‘Açık alanda içki kısıtı temel hak ve özgürlükleri ihlal eder’
İstanbul Valisi Davut Gül İstanbul’da açık alanlarda içki yasağı kararı için ‘kadınların huzuru’ bahanesine sığındı. Avukat Çiğdem Sever kararı temel hak ve özgürlükleri ihlal olarak yorumladı.

İstanbul Valiliği ilgili birimlere bir yazı göndererek açık deniz ve sahil kenarlarında, plaj, park, piknik ve mesire alanlarında alkollü içki satışı ve tüketiminin engellenmesi talimatı verdi.

İstanbul Valisi Davut Gül'ün imzasını taşıyan açıklamada “Alkol satışı ve tüketilmesi ruhsatı bulunan işletmelerin dışında park, piknik ve mesire alanı, sahil bandı, plaj vb alanlarda çevrenin rahatsız edilmemesi, olumsuz görüntülerin oluşmasına mahal vermemek amacıyla alkol satışı ve tüketilmesinin önlenmesi…” ifadelerine yer verildi.

Valilik tarafından gönderilen yazıda kentte asayiş sorunlarının genellikle alkolden kaynaklandığı öne sürülerek bahsi geçen açık alanlarda etkin şekilde denetim yapılması ve alkol tüketimini engellemek üzere ilgili kişi ve işletmeler hakkında yasal işlem yapılması talimatı yer aldı. Talimat yazısına göre açık alanlarda alkol tüketenlere 617 lira para cezası uygulanacak. Alkol kullanan kişinin sarhoş olması halinde, kişinin sarhoşluğu geçene kadar gözetim altında tutulacak.

Talimat yazısının medyada haber olması ve gelen tepkiler üzerine bir açıklama yayımlayan İstanbul Valiliği ise uygulamanın yeni olmadığını ifade etti. Açıklamada, “4250 sayılı kanunla belirlenen alkol satış ve kullanım alanlarına ilişkin uygulama yükümlülüklerinin yerine getirilmesinin gerekliliğini ilgili kurumlara hatırlatmış bulunmaktayız” ifadelerine yer verildi.

‘YAZININ BİR HUKUKİ DAYANAĞI YOK’

Valiliğin gönderdiği yazıyı Ekmek ve Gül’e değerlendiren Avukat Çiğdem Sever, “Atıf yaptığı il idaresi kanunu genel bir hüküm. Sıkıntılı bir konu, toplantı ve gösteri yasaklamalarında da gündeme gelen bir durum. Çok genel bir hükümdür, oradan yola çıkılarak böyle bir yasak getirilemez” dedi. Atıf yapılan özel kanunda da böyle bir hüküm olmadığını söyleyen Sever yazının bir yasal dayanağı olmadığını ifade etti. Genel geçer bir şekilde “taşkınlık, başkalarını rahatsız etme” gibi ifadeler kullanıldığının altını çizen Sever, “Zaten böyle bir durumda kabahatler kanunu uygulanır. Buna dayanarak idari yaptırım uygulayabiliyorlar, böyle bir yaptırım uyguladıkları takdirde bunlar da hukuka aykırı hale gelir” diye konuştu.

‘ÖZEL HAYAT MÜDAHALESİDİR’

Temel hak ve özgürlüklerin yalnızca Anayasa’da yazan haklar olmadığını ifade eden Sever, “Yasada yazılmayan isimsiz özgürlük ya da genel davranış serbestisi diyebileceğimiz çeşitli hak ve özgürlüklerimiz de var. Açık havada içki içmek de bunlardan biridir. Özel hayat müdahalesi olarak değerlendirebiliriz, temel hak ve özgürlük sınırlaması anlamına gelir bu” diye konuştu.

‘İKTİDARIN HEDEFLERİ DOĞRULTUSUNDA DİZAYN’
Evrensel'e konuşan Demokrasi İçin Hukukçulardan Av. Elif Yetigin ise “Yazının yalnızca bir hatırlatma olmadığı açıktır. Uygulamanın yetersiz olduğunu gören valilik daha da sıkı bir ‘alkol yasağı’nın hayata geçmesi için harekete geçmiştir” dedi.
Metinde asayiş ve güvenliği bozan tek şeyin içki tüketimi gibi ifade edilmesini eleştiren Yetigin, “Sözde kamu düzenini alkol kullananları denetleyerek ve engelleyerek sağlayacağını düşünen idarenin asıl amacı toplumsal hayatı iktidarın hedefleri doğrultusunda dizayn etmektir. Şort giydiği için tekmelenen, yolda öpüşen çiftleri yuhalayan, kadınların çalışmasına kahkaha atmasına tahammül edemeyen zihniyetin devamı olarak alkol tüketenleri de hedefe koyan bir tutumun ifadesidir bu yazı” dedi.
Yazıda ‘alkol tüketenlerin engellenmesi’ amacı doğrultusunda ilgili birimlere müdahale talimatı verilmesinin kabul edilemez olduğunu ifade eden Av. Yetigin, “İstanbul Valiliğinin asıl amacı temel özgürlüklere, yaşam tarzına müdahale eden bir idari işleyiş anlayışını başlatıp ülkenin tamamına yayılmasını sağlamaktır. Bu yazı yalnızca İstanbulluları değil ülkede yaşayan herkesi ilgilendirmektedir. Konserin yasaklanması, sokak ortasında kadınların giyiminden dolayı ayrımcılığa uğraması, şiddet görmesi, el ele tutuşmanın dahi müdahaleye açık bir hareket olarak algılanmasının ardında böyle bir yazı kaleme alınması yarın parkta sahilde dostlarla içilen bir biranın hesabının verilmesi anlamına gelecektir. Bugün ülkede kamu düzenini bozan alkol tüketimi değil, açlık yoksulluk sefalet koşullarında yaşam mücadelesi verilmesidir” ifadelerini kullandı.

Görsel: Pixabay

İlgili haberler
Kadın heykeli’ne saldıranlar ve kadını kamusal ala...

Sanatçı Arzu Yayıntaş, Ordu’da daha önce tahrip edilen ve yakın zamanda da ayakları kırılan 3 kadın...

Kamusal alanın eli güçlü tasarımcısı: Diyanet

Gazeteci- Yazar Burcu Karakaş Diyanet İşleri Başkanlığı’nın pratikleri ve tek adam rejimi içerisinde...

Tecavüz davasında akla zarar savunma: İşini düzgün...

Ankara’da veteriner hekime tecavüz suçundan yargılanan Profesör H.B. yeniden hakim karşısında.