Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından 8 ilde Aile Çalıştayları düzenlendi. Çalıştaylarda aile kavramı üzerinden kadınların toplumsal rolünü tartışılırken yapılmak istenen, kadınların kazanılmış haklarına ve elbette Medeni hukuka müdahale etmek.
Şiddete uğrayan ve öldürülen onca kadın... Sanki bunlar hiç yaşanmamış, ailenin zayıflamasını tek sorumlusu kadınlarmış gibi tarif ediyorlar durumu. Tek adam iktidarının uzun süredir kadınların kazanılmış haklarına göz diktiğini, İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırmaktaki ısrarlarından biliyoruz.
ŞİDDETE UĞRAYAN KADINLAR NEREYE GİTSİN?
Çalıştaylardan birinde, şiddet uygulayan erkeğin evden uzaklaştırılmasına tepki olarak “Nereye gitsin?” deniliyor. Uzaklaştırma kararı bazı erkekler üzerinde caydırıcı oluyor fakat ağırlıklı olarak onları durdurmuyor. Çünkü uzaklaştırmayı ihlal eden erkeğe ciddi ve caydırıcı cezalar verilmiyor. Örneğin, Ayşe uzun yıllar eşinden şiddet gören yüzlerce kadından sadece bir tanesi. 3 çocuklu Ayşe, her gün başka bahaneyle maruz bırakıldığı şiddete dur demek için karakolun yolunu tutmuş bir kadın. Uzaklaştırma kararı çıkar çıkmaz, eşi kapıya dayanıyor. Kapıyı kırıp içeri giriyor ve Ayşe’yi bu defa, çocuklarıyla birlikte darbediyor. Komşular polisi arıyor fakat her zamanki gibi polis gelinceye kadar adam evden uzaklaşıyor. Yeniden hastane, karakol derken Ayşe korkudan o gece evine gidemiyor, bir akrabasında kalıyor. Sabah eve gittiğinde adam yine evde, güzel güzel uyuyor. Bunun üzerine Esenyalı Kadın Dayanışma Derneğine başvurup başka çözümler aramaya başlıyor.
Ayşe’yi sığınma evine göndermek zorunda kaldık. Şimdi hakkında uzaklaştırma kararı verilen bu adam “Nereye gitsin?” diye sorulduğunda bizim cevabımız, cezaevine gitsin olacak. Ayşe sığınmaevinde en fazla 6 ay kalabilecek. Biz de soruyoruz, bu süre dolduktan sonra Ayşe ve Ayşeler nereye gitsin?
İKTİDAR KADINLAR GÜVENCESİZ ÇALIŞSIN İSTİYOR
Çalıştaylarda öne çıkan bir diğer başlık ise çalışan kadınların çocuklarını bakıcılara bırakması. Çalıştaylarda bu da sakıncalı bulunuyor. Çalışan kadınlar için çocuk bakımı hâlâ en yakıcı sorunlar arasında. Yıllardır kadınların ücretsiz kreş talebi var. Birçok kadın çocuklarını bırakacak bir yeri olmadığı için zaten çalışamıyor. Çalışamadıkları için de geçinemiyorlar.
Tabii iktidar da kadınlar çalışmasın demiyor. Çalışsınlar ama daha esnek, güvencesiz ve niteliksiz işlerde kendilerine yer bulsunlar isteniyor. Çocuk bakımı yüzünden zaten kadınların uzun yıllar işten uzaklaştığını görüyoruz. Bu durumda kadınlar ya ev eksenli işler yapmaya başlıyor ya da çocuğunun uyku saatlerinde merdiven temizliği gibi işler yapıyor.
Kadın, çocuk artık kendine yetebilecek yaşa gelince yeniden bir fabrikada işe girmek ya da daha önce yaptığı işe dönmek istediğinde patronlar, “Senin yaşın büyük” diyerek kadınları işe almıyor. Bunu onlarca kadın yaşıyor. Güler de böyle bir örnek. 10 yıl boyunca bir fabrikada çalıştı ama çocuk olunca onu bırakacak yeri olmadığı için işi bıraktı. Evleri kira ve eşi sadece asgari ücret alıyor. Bazen bebeğine bez bile alamadığı zamanlar olmuş. Hatta iki yıl kadar kocasının köyüne gitmiş masrafları azaltmak için. Ama ne yapsa da günü kurtaramamış. Gündüz çocuğa bakıp geceleri gömlek ipleri temizlemiş, abiye kıyafetlere boncuk işlemiş. Bu işler de çok ucuz olduğu için aldığı ücret ancak aylık ekmeğine yetmiş. Yeniden iş aramaya başladığında 38 yaşında olduğu için çoğu yer onun yaş sınırının üstünde (yaş sınırı genellikle 30) olduğunu söyleyip işe almamış. Şimdilik yarım gün bir tekstil atölyesinde sigortasız çalışıyor Güler.
KAYBEDECEK BİR ŞEYİMİZ YOK, ARTIK MÜCADELEYE!
Aslında birçok başlık var çalıştaylarda öne çıkan. Hepsini tek tek inceleyip bunlara yaşadıklarımızla cevap verebiliriz. Bu iki örnek bile birçok şeyi ortaya koyuyor. Kadınların, 22 yıldır iktidarda olan AKP’nin eliyle görmezden gelindiğini, bu iktidarın kadınların sorunlara çözüm bulmak gibi bir niyetinin olmadığını bu çalıştaylar bize çok açık gösteriyor. Aile üzerinden, kadınların çalışma hayatından yaşam biçimine kadar bir “ayar verme” politikası yürütüyorlar.
Bu dönem gözümüz ve kulağımız çok daha fazla buralarda olmak zorunda. Aslında iktidarın attığı her adım birer saldırı ve artık bizim kaybedecek bir şeyimiz kalmadı. Bu sebeple hem kaybettiklerimizi hem de daha fazlasını kazanabilmemizin tek koşulu, bizlere karşı açılan bu savaşa karşı birlikte mücadele edebilmek.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
AKP’li Keşir, kadınların kaygılarına ‘sefil kurgu’...
Haklarına sahip çıkan kadınları ve kadın örgütlerini hedefe koyan AKP kadın kolları başkanı ve mille...
Karaca, kadın haklarına dönük saldırıları Meclise...
Karaca:"Hakları tartışmaya açıldığı için yasayı uygulaması gerekenler ayak sürüdüğü için şiddete mar...
Büyük Aile Platformu LGBTİ derneklerinin kapatılma...
Büyük Aile Platformu LGBTİ'lere karşı dilekçe topladı, konuyla ilgili Anayasa Hukuku Profesörü Şule...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.