Merhaba sevgili Ekmek ve Gül okurları,
Okulların kapanmasından birkaç gün sonrasında bir arkadaşım bana uğradı. Bizim evin yakınında yerde bir karne bulmuş, getirmiş. Öğrenci ismine baktım ama tanıdığım biri değildi. Okullar henüz yeni kapanmış olduğu için, çocuğun eve dönüş yolunda düşürmüş olduğu kanısına vardık.
Arkadaşım gittikten sonra karneyi elime alıp enikonu incelemeye başladım. Öncelikle karnenin yıl sonu değil, birinci döneme ait olduğunu fark ettim. İlginç bir durumdu. Çünkü yere düşmüş olması artık zor bir ihtimaldi. Notlara baktım, herkesin ilk baktığı ve önemsediği notlar düşüktü. Ama diğerleri, yani görsel sanatlar, müzik, beden eğitimi dersleri yüz puana yakın, teknoloji ve tasarım dersi ise tam yüz puandı.
Arkadaşım gitmeden önce de bunlar dikkatimizi çekmişti ve “Bu çocuk kesin sanatçı ruhlu” demiştik. Geçtim diğer bölüme, yani hani şu ‘Davranış Notları’nın yazılı olduğu bölümden söz ediyorum. Genelde karnelerimizde en yüksek notları gördüğümüz bölümdür. Aynı şekilde bu öğrencide de hepsi ‘Çok İyi’ yazıyordu. Sıra geldi beni şaşırtan bölüme. Rehber Öğretmenin Öğrenci Hakkındaki Görüşü bölümünde yazılanlar bana çok enteresan geldi.
Bunu olduğu gibi aktarma gereği duyuyorum, sonrasında da düşüncelerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.
“İlk dönem ve öncesinde yaşadığın hatalarını düşünüp, gelecek zamanda doğruları yapmak, çevrende gördüğün güzel şeyleri örnek almak, her zaman için ümitvar olmak, başarıya giden yolda engellere takılmamak, diğer insanlara iyi ve güzel yönlerinle örnek birisi olmak HEDEFİN OLMALI… Tatilde boş şeylerle uğraşmak yerine ahlaki değerlerimize uygun kitapları okumayı ihmal etme…İYİ TATİLLER DİLEĞİMLE.”
Burada ben konuya öğretmenin son cümlesinden girmek istiyorum. ‘ahlaki değer’ nedir diye bir röportaj yapsak, bu konuda ülke en az ikiye ayrılır. Bu durumda bu öğrenci hangi tarafı ahlaklı bulup onların okuduğunu okuyacak?
‘Boş şeyler’ nedir diye sorsak, nasıl yanıtlar alacağımızı düşünürken birkaç yıl önce Antalya’da bir gençle yaptığımız sohbet geldi aklıma. Genç, canının çok sıkıldığından yakınıyordu. Ben o sıralar hafta sonu doğa sporları grubunun etkinliklerine katılıyordum ve orada birçok gencin de bu etkinliklere katıldığını söyleyip, “Sen de gelebilirsin” diye önermiştim. Genç bana, “onlar boş şeyler” demişti. “Peki sen hafta sonları neler yapıyorsun?” diye sorduğumda, genelde internet kafeye gittiğini söylemişti. “Başka?” diye ısrar edince, düşünüp düşünüp “Başka bir şey yapmıyorum” demişti. Şimdi bizim bu karnenin sahibi öğrenci hangi ‘dolu şeyler’le uğraşsın? Boş olmayan şeyler nelerdir?
Son olarak “Başarıya giden yolda engellere takılmamak” cümlesine takılıp kaldım. Bu ülkede yolu başarıya giden birçok gencin yolu kesilmedi mi? Çok fazla geriye gitmeye gerek yok son dönemde sudan sebeplerle işlerinden atılan akademisyenler bunun en canlı örneğidir. Onlar da engellere takılmadan yürümek istiyorlardı fakat devlet tarafından engelden çok çelme takıldı.
Engellere takılmamak mümkün olmayabilir ama bu engelleri topyekün yok etmek için mücadele etmek ‘ahlak’lı insanların boynunun borcudur.
Aslında öğrenciler de öğretmenlere karne vermeli ya da en azından öğretmenlerinin davranışları hakkında düşüncelerini rahatça aktarabildikleri bir merci olmalı. Hem belki de böyle bir yöntem, öğrencilere uygulanan şiddet ve son yıllarda daha da çok yaşanan istismar olayının önlenmesine yardımcı olur.
Yeniden görüşmek dileğimle, sevgiyle kalın.
İlgili haberler
Biz kadınlar hayatı biraz da kendimiz zorlaştırıyo...
Kocaeli Ekmek ve Gül Kadın Derneğinden Fatma kadınları evde ev iş yapmaya değil, kendi için mücadele...
Bir dönem daha geride kaldı, peki eğitimde durum n...
Karneler alındı, uzun bir tatil bugün başladı. Peki geride bıraktığımız eğitim dönemi nasıl geçti, n...
Kadın eğitimciler anlatıyor: Cinsiyetçi ve baskıcı...
Kadın eğitimciler, eğitimin durumunu ve öğrencilere yansımasını değerlendirdi...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.