çocuk istismarlarını en çok açığa çıkaran meslek grubu olan rehberlik öğretmenlerinin görev tanımı değiştirildi.

- Çocuklara yönelik cinsel istismarın ve şiddetin önlenmesi amacıyla 23 Mayıs 2017’de HDP’nin Meclise sunduğu araştırma önergesi AKP’li vekillerin salonu boşaltması nedeniyle görüşülemedi. 24 Mayıs’ta bir kez daha Meclise sunuldu önerge, bu defa da AKP’li vekiller ret oyu kullandığı için reddedildi.

- Aynı günlerde Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneğinin çocuklara istismardan nasıl korunacaklarını anlatan broşürü yasaklandı, aynı derneğin cezaevindeki çocuk istismarına ilişkin raporunu açıklaması da OHAL gerekçesiyle yasaklandı.

- Müftülüklere resmi nikah kıyma yetkisi veren düzenleme tüm toplumsal tepkilere rağmen Aralık 2017’de Mecliste onaylanarak yürürlüğe girdi. Böylece din adamları aile hukukuna karışabilecek özneler haline getirildi. Toplumsal yaşamın ve aile yaşamının temel kurallarını içeren Medeni Hukuk “dini hassasiyetler” adına delindi.

- 2018 yılının şubat ayında Adana ve Antalya’da 5 yaşın altındaki iki çocuğun istismarının yarattığı büyük tepki üzerine, çocuk istismarında cezaların artırılması yeniden gündeme getirildi. Mart ayında CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun çocuk istismarı ile ilgili özel komisyon kurulması talebini “önerinin nitelikli olmadığı” gerekçesiyle reddeden Meclis Başkanı, konuyla ilgili çıkan haberlere ise erişim engeli getirdi.

- Mecliste çocuk istismarlarının araştırılması ve önlenmesine yönelik araştırma komisyonu kurulması için verilen önergeye tüm muhalefet partileri evet derken, öneri AKP’lilerin oylarıyla reddedildi. Çocuk istismarının önlenmesi talebi kamuoyunda büyüyünce, Erdoğan’ın talimatıyla bakanlıklar nezdinde Çocuk İstismarı Komisyonu kuruldu, nisan 2018’de komisyonun hazırladığı yasa taslağı, özellikle hadım ve cezaların artırılması öne çıkarılarak reklam edildi. Yayın yasağı da getiren yasa taslağı, 24 Haziran erken seçim nedeniyle rafa kaldırıldı. 2018’in temmuz ayında yine üst üste çocuk istismarları gündem olduğunda tepkiler yeniden büyüyünce, iktidar taslağı raftan indirdi. Yasayla, küçük çocuklara yönelik tecavüz suçunun cezasının artırıldığı öne sürülse de 12 yaş kademelendirmesiyle “cinsel ilişkiye rıza yaşı” 12’ye düşürüldü. Bunun sonucu olarak kız çocuklarının zorla ve erken yaşta evlendirilmelerinin yasal yolu açıldı.

- 2020’ye geldik; uzun süredir sürdürülen nafaka hakkının kısıtlanması düzenlemesiyle birlikte, bu zamana kadar atılan bu adımlarla fiilen meşru hale getirilen çocuk yaşta evlilik ve çocuk istismarına af şimdi karşımıza gelecek olan 2. Yargı Paketi’nin içinde bir oldubittiyle yasallaştırılmak isteniyor. Sağlık Bakanlığı ve Adalet Bakanlığının, çocuk istismarlarının açığa çıkarılmasında önemli dayanaklardan biri olan “Sağlık çalışanlarının bildirim yükümlülüğünü” ortadan kaldırmak için hazırlık yaptığına ilişkin duyumlar var.

Yalnızca yasal düzenlemelere odaklanan bu kronolojiye bir de iktidarın, diyanetiyle, medyasıyla, tarikatları ve önünü açtığı hak gaspçısı dernekleriyle birlikte tüm kazanımları ve hakları hedefe koyma, eşitliği her alanda yok etme, kadınları kocalara kul ve mahkûm etme politikasını eklediğimizde adım adım nasıl fiili bir düzen kurduğu açığa çıkıyor.

Başa dönelim; 2004 yılında büyük mücadelelerle kaldırılan, hükümetin de uluslararası camiada yaptığı değişikliklerle pek övündüğü madde var ya hani, “tecavüz mağduru ile evlenmesi durumunda failin cezasız kalması”, işte oraya döndük. Hem de arada eğitimde, sağlıkta, medeni haklarda, ceza kanununun diğer maddelerinde elde edilen kazanımlarda büyük kayıplar vererek.

Bildiğimizi bir kere daha söyleyelim, adım adım örülen bu “affın” bir kerelik olmadığı ayan beyan ortada. Bunu durdurmazsak devamı gelecek. Hem de her yaştan kadın için, daha ağırı!

İlgili haberler
Çocuk istismarına evlilik affında bitmeyen ısrar

Bu yargı paketi kadınların hayatına ipotek koyma paketidir. Kızlar çocuk yaşta evlendirilecek, istis...

Kadınlar tek ses: Çocuk istismarının affı olmaz!

Cinsel istismara evlilikle af düzenlemesine karşı kadınlar ülkenin dört bir yanında kadınlar ses çık...

Çocuk istismarına affı durdurmazsak devamı gelecek...

Av. Hülya Gülbahar, son 10 yıldır atılan her adımla çocuk istismarının aklanması için adım adım huku...