Kadın heykeli’ne saldıranlar ve kadını kamusal alandan dışlamaya çalışanlar
Sanatçı Arzu Yayıntaş, Ordu’da daha önce tahrip edilen ve yakın zamanda da ayakları kırılan 3 kadın heykeline yönelik saldırıları yazdı.

Türkiye tarihinde kamusal alana yerleştirilen heykellerin bir çoğu, tartışmaya neden olmuştur. Kimisi müstehcenlik içerdikleri bahanesiyle kaldırılmış ya da politik olarak eleştirilip yeri değiştirilmiş, kimisi ucube olarak nitelendirilip parçalara ayrılıp depoya kaldırılmış ya da saldırıya uğramıştır. Aslında bu gerginliklerin özünde yatan sebeplerden biri kamusal alandaki sanat yapıtlarının kaderinin sadece idarecilere bırakılmış olmasıdır. Kamusal alandaki düzenlemelere sanatçı, mimar, şehir planlamacı, belediye temsilcileri ve mahallelinin yer alacağı yerel bir platformda görüşülerek karar verilmesi, yerleştirilecek olan heykellerin kamu tarafından benimsenmesinde önemli bir rol oynayacaktır. Bu yaklaşım aynı zamanda heykelin yıllar içerisinde de korunmasını sağlayacak ve onun konumuna müdahale edecek herhangi bir mekânsal müdahalenin yapılmasına engel olacaktır.
Fakat şunu belirtmeliyim ki yerel bir platformun ortak kararı ile yerleştirilmiş olsa bile Türkiye’de bazı heykellerin saldırıya uğramasını engellemek neredeyse imkansız. Bu saptamayı son dönemde kadın heykellere karşı artan saldırılara bakarak yapabiliriz. Kadına yönelik şiddetin ve ayrımcılığın tırmanarak arttığı ve medya dili ile normalleştirildiği bir toplumda yaşadığımızı düşünürsek kadın suretine yönelik artan bu saldırganlık çokta şaşırtıcı değil. Toplumun bazı kesimi kamusal alanda kadının suretine bile tahammül edemiyor. Erk, kadına kamusal alanda nereye ne zaman gidebileceği, ne giyebileceği, nasıl davranacağı hatta ne zaman ve nasıl güleceği konusunda söz söyleme hakkını kendinde görüyor. Şaşırtıcı olan ise bu yaklaşımların idari makamlar tarafından normalleştiriliyor olması.



En son gündemde olan Ordu’daki 3 Kadın heykeline yönelik saldırı da buna bariz bir örnek. Ordu Belediyesi on bir yıl önce düzenlediği Uluslararası Taş Heykel Sempozyumu'nda üretilen 12 heykeli, kentin merkezinde çeşitli cadde ve parklara yerleştirmiş. Bir süre sonra kadın heykeller bilinmeyen kişiler tarafından sprey boyalarla tahrip edilmiş ve bazılarının üzerine “edep yahu” yazılmış. Bunun üzerine belediye toplumun genel algısı, örfü, adeti ve ahlaki duyarlılığını bahane ederek 12 heykelden kadın olan 5'ini parklardan alıp Taşbaşı Kültür Merkezi bahçesine yerleştirmiş. Yani kadın heykeller herkesin görebileceği açık alanlardan alınıp, daha kapalı, gözden uzak bir yere yerleştirilmiş. Böyle yaparak aslında belediye yaşanan şiddeti meşrulaştırmış ve bir anlamda kadının açık alanlarda yer almasını genel algıya aykırı olduğunu vurgulamış.



Heykellerin gördüğü kötü muamele bununla da kalmıyor 5 heykelden biri olan 3 Kadın heykeli 3 kere tahrip ediliyor. İlk seferinde kafası kırılıyor, son saldırı da ise ayakları. Son iki saldırının arası 6 ay gibi oldukça kısa bir süre . Yani güvenlik kameraları devre dışı bırakılarak aynı heykele sistematik bir saldırı düzenleniyor. Heykel Ordu’nun “Tabya Başında 3 Kız Yan Yana” yöresel türküsünden esinlenerek yapılmış ve bankta oturan modern giyimli başı açık üç kadından oluşuyor. Türkü ise şöyle diyor
“Tabya Başında Kızlar Yan Yana,İçlerinden Biri Göz Etti Bana”.Bu heykele yapılan sistematik saldırıyı kamusal alanda bağımsız ve güçlü bir kadın imgesine tahammülün olmadığının bir işareti olarak yorumlayabiliriz. Gündelik hayatta kadının üzerindeki baskı giderek artmakta ve özgürlük alanları kısıtlanmaya çalışılmakta. Her gün yeni bir şiddet haberini okuyoruz ve kadınlar artık yolda yürürken bile tanımadıkları adamların şiddetine maruz kalabiliyorlar. Kamusal alandaki kadın heykellerine yönelik şiddetin artışı ile kamusal alanda kıyafeti nedeniyle şiddete maruz kalan kadın sayısının artması arasındaki paralellikte bir rastlantı değil. Bu bağlamda Bursa Belediyesi’nin bu ay başlattığı kadınlara özel vagon uygulaması da saldırılarla aynı mantıkta bir yaklaşım olarak karşımıza çıkıyor. Kadınların toplumsal hayatın dışına iten bu uygulama kadına yönelik şiddet ile mücadele etmiyor aksine koşulları şiddete göre düzenliyor... 

İlgili haberler
Tanrıça heykelini kaldırarak sevaba girmiş!

İzmir Torbalı'da tanrıça heykelini kaldırıp yerine Osmanlı tuğrası koyan Belediye Başkanı 'sevaba gi...

GÜNÜN GÜZEL HAREKETİ: Kadın heykeli az diye Başbak...

Bu haber ne yazık ki Türkiye'den değil. Edinburgh'da kadınların hayvanlardan daha az heykelinin bulu...

GÜNÜN BİLGİSİ: Yedi gururlu kız kardeşi aynı deniz...

Baltık Denizi’ne sınırdaş olan ülkeler arasındaki barışı simgeleyen 7 kızkardeş heykelini daha önce...