Yerel seçimler yaklaşıyor. Kadınların yerel yönetimlerdeki temsiliyeti çok düşük. Sadece belediye başkanlıklarında değil, muhtarlıklar düzeyinde bile durum bu. Oysa kadın muhtarların deneyimleri yerel yönetimlerde kadın varlığının önemini gösteriyor.

Deneyimlerini dinlemek üzere Demetevler Lalegül Mahallesi Muhtarı Ebru Mert’in kapısını çaldık. Mahallesindeki ekonomik sorunların yanı sıra kadına yönelik şiddet ve çocuklara yönelik taciz sorunlarını konuştuğumuz Mert, eşinden boşanmış ve kendi ayakları üzerinde durabilen bir kadın olarak bize deneyimlerini ve neler yapılması gerektiğini anlattı.

Muhtar Ebru Mert, mahallede taciz olayları ve ekonomik sıkıntıların son dönemde arttığını ifade etti. Mahalle sakinlerinin muhtarlığa özellikle kadına yönelik şiddet olaylarıyla geldiğini anlatan Mert, başından geçen bir olayı da aktardı:

“Yakın zamanda mahallede ikamet eden bir kadın, gördüğü şiddet nedeniyle muhtarlığa geldi. Şiddetin yanında kendi öz yeğeninin de kuma getirildiğini söyleyen kadına sığınmaevlerine gitmesi gerektiğini, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığından yardım alması gerektiğini söylesek de kadın hâlâ o evde yaşamaya ve şiddet görmeye devam ediyor. Kadın gelenek, töreler ve aile baskısı nedeniyle burada yaşamak zorunda kaldı.”

Mahallede yaşanan bir taciz olayı ise engelli bir kadına yönelik yaşanmış. 20 yaşında engelli genç kızın para karşılığı erkeklerle ilişkiye girmeye zorlandığı mahalle sakinleri tarafından muhtar Ebru Mert’e aktarılmış, Mert de durumu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bildirmiş. Bakanlık tarafından durum takibe alınmış sonrasında ise genç kadın sığınmaevine yerleştirilmiş.

Daha çok düşük gelirlilerin yaşadığı Demetevler’de son zamanlarda kadınlar ekonomik durumunun kötüleşmesi ve iş bulmak için muhtarlığa uğrar olmuş. Yoksul vatandaşların da maddi yardım için muhtarlığa geldiğini anlatan Mert, vatandaşları belediyeye, vakıflara, sosyal yardım kurumlarına yönlendirdiği söylüyor. Kadınları çeşitli yardım kuruluşlarına yönlendirse de kendi çabalarıyla da kadınlara yardım etmeye çalıştığını belirtiyor.

Mahallede kadınların okuma yazma bilirliğini sorduğumuz Mert okuma yazma bilen kadınların oranın hiç iyi olmadığını söylüyor ve yine karşılaştığı bir durumu aktarıyor: “Yaşlı bir kadın okuma yazma seferberliğine katıldı fakat sınıfların çok kalabalık olması sebebiyle okuma ve yazmayı öğrenemediğini söyleyerek muhtarlığa başvurdu. Özel ders alabileceği bir öğretmen sordu. Böyle bir talep karşısında çok heyecanlandım tabii, ona gönüllü öğretmenlik yapabileceğimi söyledim.”

Sonuç olarak kadınlarla ilgili her türlü sorunda sistemin yeterli işlemediğini ancak bir kadın muhtar olarak kendi bireysel çabalarıyla bir şeyler yapmaya çalıştığını, çözüm noktasında da kendisini yalnız hissettiğini belirtiyor. Ardından kadınların her koşulda gücünün farkına vararak ayakları üzerinde durmaları ve hayatın her alanında var olmaları gerektiğini vurguluyor.