Sincan’da kadınların gündemlerinden biri de kıdem tazminatı. Ev kadınları eşlerinden dolayı, çalışan kadınlar kendileri için kıdem tazminatı ile ilgili gelişmeleri takip ediyor. Kimisi “Zaten alamıyoruz belki böylesi iyi olur” diyor, kimisi “İşçinin tek hakkı kıdem kaldı elinde onu da almak istiyorlar” diyor öfkeyle.
Sincan OSB’de bir metal fabrikasında çalışan Sibel’le sohbet ediyoruz. Fabrikada işçilerin özellikle kadın işçilerin gözünün kulağının kıdem tazminatında olduğunu söylüyor. Kimsenin tam olarak ne olacağını bilmediğini belirterek, “Bu yasa geçtikten sonra işe başlayanlara geçerli olacak diyorlar. İsteyen kıdemini alıp ayrılabilir diyorlar. Böyle her kafadan bir ses çıkınca bizim de kafamız karışıyor. Ama ben işçiler için iyi olmayacağını biliyorum ve çevremdeki arkadaşlarıma da hep bunu söylüyorum. Bizim için iyi olan ne yaptılar ki bu iyi olsun” diyor.

CÜBBELİ’YE CEVAP

Bir televizyon programında AKP’ye yakınlığı ile bilinen Cübbeli Ahmet Hoca’nın ‘Kıdem tazminatı caiz değildir’ sözlerine rast gelmiş, çok sinirlenmiş: “Ama o an anladım; ‘Demek ki bu patronların tarafında’ dedim. Ertesi gün fabrikaya gidince Cübbeli’yi seven arkadaşlarıma anlattım. İnanmadılar bana, ben de ‘Açın izleyin kendiniz’ dedim. İzlediler mi bilmem ama asıl günah benim hakkım olanı elimden almalarıdır.” İşçinin eline bir tek kıdem tazminatıyla toplu para geçtiğini söyleyen Sibel, “Ben yıllardır çalışıyorum, çoluğuma çocuğuma üç kuruş para bıraksam fena mı olur, zaten zenginin çocuğu okuyup meslek sahibi oluyor. Başlarını sokacak bir ev alsam yeter” diye konuşuyor.

İŞTEN ATILMAMAK İÇİN ÇOCUK YAPMAYAN VAR

Kadınların fabrikalarda birçok sıkıntı yaşadığını belirten Sibel, kıdem tazminatının kadınlar için önemini şöyle anlatıyor: “İşten atılmamak için çocuk yapmayan arkadaşım var benim, OSTİM’de çalışıyor. Bizim fabrikada onu yapamazlar. Yaparsa da kıdemini öder, atar işten, ama bu hakkımız da giderse elimizden, bizi koruyacak bir şey kalmaz. İşsizlik var bu ülkede, patron bugün seni alır, yarın atar öbürünü alır. Yeter ki fabrika çalışsın, kimin çalıştığı önemli değil ki onun için.”

ÇOK GEÇ OLMADAN...

“İşçiler birlik olmazsa daha çok hakkımız gider elimizden” diyen Sibel’in çağrısı şöyle: “Artık şunu bunu bırakıp birleşmek zorundayız. Bizim fabrikada az çalışan çok çalışanı sevmez, mesaiye kalmayan kalanı sevmez, bunlardan vazgeçelim artık çok geç olmadan.”