6 Şubat depreminde Adıyaman’da pek çok ev yıkıldı, binlerce insan öldü. İnsanların büyük bir kısmı çadırlarda yaşarken, belli bir kısmı ise konteyner kentlerde yaşamaya başladı. Aynı kentte 28 Mayıs’ta seçim sonuçları açıklandıktan sonra kutlamalar yapıldı, yıkıntılar arasından müzik sesleri yükseldi. Düğün isteyen evlenecek çiftleri “Davullu zurnalı düğün mü olur? Bir sürü insan öldü!” diyerek eleştirenler o gece konvoy yaptı, halaylar çekti, silahlarla ateş açtı. Peki şehrin yarısından fazlası yıkılmışken Adıyaman’da seçim sonuçları neden bu şekilde oldu?

İlk turun ardından sosyal medyada depremzedelere yapılan hakaretler Erdoğan’a oy veren, vermeyen bütün insanların tepkisine yol açtı. Erdoğan’a oy verenler o gün insani görev için yapılan yardımların bugün bu şekilde yüzlerine vurulmasına tepki gösterirken oy vermeyenler ise büyük yıkımın ardından verilen tepkilerin yanlış olduğunu söylüyordu.

Depremin ardından Erdoğan Adıyaman’a geldi, Adıyaman halkından helallik istedi. Ardından AKP ilçe binası Adıyaman’ın en merkezi yeri olan, binası yerle bir olmuş belediyenin önündeki kafeye taşındı. O gün konuştuğumuz insanlar ölümlerin ihmaller yüzünden arttığını belirterek haklarını helal etmeyeceklerini söyledi. Sadece onlar değil yıllardır Erdoğan’a oy veren pek çok insan sosyal medyadan hakkımı helal etmiyorum paylaşımı yaptı. Dolayısıyla bütün bunlar Adıyaman’da seçim sonuçlarına dair umutları yeşertti. Fakat aynı insanlar seçim gecesi kutlamalara katılanlar arasındaydı.

TEK ADAMIN DİN HAMLESİ

Görüştüğümüz insanlardan bu paylaşımı yapanlardan birisine neden Erdoğan’a oy verdiğini sorduğumuzda, “Ben hakkımı helal etmiyorum. Diğer dünyada elbet hesaplaşırız. Ama başka alternatifim yoktu” cevabını verdi. Bu durum gösteriyor ki tek adamın o gün helallik istemesi dahi stratejik bir hamleydi. İnsanların dini inançlarına, vicdanlarına seslenerek depremin “kader” olduğunu insanlara aşılayarak üstündeki sorumluluğu tamamen atmak istedi. Seçim sonuçları gösteriyor ki hamlesi başarılı da oldu.

Benzer şekilde depremde çocuğunu, torunlarını kaybeden bir kadın Erdoğan’a oy verdiğini belirtti. Çocuğunun ölümünün kaderinde olduğunu söyleyen kadın, bunun sorumlusu olarak denetim yapmayan belediyeyi, kaçak yapılara imar affı veren Erdoğan ve AKP hükümetini değil, aylar önce yıkım kararı verilen fakat bu kararı bina sakinlerine bildirmeyen ev sahibini görüyordu. “Kılıçdaroğlu seccadeye bastı, o Alevi” söylemleri muhafazakâr Adıyaman halkı arasında tepkiye yol açtı ve yine onlar için tek çıkar yol Erdoğan olarak görüldü.

Bütün bunların yanında Erdoğan’a oy verip tereddütte olan seçmen sayısı da oldukça fazla. “İnşallah iyi olur ya. Bu son zaten. Daha da kötü olursa bir daha oy vermem” sözleri gösteriyor ki Erdoğan’ın dini, milliyetçi, ırkçı sözlerle etkisi altına aldığı bu halk ekonomik koşulların daha da kötüye gideceğinden endişe ediyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül